Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
120 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Symposion ve Eros
Uzun bir inceleme yazmaya niyetim yoktu fakat sanırım yine uzatacağım. (Kendim için notlar) Önce şunu söylemem gerekir ki: Platon’un diyaloglar içinde hocası Sokrates’i böylesine bilge ve saygın biri olarak tasvir edip onurlandırması, bu diyaloglar içinde kendi adını hiç geçirmemesi beni etkiliyor. Kitabın Yunanca adı Symposion, dilimizdeki
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,040 okunma
Batı metafiziğinin onto-teolojik karakterinde karşılığını bulan felsefi Tanrı tasavvurları, Heidegger'in de ifadesiyle, “kendınden sonra gelen tüm gelenekleri açıkça şekillendirecek temel” teşkil etmiştir. “Varlığın farklı düzeylerini, farklı derecedeki varlıkları her şeyin kökeni olan, mutlak ve tanımlanamaz birlikten “taşmalar dizisi olarak kavrayan Yeni-Platoncu gelenek aracılığıyla, tektanrıcılığın her şeyin yaratıcısı olan Tanrısı ile birlikte Aristotelesçi metafiziksel Tanrı da Orta Çağ İslam ve Hıristiyan felsefesi tarafından özümsendi.”S Bu onto-teolojik yapı, tözselliğin farklı bir forma büründüğü modem düşünce ve sonrasında değişiklik göstermiştir. Her şeyin nedeninin olması ya da “Bir düşüncesi, modern felsefe ile birlikte devam ederken, referans noktası, tanrısal aşkınlıktan özneye içkin bir yapıya burünür. Descartes ile başladığı düşünülen modern düşünce, bu donüşumün başladığı yerdir. Hakikati bir olarak, tek olarak goren bu birlik düşüncesi, Descartes'ta 'cogito ergo sum' şeklinde kendini gösterir. Benzer biçimde Leibniz'in monadolojisinde, Kant'ın transandantal öznesinde ve Hegel'in mutlak idealizminde kendini gösterir. Varlığın birliği düşüncesi, böylece klasik duşunceden Aydınlanmaya kadar tanrısal aşkınlıktan özneye içkin bir aşkınlık kazanmak suretiyle varlığını sürdürmüştür.
Reklam
Estetik, duyusal bilginin bilimidir, konusu da duyusal yetkinliktir. Gerçekleştirmek istediği, güzel üstünde düşünme sanatıdır ve güzel olanı aramak, duyumsamak şeklinde de açıklanır. Kelimenin kökeni Yunancadır ve "aistehse", yani, "algılamak, hissetmek, duyumsamak" kelimesinden alınarak 1735 yılında Alexander Gottlieb Baumgarten tarafından felsefe literatürüne geçirilmiştir. O zamana kadar estetik kelimesi felsefeciler tarafından bu kadar önemsenmezken, ne oluyor da birden Hegel'in, Kant'ın, hatta Tolstoy'un da içine girdiği tartışmaların konusu oluyor? Çünkü Avrupa'da sanatın metalaşması, sanat eserlerinin alınır-satılır ticari bir konuma gelmesine sebep oluyor ve özellikle yeni zenginler arasında bu kez "İyi sanat nedir, kötü sanat nedir?" diye bir soru çıkıyor ortaya. Baumgarten'ın kelimenin üzerine eğilmesine sebep olan da bu sorular. İyi ve kötü zevk, yani iyi ve kötü sanat zevki, yani iyi sanat zevki eşittir güzel olan'a kadar uzanan bir tartışma...
Sayfa 145
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
"Ama ruhun bütün işlemlerinin maddileştirilmeye çalışıldığı ve insan duygularından her türlü tinselliğin çekip alınmaya çalışıldığı bu yüzyılda, yeni felsefe beğeniye olduğu kadar erdeme de zararlı hale gelmezse şaşarım..."
İmparatorluğu'nun birçok halkın birbirine kaynaşmış nüfusları ile dolu yeni ve büyük kentleri zararı telafi ede­ memiş; Yunanistan'ın daha geniş bir politik örgütlenme bulmak için çaba har­ cadığı ittifaklar kısa sürede iç yozlaşma ve dış şiddetin etkisi altında çökmüştü. Gücünü kendi sınırlamasından alan Yunanistan'ın eski ulusal
Reklam
Ama ruhun tüm işlemlerinin maddileştirilmeye ve insani duygulardaki bütün maneviyatın yok edilmeye çalışıldığı bu yüzyılda, yeni felsefe, erdeme olduğu kadar sağbeğeniye de zarar vermezse, yanılmışım demektir.
Sayfa 64 - Can yayınlarıKitabı okudu
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
İnsanlığın huzurlu bir yaşamın sürmesi tarih boyunca ahlak ve hukuk gibi kuralların varlığı sayesinde mümkün olmuştur. Mutlu insan ve devlet yaşamı için mühim bir unsur olan yazılı ve yazısız kurallar din tarafından da emredilmesinin etkisiyle bireyler ve kurumlar tarafından önemsenmiş, varlığının devamı için emek verilmiştir. Sayısız metne,
Ahlak Eğitimi
Ahlak EğitimiEmile Durkheim · Say Yayınları · 201070 okunma
"Ruhun bütün işlemlerinin maddileştirilmeye çalışıldığı ve insan duygularından her türlü tinselliğin çekip alınmaya çalışıldığı bu yüzyılda, yeni felsefe beğeniye olduğu kadar erdeme de zararlı hale gelmezse şaşarım."
Sayfa 71 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
708 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
UYGARLIĞIN KÖKENİ OLARAK "İLYADA"
Söyleyin Musalar! İnsanı cümle mahlukattan ayıran ‘söz’’ün kaynağını söyleyin Hani evvel zaman içinde bir kadın vardı ya Mezopotamya bölgesinde Tohumu toprakla buluşturup başağa dönüştürmeyi öğretmişti ona ataları Hükmü geçiyordu toprağa, işliyordu onu Ama tohuma can veren yağmurun hikmetine sır erdiremiyordu aklı Sonra bir anda almıştı
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147,3bin okunma
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.