Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Yaşayacak on bin yılın varmış gibi davranma. Kaderin başının üzerinde asılı. Yaşadığın sürece mümkün olduğunca iyi ol.”
Sabah namazını kıldıktan sonra,dua ederken uyku-uyanıklık arasında bir halde iken kendisine; 'Değilmi ki sen,benim yüce kitabım olan Kuran-ı Kerim'e saf ve temiz bir kalp ile saygı gösterdin; ben de senin evladına kıyamete kadar yaşayacak bir ulu devlet ihsan eyledim, ' diye hitap olunduğunu işitir. Ertuğrul Gazi hemen secdeye kapanıp Allaha şükreder.
Reklam
"Herkesin hayatında bir an var. Bir kriz. İnandığı şeylerin yanlış olduğunu söyleyen bir aksama. Herkesin başına geliyor; tek fark bu bilginin insanı nasıl değiştirdiği. Çoğunluk bilgiyi gömüp orada yokmuş gibi davranıyor. İnsanlar böyle yaşlanıyor işte. Yüzlerini kırıştıran, sırtlarını kamburlaştıran, ağızlarını ve azimlerini büzen şey bu. Bu inkârın ağırlığı. Gerilimi. Bu sadece insanlara özgü bir şey de değil. Herhangi bir varlığın gösterebileceği en büyük cesaret ya da delilik, değişme eylemi. Önceden bir şeydim. Şimdi başka bir şeyim. Önceden bir canavardım ve şimdi farklı bir canavarım. Ölecek olan ve acıyı hisseden biriyim, ama aynı zamanda yaşayacak, belki bir gün mutluluğu bulacak biri. Çünkü artık mutluluk mümkün benim için. Çünkü mutluluk acının diğer yüzünde."
Sayfa 251Kitabı okudu
Üç bin yıl ya da bunun binlerce katı fazlasını yaşayacak olsan da hiç kimsenin hali hazırda sürdürdüğü hayattan başka bir hayatı kaybetmediğini ve kaybetmekte olduğu hayattan başka bir hayat yaşamadığını unutma. Bu yüzden hayatın en kısası da en uzunu da aynı kapıya çıkar. Çünkü şimdiki zaman herkes için aynıdır, bu yüzden geçmiş zaman da aynıdır ve yitip giden sadece bir andır. Herhangi biri ne geçmişi ne de geleceği yitirmemiştir. Birinin sahip olmadığı şey, herhangi birisi nasıl söküp alabilir ondan? Bu yüzden şu iki şeyin unutulmaması gerekir: İlki, ezelden beri her şey aynıdır, hep aynı döngülerdir tekrarlanan ve hiçbiri farklı değildir; herhangi biri, yüz ya da iki yüzyılda, ya da sonsuzlukta hep aynı şeyleri görür. İkincisi, bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.
İnsanoğlu için ölüm mutlak, zaman değerli ve ancak en güçlüler, acıların içinde mutluluk bulacak. İnsanların pek azı ölmeden önce gerçekten yaşayacak.
Hayatını kendin için yaşamıyorsan, kim senin için yaşayacak..
Reklam
Yokluklar insanı üzebilir. Ama yokluklar insanı yok etmemeli. Yokluklar içinde çaba göstererek, varlıklara ulaşılabilmeli. İnsanoğlu, yıllarca var olmak için çaba gösterdi, göstermeyi sürdürüyor. Kazandığı sürece yaşayacak. Aklıyla, azmiyle, yokluğu varlığa çevirecek. Kazandıklarını durduk yere kazanmadı. İnsan, yoksulluğu varsıllığa çeviremezse, çalışma azmini kaybederse, yokluklar içinde yok olup gider...
Bir kitabın daha benim adıma son alıntısı
Geçmiş bir imgeydi sadece. Bellekte yaşayacak, sonra da, onunla birlikte silinip gidecekti.
Sayfa 141 - 1. Baskı Şubat 2006 İmge KitapeviKitabı okudu
— Nasıldı o rahat, güzel dediğin önceki yaşamın? Ve İvan İlyiç güzel yaşamının en iyi anlarını seçip ayırma­ya başladı zihninde. Fakat -tuhaftır- bir zamanlar çok güzel bulduğu anların hiçbiri artık öyle gelmiyordu. Çocukluğuna dair ilk anıları dışında hiçbiri. Çocukluğunda, şu anda ye­niden yaşayacak olsa yine güzel bulacağı gerçekten hoş şey­ler vardı. Ama o hoşluğu yaşamış adam artık yoktu: Bütün bunlar bir başkasının anılarıydı sanki.
İnsanın botuyla tekmelediği bir taş parçası bile Shakespeare'dan uzun yaşayacak. Kendisinin küçük ışığı da çok parlak olmadan bir iki yıl parlayacak, sonra daha büyük bir ışıkla birleşecek, o ışık da daha büyük bir ışığa katılacaktı.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, çev. Sevda Çalışkan, 18. Basım 2024Kitabı okuyor
Reklam
Bir insan kendi bilincini akışı mümkün olduğunca sık biçimde yaşayacak şekilde organize ettiğinde, hayat kalitesi kaçınılmaz olarak iyileşecektir.
Eskiden bir ideal uğruna yaşayacak insanlarla pek seyrek karşılaşıldığını düşünürdüm hep. Cephede pek çok insanın, hatta bütün insanların bir ideal uğruna ölebileceklerini gördüm. Yeter ki kişisellikten uzak, kendilerinin özgür seçtiği bir ideal değil de, başkalarından devralınmış ortak bir ideal olsundu bu.
Sayfa 195Kitabı okudu
Önünde yaşayacak iki günün kalmışsa bile, bence ne kadar ileri gidebileceğini bilmeden bu yaşama veda etmemelisin.
Sayfa 109Kitabı okudu
Siz bir ellerinizi bıraksanız ben yalnızlığımı Bir sonuna kadar yaşayacak Bu şiir olmayacak şeyler için Bu şiir buz üstüne yazıldı Bir kere söylenip unutulacak
Dostoyevski budala kitabında şöyle der;
"Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: "Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?" Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.