Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Cedlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çeşme, hepsi Yeşil 'de dua eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım 'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler hepsinde tek bir ruh terennüm eder."
Dergah
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
İnkâr etme! Gerçekten sevmedin Sen sevseydin yeşil kubbe aydınlanırdı Gönlünde... Sen hakkıyla sevseydin Sabahlara kadar ağlardın seccadende... Sen sevmeyi bilseydin. Gözyaşların dualarına karışırdı Mazlumlar için gecelerinde. Sen sevseydin emin ol Kâinat eğilirdi önünde. Sen gerçekten yüreğin sızlarcasına sevseydin Ağlayan göz kalmazdı dünya yüzünde... İnkâr etme, sen bu davayı ya sevmedin ya sevmeyi bilemedin.
Sayfa 21 - Az Kitap
Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil’ de dua eder, Muradiye’de düşünür ve Yıldırım’ da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder. Dedelerimiz bu mucize ile ve onun etrafına taşırdığı imanla Bursa’nın ve İstanbul’un çehresini değiştirdiler, onları yarım asır içinde halis Türk ve Müslüman yaptılar. Bursa fethedildiğinden elli sene sonra Bursalı Türk çocukları arasında şairler yetişir ve İstanbul’u saltanatının başlangıcında olan Fatih’in nâşı bu şehre getirdiği zaman İstanbul, ananesiyle, semt adlarıyla, evliya türbeleriyle, şiir ve sanat hayatı halis Türk’ tür. Bursa’da ve İstanbul’da Türk anne babadan doğan ilk çocuk nesli büyüdükçe, kendileriyle beraber büyüyen bu geniş hamlenin etrafa dal budak saldığını gördüler. Bu ilk çağın Bursalı anneleri şüphesiz müstakbel gaza erlerinin yaşından bahsederken “Oğlum, Orhaniye veya Muradiye’ nin yapıldığı sene doğdu” derlerdi. Ve onların uzun, yorucu seferlerden sağ salim dönmeleri için yaşıtları olan camilere adaklar adarlardı.
Sayfa 110 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Yeşil Kubbe'yi son kez restore ettiren kişi de Sultan II. Mahmud'dur. İstanbul'dan projeyi yönetecek yetkililer gelir ama kubbe inşaatında kararsızdırlar. Onları tereddüde sevk eden şey, Efendimiz'in (sas) mübarek huzurlarında, nasıl bir edep takınmaları gerektiği hususudur. Sonunda bir karar alınır ve kubbe inşaatında bulunurken hiç dünya kelâmı konuşmazlar. Yani biri diğerinden tuğla isterken, "Bismillah" diyecektir, öbürü berikinden çekiç isterken "Lâilaheillallah" diyecektir. İşte bu harikulade güzel kubbe, ecda- dımızın bu hassas anlayışıyla inşa edilmiştir
Ne yakışmış sana yaprak yaprak; Bu yeşil Kubbe-i Hadrâ'dan mı?
Sayfa 282 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Küçük bir çocuk gibi rüyasında düş kurdu. Düşünde üç kişi vardı. İlki mutlu olduğu haliydi. İkincisi hüznü melankolik hissetiği haliydi. Üçüncüsü ise bu ikisinden kaçan haliydi. Uzun ve yeşil bir düzlük düşledi. Büyük bir ova. Ve bir yerinde tek katlı silik, hayal meyal bir ev. Üçü bunu seyre koyuldu. Derken mutlu hali buhar olup gökyüzüne karıştı. Masmavi bir kubbe oldu. Hüznü melankolik hissettiği hali buna dayanamadı ve o da buhar oldu. Karıştı masmavi kubbeye, simsiyah bulut oldu, yağmur oldu yağdı her ikisinden kaçan haline. Her yağmur damlasında hüzünü kustu üzerine. Sonunda dayanamadı kaçan hali. Oracıkta eridi toprak oldu... Düşü yok oldu, rüyasından uyandı. Camdan dışarı baktı. Yağmur yağıyordu. Dışarı çıktı. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağarken toprak kokusunu içine çekti. İçinde bir yerlerde, ruhunda bir hareket hissetti...
Bu sabah Medine....
"Türbesi yeşil kubbe nur yağar habbe habbe İlahi yangın tövbe La ilahe illallah La ilahe illallah La ilahe illallah Muhammed Resulullah"
...Peygamber-i Zîşân Efendimiz'in Yeşil Kubbe'sini göstererek devam etti: "Eğer bekârlık hoş bir şey olsaydı, sahib-i hâzel makâm, bu makamın sahibi, şu yeşil kubbenin altında bulunan insanlığın rehberi, peygamberlerin lideri Muhammed Mustafa, bekâr yaşardı... (Mersin'li Yusuf)
Sayfa 328Kitabı okudu
Buz gibidir Berfu Gölü’nüm kenarı
Yaprakların hışırtısı, suyun hafif hareketleri, köpeğimin homurtuları… Başka hiçbir ses yok gölün kenarında. Ahşap oltamın başı dayandığı kayanın dibinde yerde, gövdesi ise göğe yükseliyor, yavaşça kıvrılan ucundan ince misina sarkıyor suyun içine. Olta o kadar uzun süredir hareketsiz ki ipin ucundaki yem ne haldedir acaba, suyun içinde dura dura
Reklam
Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil'de dua eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder. Ah, bu eski sanatkârlar ve onların her dokundukları şeyi değiştiren, en eski bir unsurdan yepyeni bir âlem yapan sanat mucizeleri!...
Cetlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil'de dua eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder.
Sayfa 105Kitabı okudu
Sahaflar Çarşısının Târihçesi, Çarşı Esnafı ve Sahaflık
youtu.be/TW3RUcX2V_4?si=... Sene 41'mi oldu şimdi? Evet. O seneler de harb seneleri. Evet, harb seneleri. Askerliğiniz nerede yapdınız? Askerliğimi evvelâ Hadımköy'de yapdım. Ondan sonra Çankırı'ya gitdim. Çerkeş'e gitdim. Onu da hep kitaplara yazdım, nasıl gitdiğimi filan. Açdık, on beş gün oldu
arşın horozu ..
Hak Teâlâ, Sidre’de yeşil zümrütten minare şeklinde bir büyük direk yaratmıştır ki, Sidre’den yüksekliği yetmiş bin fersah mesafededir. O direğin başında beyaz inciden büyük bir kubbe yaratmıştır. O kubbenin üzerinde tavus kuşu şeklinde, çeşitli cevherler renginde bir acayip melek yaratmıştır. Onun bin beş yüz kanadı vardır. Her kanadında yüz bin
Ataç YayınlarıKitabı okuyor
316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.