Her satırında kendinizi bulabileceğiniz, fark edebileceğiniz bir kitap. Kitabın temeli aşkın felsefesi ve psikolojisine dayanıyor. Roman şeklinde yazmış ve felsefe ve psikoloji ile harmanlamış, ortaya çok güzel bir kitap çıkmış. Çözümlemelerini beğendim. Aslında kitaptaki olaylara bakınca aşkın bu olmadığını anlıyorsunuz. Modern insanın, aşkı biraz daha yavan hale getirdiği görülebiliyor. Birkaç güzel alıntı:
~ "İnsanlar eşit oldukları, her iki tarafın da eşit düzeyde özveride bulunmaya hazır olduğu ilişkilere girmeli -biri gerçek aşk, öteki geçici bir ilişki arıyorsa olmaz. Bence bu tür dengesizlikler ilişkilerde acının asıl kaynağı oluyor, insanlar ne istediklerinden tam olarak emin olamıyorlar bir türlü." (s.30)
~ "Olgun bir insan ilk görüşte aşık olmaz. Aşık olmak, insanın atlayacağı suyun ne kadar derin olduğunun bilincinde olmasıyla başlar. İki insan, kendi geçmişleri ve siyaset, sanat, bilim ve yemek üzerine düşüncelerini paylaştıktan sonra ancak birbirlerini sevmeye hazır hale gelirler; bu yakınlık, karşılıklı anlayış temeline oturur. Böylesi olgun ilişkilerde, kişi eşini gerçekten tanıdığı zaman serpilip büyümeye başlar aşk. Gerçi aşkın insanın aklını da çelebildiği düşünüldüğünde (genelde tanımadan aşık olanların içine düştüğü bir durumdur bu) birbirini tanımak, engel de oluşturabilir- ütopya ile gerçek arasında çatışma yaşanabilir." (s.64)