Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
x
Bugün yaşayan nesil, her şeyi açıkça görmekte, yapılan yanlışları hayretle anımsamakta, atalarının anlayışsızlığına gülmektedir. Tarih denilen şeyin, göklerin ışığıyla çizildiğini, her harfin konuştuğunu bilmez, bütün parmakların yine onu, kendisini, yani bugün yaşayan nesli gösterdiğini anlamaz. Geçmişiyle alay eder ve yeni hatalar yapar, hem de bir sonraki neslin çok çok güleceği hatalar.
Sayfa 47 - Karbon Kitaplar
Ölü değilim. Yaşayan insan için her zaman umut vardır...
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Çalışma hayatı dildeki çağdaş krize direnç gösteremez: Canlı olanı ölü diye adlandırırız, hayatımızı kazandığımızı zannederken yavaş yavaş ölürüz. “Ölü” denilen zaman aslında yaşayan zamandır. Çalışmanın ne anlama geldiği artık bilinmediğinden, ölümü yaşamdan neyin ayırdığı da bilinmez.
Sayfa 25 - YKY
Modern kölelik bizimkisi ...
"Bu kapitalist düzende bütün bir hafta cumayı, bütün bir sene de yaz tatilini, bütün bir ömür de mutlu olmayı bekliyoruz. Bekleyişle geçen bir ömür ama anlamsız, saman gibi sıradan bir hayat. Modern insanın hayatına baktığınızda yaşayan bir ölü görüyorsunuz, çalışıyor ve tüketiyor..."
grisóstomo'nun şarkısı
... yaşayan kelimeleri arasında ölü bir dilin dağılıp gidecek benim büyük acılarım
Sayfa 119Kitabı okudu
Zira musiki, insanın kendini aldatmaya uğraşamayacağı ulvi anlardan bir andır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Maşuk her şeyde her şeydir; âşık ise sadece onu gizler; maşuk yaşayan her şeydir, âşık ise ölü bir şeydir.
Sayfa 22 - 2019, Olimpos YayınlarıKitabı okudu
"İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde. Ve pek çok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz, önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük utkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbiri birbirine benzemez! İyisi kötüsü, sıradanı soylusu, başlangıçta hepsi insana boyun eğer gibidir, ama sonra zorbaca ona boyun eğdirir, onun hâkimi olurlar. Bunca tutkudan kendine en iyilerini seçebilmiş olanlara ne mutlu! Esenliği, gönenci her an daha da büyüyen ve ruhlarının engin cennetinin derinliklerinde yaşayan insanlardır bunlar. Ama öyle tutkular vardır ki insan onları kendisi seçmez. Doğarken onlarla doğar ve onlardan kurtulma gücüne sahip değildir. Üstün birtakım güçlerin yönettiği bu tutkular ölene dek insana rahat yüzü göstermez. İster karanlıklara bürünmüş olarak, isterse dünyaya sevinçler getiren göz kamaştırıcı bir ışık şeklinde görünsünler, her iki durumda da insanın mahiyetini bilemediği esenlikli bir yaşam alanı gerçekleştirmek için vardırlar."
Sayfa 279 - T.İ.B. Kültür Yayınları E-KitapKitabı okudu
Aşk ağır bir taş ya da ölü bir beden midir ki, sürekli olduğu yerde kalsın? Aşkın yaşayan bir şey olduğunu bilmiyor muydu? Ona sahip çıkılmazsa, korunmazsa, sevilmezse, öleceğini bilmiyor muydu? Bir çiçek, susuz, topraksız ve güneşsiz yaşayabilir mi?...
Sayfa 221 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Herhangi yaşayan bir insan herhangi ölü bir insandan iyidir ama hiçbir yaşayan ya da ölü insan başka yaşayan ya da ölü insandan çok daha iyi değildir.
Reklam
Eskiden yaşamaktan, gezmekten, kitap okumaktan ve sevmekten zevk alırdım şimdi içimden hiç bir şey yapmak gelmiyor, ölümü bekleyen yaşayan bir ölü gibiyim.. Yarattığınız eserinizle övünün.. Matmazel.
İnce düşünceli olmamanın insanı boş biri yaptığı ve bu boşluğun da kaygısızlaştırdığı söylenir. Ölü doğup donmuş ceset gibi yaşayan insanlar için bu doğru olabilir elbette, fakat çok fazla hissedip çok az şey bilen hassas bir oğlan, güneşin altında yaşayan en talihsiz canlıdır çünkü iki ayrı güç tarafından parçalanmıştır. İlk güç, onu yukarılara taşıyıp bir rüya bulutunun içinden ona var olmanın güzelliğini gösterirken ikinci güç, onu dünyaya ayaklarından bağlayıp gözlerini toz toprakla doldurarak korku ve karanlıkla hakkından gelir.
İnsanın kendini aldatması, başkalarını aldatmaktan çok daha müşkül.
Sayfa 131
Gülmekte olan kimse, kahkahaya kanıncaya kadar, gülmesini devam ettirecek vesîleler arar, hattâ, icat eder. Ağlamakta olanın da, hüzünden usanıncaya kadar dimâğında geçit resmi yapan, hep endîşeli düşüncelerdir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Sen ne hoş beyitsin öyle
Mazhar ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebat Mütevazı olanı rahmet i Rahman büyütür
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.