En çok bu gece özleyeceğim seni. Bunu hangi gece okursan oku. Çünkü mutlaka geldin aklıma. Çünkü muhakkak günün bir yerinde uzaklara daldım. Çünkü mutlaka günün bir yerinde bir damla süzüldü gözlerimin birinden. Çok abartıyorsun, diyebilirsin. Çok saçmalıyorsun, diyebilirsin. Alışığım bunlara. Çünkü ben de diyorum bunları kendime. Ama ertesi gün yine bir hayal geliyor aklıma, yaşamak istediğim bir şey işte. Hayalime seni katamayışım ise şairin "felaketim olur ağlardım" dediği nokta. Sonra ne hayal kalıyor ne ben. Çok gülüyorum inan ki. Çok da yemek yiyorum kilo aldım zaten çok. Başım ciddi ciddi belada bu kilolardan. Hem bu insanlar niye bu kadar takıyor ki kiloya. Hem seni düşünüyorum sonra, hem daha sonra ve daha sonra. Bir değişik bünye varmış bende de sevip sevilince kesiliyor iştahım. Bir değişiğim işte. Belki de bu yüzden sevmedin sen de..
Sevdiğim bir kalbe
Nasıl veda edebilirim bilmiyorum Beria
Gidiyorum bir yerlere
Oturuyorum küçük bir esnaf kahvesine
Bir çay söylüyorum(demli)
Bilirsin Beria her zaman demli çay içerim
En koyusundan, katran gibi derler ya
"Hem sen geldin hem bahar geldi," der şair bir dizesinde. Öyle bir tanışıklık kitabı oldu ki eser benim için, bahar geldi ruhuma. Şiiri bu kadar severken bu kitapla bu kadar geç karşılaşmak... Geç olsun, güç olmasın diyorum olanca heyecanımla.
Nurullah Genç
Eseri okurken rahat durmadım yine. Böylesine anlamlı dizeleri yazan şairin hayatını
Bunca yıl sonra yine aklıma geldin
Sen bu gece yine hatırlatıyorsun
Yedisini anarken gidişinin
Sekizinde de yaşatacağın acısını
Dönersin sanmıştım, utanmasam yine beklerim
Duran
İlkim iyikim....
İyi ki varsın her şeye rağmen iyi ki girdin hayatıma son kez içimde kalan her şeyi anlatacağım artık senden geriye içimde bir şey kalmasın diye...
Sen anlasanda anlamasanda ben anlatacağım. Bir ömür yanında olmadığım için üzgünüm zaten istemezsin ama yinede seni bu hale getirdiğim için üzgünüm ama ben de bittim bunu bil isterim,
Geldin ya aklıma yine,
Akşam çöktü az evvel,
Kurarken masamı dalgaların orta yerine.
Bir sarhoşluk şimdi iyilik perilerimde.
Yazdırıyorlar sol elimle,
Saydırıyorlar belki de,
Günün en güzel saatlerine.
Hakikat şu karanlık işte,
Diye diye,
Sürüklüyorlar beni yaktığın cehenneme.
Vursun dalgalar masama, bırak!
Alır belki içimdeki seni,
Sürükler beni mazinin buğulu cennetine!
Geldin ya aklıma yine,
Akşam çöktü az evvel,
Kurarken masamı içimdeki buruk geceye.
Musa Akkaya
Her halde kitabın dizi olduğunu ve hali hazırda internete düştüğünü ve 18 Şubatta da Netflix'de yayında olacağını duymayanınız kalmamıştır. Duymadıysanız da ben söylemiş oldum :)
Dürüst olacağım bu kitap dizi olmasaydı bu yıl okuyacaklarım arasında olmayacaktı ama iyiki okumuşum. Ba-yıl-dım...
Roman Bronwyn, Nate, Cooper, Addy ve Simon adlı
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var.
Gözlerim kanatlanıp dağı
NOT: Mayıs ayında yoğunluk nedeniyle kaçırdığım hikaye etkinliğini Haziran etkinliği ile birleştirip ortaya karışık yaptım:) Afiyetle okuyun efendim...
----------------------------------------
Altı yıl önceydi... Bir sabah uyandım ve bana kalan tek umudu kaybettiğimi fark ettim. Uyku sersemliğini atınca hızla yataktan kalkıp etrafıma
Bir adam TEYZESİNDEN ikinci tabak patates kızartması isteyemediğinde annesinin öldüğünü “anladığını” anlatıyordu. Kocaman adam değil küçük bir çocuktu ekranda ağlayan.
O çocuklar yine var; “anneler günü” deyince, altmış yaşında bile olanı “çocukça” incinecek, biliyorum.
Bir de annesi var olduğu halde, olmayan; bir de belki her gün annesinin
"Merhaba. Bu mahallede Fadime Nene diye birisi varmış. Onu arıyorum."
" Fadime Nene'yi hiç duymadım ama az ileride Ayşe Teyze var." diyor sokakta karşılaştığım adam. Teşekkür edip yanından uzaklaşıyorum. Ben ona Fadime Nene'yi soruyorum, o bana Ayşe Teyze var, diyor. Bu, "Buralarda eczane var mı?" sorusuna,
15 Kasım 2019 Cuma
17:52
"Öyle, öyle çok şey düşünmüyorum ki, değil hayatı şimdilik fazlaca uzun olmayacağa benzer birinin zamanına, iki ömre bile sığmaz."
imgyukle.com/i/RoK20Q
(Sevgi Soysal 21 Ekim 1976)
SEVGİ'YE
Dün gece yağmurun altında
Yine sen geldin aklıma
Işıl ışıl parlayan gözlerini aradım
Seni benden ayıran kaderimden utandım
Ne olurdu sen de olsaydın yanımda
Beraber ıslansaydık yağan yağmurda
Şarkılar söyleseydik geceye inat
Seni benden ayıran kadere inat
Ne çok isterdim saçlarına dokunmayı
Yokluğun yerine saçlarında kaybolmayı
O masum yüzünü bir kez daha görsem
Sana olan aşkımı bilmem nasıl söylesem
Yağmur bile sinsi sinsi yağıyor sensiz
Geceler bile yokluğunda ıssız
Ağlasam bile tek başıma sessiz
Sana olan aşkım daima sonsuz