Biz kadınlar neden biomuza erkekler bizi rahatsız etmesin diye “sevdiğimiz insanla ilgili bir şey yazmak veya mesajlara dönmüyorum” diye bildirmek zorundayız. Bildirsek bile veya sevdiğimiz olduğunu bilseler bile yine rahatsız edenler var bunlarıda biliyorum. Neden her uygulamada biriyle iletişime geçmek istiyorsunuz. Bu konu erkekler içinde geçerli tabi ki onlarda bazı kadınların mesaj atmalarından rahatsız olabilir. Bu uygulamayı sohbet için kullanmıyorum yüz kere, bin kere bunu vurguladım. Neden hala üsteliyorsunuz. Yani biz kadınlar sizlere cevap vermek zorunda değiliz ki sonradan da hakaret içerikli mesaj yazıyorsunuz ki o mesajların hepsi Cimer’e gider bana gelenlerin haberiniz olsun. Artık kadınlar akıllandı. Kendini ezdirmeyen, hakkını arayan, bir yerlere tek başına ulaşan kadınlarla doldu etraf ki sayımız iyice artması tarafındayım. Sizler de artık bunun farkına varmalısınız. Umarım bir gün öğrenirsiniz rahatsız etmemeyi, kendinizle iletişime geçilmeyince insan kalmayı... Bu tarz davranan insanlara karşı bu sözlerim bunun altını çiziyorum
J. R. R. Tolkien ise ilk kitabını 45 yaşındayken yazdı. Kitap yazmak yaşanmışlık, birikim ve iyi bir okur olmayı ister. İyi bir okur olana kadar okumaya devam...
UFUKTAKİ SEN
Karşımda güneş batıyor ufuktan
Güneşin rengi denize dağılıyor
Rüzgarlar esiyor başka diyarlardan
Kulağıma hafiften bir sesin tınısı geliyor
Herkes güneşin batışı izlediğimi sanarken
Oysa Seni
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
Sigmund Freud ise ilk kitabını 39 yaşındayken yazdı. Kitap yazmak yaşanmışlık, birikim ve iyi bir okur olmayı ister. İyi bir okur olana kadar daha zamanımız var...
2021 yılı kabul etmek gerekir ki herkes için kötü bir sene oldu. Covid 19 belası, aşı muhabbeti, kısıtlamalar, dolar ,ekonomik sorunlar, kitap fiyatlarındaki artışlar,depremler, yangınlar ve yanan kül olan ormanlarımız,sel, su baskını, çığ düşmesi, şiddetli fırtına, mülteci sorunları, şehitlerimiz, gazilerimizle bizi kahretti.Daha kötü ne olabilir
Herkese merhaba. Lütfen toplanın, çünkü hem ilginç bilgiler vereceğim sizlere yani bilgilendirici bir inceleme olacak, hem de oldukça eğlenceli...
İşin bilgilendirici kısmından başlayalım. Bu yaz İngiltere Edebiyatı'na bir hayli aşina olmaya başladım, özellikle Victoria Dönemi diye geçen 19.yy kitaplarına. Bu dönemde en göze çarpan özellik,
Kitap incelemesine başlarken İngilizce aslından çeviren
Levent Cinemre' yi yürekten tebrik etmek isterim. Bana göre kitabın sadece çevirisini yapmakla kalmamış, okuru
Jack London' la tanıştırmak için elinden geleni yapmış. Ayrıca her zaman dediğim gibi aslından çeviri başarılı olmasa, kitabın kendi dilinde olan başarısının ne önemi var ki?
Ben
Tek yürümeyi ve kahve içmeyi çok seviyorum. Evde yalnız kendimle vakit geçirmeyi, kitap okumayı, dizi izlemeyi, yazmak için masaya oturmayı çok seviyorum. Birine dost demem için yalnızlığımdan daha iyi anlaşmam lazım. Bazı şeyler tercih ve değer verme meselesi, hepsi bu.
James Joyce dan etkilendiği çok aşikar.Dostoyevski den romanında çok sık bahsederken, Joyce un ise meşhur bilinç akışı tekniği kullandığını görüyoruz.Aynı zamanda kendisi Postmodernist bi yazar.Bunu kısaca sorunsallaştırma, yadsınma olarak 20.yıl ve sonrası için kabul edebiliriz.
Gönlümden koptu yahu :)) bayram öncesi iki okur arkadaşa kitap hediye etmek istiyorum. Onların yüzü gülerken dillerinden dökülecek hayır dualarına talibim. :) yapmanız gereken tek şey istediğiniz kitabı yoruma yazmak. En çok beğeni alan iki arkadaşın kitabını adreslerine göndereceğim. 05. 07.2022 tarihinde sonuçları yorumda paylaşacağım. :))
Selamün aleyküm Ya Kitap ehli
İnsan inandığı gibi yaşamalı öyle değil mi? ya da biraz devrikleştirirsek inandığını yaşayana insan denir...
Bir sorumluluğunuz var, kısıtlı süreniz, dönüşü olmayan.
Elinizden geleni yapınca mesrur olacağınız ama gayretinizi esirgediğiniz de ise en bedbaht hâle düşeceğiniz...
Peki ya menfaatlere gelelim, sevgiyi