Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
188 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Simyacı romanı 1988 yılında yayınlanmıştır. Brezilyalı yazar Paulo Coelho (1947) tarafından yazılan eser, dünyada en çok okunan eserler listesine girmiştir. Eserin konusuna gelecek olursak; Seyyah olmak isteyen Santiago, babasının rahip ol teklifine karşın en çok seyahati çobanların yaptığına inandığı için çoban olmak istemiştir. Sürüsünü otlatırken dinlendiğinde sık sık aynı rüyayı gören Santiago, rüyasını yaşlı bir adama anlatmış ve yaşlı adam da onun bir yolculuğa çıkması gerektiğini söylemiştir. Santiago'nun çıktığı bu yolculukta başından bir dizi olaylar geçmiştir. Bir nevi Santiago, kişisel menkıbesini yaşamıştır. Bu eseri yaklaşık üç yıl önce okumuş ve hayatımda okuduğum en berbat kitaplardan biri olarak değerlendirmiştim. Ama bu seferki okumamda bana düşündürdükleri, hissettirdikleri çok çok başkaydı. Demekki gerçekten de her kitabın bir zamanı varmış. Neredeyse hepimizin bir konfor alanı var ve o alanımızdan çıkmaya cesaret edemeyiz. Aslında çıkarsak yeni ufuklara, yeni tecrübelere atılma şansımız çok fazla ama ne yazıkki tercih etmiyoruz. Santiago ise koyunlarıyla mutlu olmasına rağmen, merak duygusuna yenik düşüp rüyasının peşinden gitti ve kendi hazinesini buldu. Akıcı ve güzel olan bu kitabı okuyun okutturun. Keyifli okumalar dilerim...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,4bin okunma
Kendimiz olacağız diye kendimizi dünyaya kapatamayiz.Yahut dünya vatandaşı olacağız diye ayağımızın bastığı toprakları görmezden gelemeyiz. Bu ikisi arasındaki dengeyi doğru kurmamız gerekiyor. Bir toplumun hem sağlam köklerinin hem de açık bir ufkunun olması lazım. Köklerinizi korumak adına göğe bakmayı ihmal edemezsiniz. Yeni ufuklara açılmak adına köklerinizden vazgeçemezsiniz.
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
*açıklama
Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak,
Keşke Bir Öpüp Koklasaydım
Keşke Bir Öpüp KoklasaydımEylem Delikanlı · Ayrıntı Yayınları · 201444 okunma
Doğaçlama
Yolculukta, insan döner döner yalnızlığını severmiş. Sayfalar arasında dolaşırken insan, kelimelerin derinliğinde ki yalnızlığını severmiş. Bir fincan çay eşliğinde, şiirlerle seyir halinde, düşünceleri sessizlikte kaybolurmuş. Kim bilir, belki de en derin düşünceler, en güzel kelimeler sessizlikte bulunurmuş. İnsan, yalnızlığın içinde
Reklam
Her sabah dünya yeniden kurulur!..
"Her zaman yüreğimdeki saflığı, temizliği özenle korumayı başardım, Hıncal Ağbi, ama artık örselendiğimi, sevgiye olan inancımı kaybetmeye başladığımı düşünüyorum, en önemlisi de kendime olan inancımı.." diyor Sezin.. "Lütfen öyle bir yazı yaz ki içinde sevmek, umut taşımak ve inancını kaybetmemek olsun.. Beni kötü zamanlarımda hep
Duvarımın yeni süsü...
Her insan kendi dünyasında yalnız ve kimsesiz. Yüreğiyle konuşur ufuklara dalarak .Belki ufuklardan bir el dokunur yüreğine belki de bir gülümseme . Ama belkiii... Belki de asıl mutluluk yalnızlıkta ; Belki de gökyüzü insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzel . Yanlış yerlerde yürüyor ,yanlış insanlara karşı sevecen davranıyoruz . Belki de biz hep yanlış yoldaydık ve hiç yolumuz olmadı ...Biz hep tektik, hep yalnız... 00:54..
Köklerinizi korumak adına göğe bakmayı ihmal edemezsiniz. Yeni ufuklara açılmak adına köklerinizden vazgeçemezsiniz.
Etrafımızda hep böyle insanlar olsun. Amin deyin
“Sizin yanınızda kendimi daha iyi hissediyorum. Yeni ufuklara açılıyorum. Her konuşmamızda bilgi dağarcığıma yeni bir şeyler ekliyorum. Sevgiler bu yüzden tükenmiyor herhalde.”
Reklam
Hümanizmi Batıya hediye edenler de Araplardır, İslâmdır. İslâm medeniyetinin bütün ufuklara hâkim eseri... Zira Araplardır ki, Eski Yunan ve Lâtin eserlerini Arapçaya tercüme etmişler, onları kaybolmaktan kurtarmışlardır. (Aristo)yu, (Eflấtun)u tetkik etmiş, "İlm-i Kelam"ı kurmuşlardır. Hepsi gözden geçirilmiş ve Yunan tam mânasıyle süzülmüştür. Skolâstikten asırlarca sonra yeni fikirler Batıya gelir. "Vasıta Arapçadır." Arapça ile münasebet esnasındadır ki, Fransızca Arapçanın tesiri altında kalır. Ne yazıkki, Doğu'da hiçbir mütefekkir bu hakikatleri belirterek Batıya pes ettirici bir fikriyat yuğurmamıştır.
1923'ten beri süregelen üçlü koalisyon tüccar ve eşrafın eski ortak larına güvenlerini kaybetmeleriyle yıkılmıştır. 1947'lerde, bu güveni fazlasıyla sağlayacak bir hami vardır ufukta: Amerika. İktidarı kesinlikle tüccar ve eşrafın egemenliğine sunacak bir sistem vardır: Demokrasi. Bir de, eşrafla tüccarı hedefe götürecek araç vardır: Halk. Yeni ufuklara yönelen eşraf-tüccar ikilisi, ilerde inceleyeceğimiz tarihsel koşullardan yararlanarak, eski ortakları bürokrasiye arada küçük tavizler de vererek, egemenliklerini günümüze dek sürdürecektir.
Yaratıcılık, insanın özgürlüğünün doruk noktasında yeni ufuklara doğru uzanmasıdır.
1.325 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.