Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evrenin siyah silin­dir şapkasından çekip çıkarılan tavşanın yoğun tüylerle dolu kürkünün diplerine doğru ilerlemeye başlamış olduğunu fark ediyordu.
Mustafa Kemal meclisi açarken yaptığı konuşmada özel olarak şapkadan söz etmedi ama 25 Kasım’da çıkan yasada tanım biraz daha genişletilmişti, “Türk halkının genel başlığı şapka olup, buna aykırı bir alışkanlığın sürdürülmesini hükümet yasaklar.” Sakallı Nurettin Paşa, bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürünce, milletvekilleri onu halk
Sayfa 504Kitabı okudu
Reklam
Büyük aynanın çerçevesini siyaha boyamıştın - Sonra da kalpler çizmiştin siyahın üstüne. Ve eski siyah Singer dikiş makinenin üstünde Kalpler. Siyah üstüne yoğun kırmızı, küçük lambalar gibi. Bir kalp - Siyahın üstünde yoğun kırmızı, bir kan lekesi gibi.
Ana yemek hiç tereddütsüz mürekkep balıklı risotto oldu, hem de bir günahkârın kara ruhu gibi yoğun ve siyah sosu içinde..
Sayfa 43 - Sonsuz KitapKitabı okudu
Bana, " Yunus!" dedi, parmağını kal­bimin üzerinde gezdirerek, "Burası kalbinin en değerli ye­ridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, sevenin cananı buradadır. O nokta, yoğun bir damla kandan iba­rettir. Adına 'süveyda' yahut 'sevda' derler. Siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim. Çünkü sevda, kara talih için­ de, o kara kan damlasında büyür. Bütün tecelli denizleri, bütün aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çır­pınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa, parçala­rı bütün vücuda dağılır. Aşk, işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yaptığını bilmez olur. " Bütün bun­ları bir yerden okur gibi söylemişti. Kimden dinlemiş ya­hut hangi kitaptan okuyup öğrenmişti elbette bilemedim. "Sevda, Yunus'um, sevda!.." diye devam etti sonra, yut­kundu ve mırıldandı: " O noktanın adına sevda demişler!.."
Nevrotik kişi, ilişkilerinde bencil ve tutarsızdır. Sorunların işbirliğiyle çözümlenebileceğini öğrenememiştir. Bazen üstünlüğünü kanıtlamak için insanlarla yoğun bir ilişkiye girer, kendisini eksik ve yetersiz bulduğu zamanlarda ise onlarla karşılaşmamaya çalışır. İlişkilerinde aşırı bağımlıdır, ancak bunu üstü kapalı bir biçimde yaşar. Kendisine
Reklam
Ergenlik döneminden itibaren çocuklar, kavramsal olarak düşünmeye başlarlar ve bu durum düşünmeden yani dürtüsel davranmak yerine mantıklı ve sebep sonuç ilişkisine dayanarak problem çözmelerini sağlayabilir. Hızlandırılmış beyin gelişimi, onların hem daha nesnel hem de daha yaratıcı olmalarını sağlar. Fikirleri kategoriler hâlinde gruplayabilir ve sembollerle çabucak düşünebilirler. Ezberlemenin ötesine geçerek sadece fikirleri karşılaştırmazlar aynı zamanda değerlendirmeye başlarlar. Bağımsız ve varsayımsal olarak düşünmeyi başarabilir ve önceki bilgilerden yeni anlamlar çıkarabilirler. Çocuklar ergenliğe girmeye başladıklarında, kendi düşünme becerilerini birden arttırırlar çünkü kendi düşünceleri hakkında düşünebilmeye başlarlar (Piaget, 1963) Bununla birlikte, duygusal olarak olgunlaşmamış insanların yaşadığı yoğun duygular ve endişeler, bu yüksek seviyede düşünme becerilerini azaltabilir. Duygularının merhametinde oldukları için yüksek seviyedeki düşünceleri stres altında kolayca parçalanabilir. Aslında, çok fazla kendi kendilerine düşünmemeleri bu gerilemeden ve kendi düşüncelerini düşünme becerilerini geçici olarak kaybetmelerinden kaynaklanmalıdır. Duygusal ikna söz konusu olduğunda onların zihni, karışıklığı reddeden ve fikirlerin çapraz tozlaşmasını imkânsız kılan siyah-beyaz düşünce sistemini benimser.
"Size yalnızca kafanızı yoğun bir şekilde meşgul eden lalenizden söz edeceğim."
Sayfa 136Kitabı okudu
Kuşlar nasıl tek ayakları üzerinde uyuyabiliyor? Kuşların bacaklarının arkasında, ayaklarının altına kadar uzanan 'fleksor tendonu' denilen bir kilitleme mekanizması vardır. Kuş uyuyacağı vakit bacaklarını kısar ve ağırlığı bu bağlantıya yüklenir. Bunun sonucu pençelerini tünediği yer etrafında iyice kapatır. Bu kilitleme o kadar
Sayfa 75 - AykırıKitabı okudu
"Gece dünyayı siyah bir palto ile örttüğünde, karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, küçük gezegenimizin ancak yarısını kısa bir zaman için karanlıkta bırakır. Oysaki tüm evreni canlı tutan bir ışık hep vardır ve ruh her sabah uyandığında dünyanın aydınlanacağını bilir. O halde üzüntü, acı ve talihsizliğin karanlık gecesi ruhunuza çöktüğü zaman yorgun ve kararsız adımlarla sendeleyeceğinizden ve kendiniz ile neşe ve mutluluğun sonsuz ışığı arasındaki kişisel arzularınızı gölgeleyeceğinizden emin olun. Etrafınızı saran karanlık sizin gölgenizdir, bir başkasının ya da bir başka şeyin değil."
726 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.