Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan bir kere âşık olmaya görsün. Her şeyi sevdiğine yormaya başlayor. İzlediğim filmlerdeki kadınlar, okuduğum şiirlerdeki kadınlar hep sen. İstanbul’u da sana yoruyorum, sonbaharı da... Bu sonbahar hayatımın en uzun sonbaharı. Fakat ne garip! Sen hayatımda azaldıkça, sonbahar uzuyor. Sonbaharı sana yormak, belki de bu yüzden dünyanın yorucu işi gibi geliyor. Zor sahiden... Zor. Sonbaharda gitmekten söz ediyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben seni arıyorum.
Sayfa 69 - Profil YayıncılıkKitabı okudu
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Birçok yazar toplanıp güzel bir proje için yazarlıklarını konuşturup tek bir kitaba toplamışlar. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşananlara dair her yazarın oluştup bizlere sunduğu hikâyelerle dolu bir kitap. Umut kokan, birbirine değen bu hikâyeler, bizlere birçok duygu yaşatarak muhteşem bir şölen sunuyorlar adeta. En kötü anlarda, verilen kayıpların sonrasında bir şekilde hayata veya birilerini tutunabilmenin güzelliğini, hüzün bulutunun içinde patlak veren mutluluk hikâyeleri. Bir iki yazar dışında pek tanıdığım yok ama diğerleriyle de tanışmış oldum bu vesileyle. Bir iki hikâye diğerleri kadar dokunmadı bana ama çoğunluğu baz alarak fazlasıyla beğendiğim bir kitap oldu, diyebilirim. Savaştan dönen askerler, savaşın sonrasın hâlâ yaşayabilen ama sevdiklerini kaybetmiş Yahudiler, aşka adım atan kadınlar ve erkekler, öteleştirilmenin insanlar üstünde bıraktığı etkiler ve daha bir sürü şey. İyi ve kötü durumların iç içe geçtiği bu hikâyelerde umut, sevgi ve yaşam duygusu çok iyi hissettirilmişti. Kısacık hikâyelere çok güzel anlamlar sığdırılmıştı. Savaşa dair düz kitaplar okumak hoşuma gitmiyor ama bu tarz, güzel bir kurguya dayandırılarak yazılan kitapları seviyorum; her okuduğumda, kurgunun altında gerçekliğin var olduğunu bilmek, ben de buruk bir his bırakarak düşünmeye itiyor. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Yitik Kalpler İstasyonu
Yitik Kalpler İstasyonuKristin Hannah · Pena Yayınları · 20161,350 okunma
Reklam
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
O gitmiş olanların ayak izlerini takip ediyorum. Yitik bir haldeyim.
"... Bir yurt parçası, değerine paha biçilmez, yerini bir şeylerin tutamayacağı. Ve işte kentlerdeyiz şimdi. Çirkin, açgözlü, yitik. Ve pencereler seyrektir bizler için, tuhaf ve seyrek. Ama pencereler, akşamleyin karanlıkta, uyku sıcağı kadınlarla eşi bulunmaz tanrısal bir yurt parçasıdır bizlere, ama ah işte öylesine sey­rek. Ve yoldayız şimdi o kurulmamış kente doğru; bir kent ki, içindeki tüm pencereler bizimdir ve tüm kadınlar ve her şey ve her şey ve her şey: yoldayız kente doğru, yeni kente ve yüreklemiz çığrışır geceleri lokomotifler gibi hırstan ve sıla özleminden lokomotifler gibi. Ve tüm lokomotifler yeni kente doğru yol alıyor. Ve yeni kent öyle bir kent ki, burada bilge kişiler, öğretmenler ve bakanlar yalan söylemez, ozanlar yüreklerinin mantığının sesinden başka bir sese kulak vermezler, bu kentte anneler ölmez ve kızlar frengi hastalığına yakalanmaz, bu kentte protez atölyeleri ve tekerlekli sandalyeler yoktur, bu kentte yağmura yağmur denir, güneşe güneş, bu kentte geceleri saz benizli çocukları farelerin ısıracağı bodrumlar yoktur ve anneler artık sofraya çıkaracak ekmek bulamadığı için babaların gidip kendilerini asacakları tavan aralan yoktur; bu öyle bir kenttir ki, bu kentte delikanlılar kör ve tek kollu değildir ve generaller yoktur bu kentte; bu öyle yeni ve görkemli bir kenttir ki, bu kentte herkes birbirini işitebilir ve görebilir herkes birbirini: mon coeur, the night, yourheart, the day, gün, gece, yürek."
Sayfa 179 - Mayısta, Mayısta Ötüyordu GugukKitabı okudu
"Biz kadınlar güçlüyüz. En kötüsünü yaşayıp yine de hayatımıza devam edebiliyoruz. Böyle bir gücü nasıl harekete geçireceğini öğrenince her şeyin üstesinden geleceğini anlıyorsun." Bana göz kırptı. "Zor bir kararın bile."
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
"O gitmiş olanların ayak izlerini takip ediyorum. Yitik bir haldeyim."
Felaketten kaçamayız, keza bu felaketin kusursuz mantığından da kaçamayız, onun kimileri öngörülebilir kimileri öngörülemez evrelerinin tek tek akışına katlanmaya mahkumuz, bizi sürükleyen hareketi durdurmayacağız : Erkekler döllemeye devam edecek, kadınlar doğurmaya; ve yitik kitleyi beslemek için her şey kullanılacak, gelecek ipotek altına alınacak. Şu anki insanlığın yalnızca küçücük bir parçası olacak soydaşlarımız , güzelliği bir anıdan başka bir şey olmayan talan edilmiş bir dünyayı miras alacaklar, bunu onarmak yüzyılları alacak, doğumu sınırlandıracaklar ki toprak dinlensin, sular temizlensin, bu ökümen'i zorla kirletmeye ya da ökümen'in yasalarından tanrılar aramaya niyetlenmeyeceklerdir, bu gerçekliği aşkınlığın yanılsamasına kurban etmeyeceklerdir.
Erkekler döllemeye devam edecek,kadınlar ise yitik kitleyi beslemek için herşey kullanılacak, gelecek ipotek altına alınacak.
Sayfa 26 - Sel YayıncılıkKitabı okuyor
413 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.