Dimaşk'ta Arapların (müslümanlar) Dimaşk Camii (Şam Ümeyye Camii) dedikleri bir mescitleri vardır. Dünyada bucaminin bir benzerinin daha olduğunu zannetmiyorum. Halk bu caminin Ben-hadad sarayı olduğu söyler. Burada (cami)sihirli bir işçilikten çıkmış, senenin günlerine göre açılan delikleri olan kristal camdan mamul bir duvar bulunmaktadır.
ÇİNGENELERİM
deniz kenarına inen çingenelerim
sulara içmeden bakarlar
o sular tuzludur
balıklar içer
yeşil otların içine gömülen çingenelerim otları yemezler
o otları tatsızdır
katırlar yer
UZAYLI KOCAKARI
(Ursula K. Le Guin - 1976)
Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Chung - hang Yüeh ise daima, Türklerin Çinlilerden üstün olduğunu isbata çalışıyordu. Diyordu k i: «Türkler hayvan etlerinden başka bir şey yemezler, sütten başka bir şey içmezler. Deriden başka bir şey giymezler. Sayısız sürülerini otlaklarda, ırmak kıyılarında gezdirirler. Mevsimler değiştikçe onlar da da yerlerini değiştirirler. Yiyecekleri kalmadı mı, derhal ata binerek ava giderler. Bolluk içinde iseler, keyiflerine bakarlar: hiçbir şeyin kaygısını çekmezler. Kaidelerini değiştirmekten hoşlanmazlar. Bir oğulun, üvey annesiyle, kardeşinin, yengesiyle evlenebilmesi, ocakların zürriyetsiz kalarak sönmemesi içindir. Şimdiye kadar Hiung-nular arasında, bu kadar karışıklıklar çıktığı halde, hiçbir zaman, eski sülâle yerine, başka bir aileden bir beğin tahta geçirildiği işitilmemiştir. Çin’de ise bilâkis, öteden beri sülâleler birbirini boğazlamakla uğraşmışlardır. Daima yeni bir mütegaliip çıkarak, eski sülâleyi kaldırmış, kendisi yeniden bir imparatorluk hanedanı kurmuştur.
Birbirine uzak..
Ve..
Birbirine zıt şeylerin..
Bu kadar iç, içe olduğu..
Başka bir toplum görmedim..
Yere düşen bir parça ekmeği..
Öpüp bir kenara koyarlar..
Ama çöpe tonlarca ekmek atarlar..
Kanola yağı, Kolza bitki tohumlarının genetik yolla islah edilmesi ile elde edilmiş tohumlardan üretilen bir yağ çeşididir. Kolza ise gıda yağ bitkilerinin içinde en fazla zehirli olanıdır. Öldürücü zehirli olduğu için böcekler onu yemezler.
“Bülbüller bizi eğlendirmek için şarkı söylemek dışında bir şey yapmaz. İnsanların bahçelerindeki bitkileri yemezler, mısır ambarlarına yuvalanmazlar, tek yaptıkları iş bize içlerini dökmektir. İşte bu yüzden bülbülleri öldürmek günahtır.”
Melekler ki, yemezler ve içmezler. Sanki hep oruçludurlar. Demek ki, oruçta meleklerden bir muhteva, bir varoluş taşıyan bir yan var. Onunla melekler arasında bir ilgi, onda insanı meleğe yaklaştıran bir güç var.