8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün kutlanacağı aya geldik sonunda!!
Bu ay şöyle bir etkinlik yapmak istedim. Katıldığım etkinlikler (#99828260) ve hali hazırda devam eden okumalarım haricinde, elimde bulunan kadın yazarların kitaplarını okumak istiyorum.
Elimde olan kitapları liste olarak paylaşıyorum. Amacım
Bu ülke, insanı her gece çaresizlik hissiyle uyutup sabah da sana ait olmayan bir utanç duygusuyla uyandırıyor. Gece sen bilmeden kim bilir ne rezaletler, felaketler yaşanıyor. Sabah da kendi kendimizi, bulunmadığımız yerlerdeki ölümler için suçlayarak, utanarak uyanıp... His kuşatması bu. Felç oluyoruz, felç!
“Her sabah kalktığımızda penceremizi açıp;
Günaydın doğa ve merhabainsanlar! diyebilmek çok güzel "
"Bana bir manivela getirin, dünyayı? yerinden oynatayım.” demiş
Arşimet ;
Yüreğinin gözü körleşmemiş, beyinlerinin dimağı alıklaşmamış ve akılları doğaya kapanmamışlar sizede günaydınnnnn🌿...
Az zamanda her zamanı
"Vurulduğunda tam şuradaydı,
Gördük
Tam buramıza düştü çocuk
Yeminden ağır
Melekten hafif
Çocuk ölmedi diyemezsin
Tabutu kalbimizle tarttık,
Kurşundan ağırdı
Bir ekmekten hafif..
Güçlü ve başarılı kadınlarımıza yer verdiğimiz, usta bilim kurgu yazarı
Ursula K. Le Guin 'in kapak konusu olduğu Öyle Olsun Dergi 3. sayımızda; Türk filmlerinin kötü kadın oyuncu kimliği ile öne çıkan ve daha birçok dalda başarıya ulaşmış Lale Belkıs röportajını;
Lou Andreas-Salomé ve yaşarken sesini kimselere duyuramayan, kıymeti ve şiirleri ölümü ile bilinen şairimiz
Nilgün Marmara ve "Ben doğduğumdan beri mülteciyim!" diyen Aziza Brahima' nın kısa hayat hikâyelerini okuyabilirsiniz. Ayrıca sarsıcı ve etkili tarzları ile yazarlarımızın sizler için kaleme aldığı öykü ve denemeler de yeni sayımızda sizleri bekliyor. Üstelik Öyle Olsun Dergi'mizde harika bir film önerisi ve Girodet'in çizdiği bir resme konu olan trajik aşk hikâyesini de okuma imkanı bulacaksınız.
💛💛💛
Dergimize instagram.com/oyleolsundergi profildeki linkten veya oyleolsun.com internet sitesinden ücretsiz ulaşabilirsiniz.
Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
bir taş bir taşa aşık olsa ne derdi?.. kelebeğin kederi nasıl bir şeydi?.. albino bir tavus kuşu konuşsa ne söylerdi?.. bir denizkestanesi kimseye sarılamamanın tarihini nasıl bildirirdi?.. gücünü kullanmak istemeyen bir boğa nereye kaçabilirdi?.. zakkum ağacı hep zehirli olmanın lanetini dese dese nasıl derdi?.. ben bunlara verdim kendimi..
İnsanın her zaman da takati olmaz ki tam randımanla yaşamaya..
Öyle her daim hazır asker tarzında yaşayanlar da vardır mutlaka, ama insan her zaman da dahil olamaz ki hayata.
“Bugün beni saymayın” demek istemez mi insan bazen bütün dünyaya? Ruhunu uyutmak. Dükkanı kapatıp, kapıya “Gittim gelicem” yazısı asmak… Öyle işte. Bazen kendinden bile gitmek ister insan, kendi olma halinden bile izin almak. Bir süreliğine hiç kimse olmak. 😕