Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yolculuğun en kötü yanı sonunda kendini istemediğin yerde bulmaktı.
Sayfa 34 - Gece Kitaplığı
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Reklam
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
“Günlerim hep yolculuk etmekle geçiyor. İşin bu yanı, mağazadaki asıl masabaşı işine oranla çok daha yıpratıcı, üstelik yolculuğun benim için bir de aktarma trenlerin peşinden koşmak, düzensiz ve kötü yemeklere yargılı olmak, insanlarla sürekli değişen, asla süreklilik kazanamayan, hep içtenlikten uzak ilişkiler kurmak zorunluluğu gibi sıkıntıları da var. Şeytan alsın bütün bunları!”
İş denince ben
"Aman Tanrım," diye düşündü, "ne kadar da yorucu bir uğraş seçmişim meğer! Günlerim hep yolculuk etmekle geçiyor. İşin bu yanı, mağazadaki asıl masabaşı işine oranla çok daha yıpratıcı, üstelik yolculuğun benim için bir de aktarma trenlerin peşinden koşmak, düzensiz ve kötü yemeklere yargılı olmak, insanlarla sürekli değişen, asla süreklilik kazanamayan, hep içtenlikten uzak ilişkiler kurmak zorunluluğu gibi sıkıntıları da var. Şeytan alsın bütün bunları!"
Sayfa 20 - Can YayınlarıKitabı okudu
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Reklam
_Tanrı, "Işık hızından daha hızlı gitmeyeceksiniz!" deseydi mesela. Halk da, bu buyruğun ne hakkında olduğunu bilmiyoruz ama tüm diğer buyruklar gibi ona da uyuyoruz mu diyecekti? Anlamadan körü körüne bir şeye bağlanmak bağnazlıktır. Gelecekte karşımıza Maxwell çıkar ve bizi manyetizma ve ışık hızı hakkında aydınlatır mı diyeceklerdi?
( Sanatta ve Edebiyatta Güzelin Sırları ) _Seçkin insanların ve kıymetli düşüncelerin kaderi, çoğunluğu oluşturan avam takımının insafına kalmıştır. _İğdiş edilmiş bir erkek, üreme gücüne ne kadar sahipse, çoğunluk da bilince ancak o kadar sahiptir. Onlar hakiki olanı sahtesinden, sapı samandan, altını bakırdan ayırt etmeyi bilmezler. Hiç kimse
İnsan ve Sembolleri - Arketipler
_Rüyanızda şeytanla mücadele ettiğinizi gördüğünüzde fark edeceksinizdir ki mücadele ettiğiniz yalnızca kendinizdir. Düşünü gördüğümüz kimse, İçimizdeki diğer yandır. Tanrım şükürler olsun ki beni böyle yaratmamışsın. Düş, düşü gören kişiye değil, bir topluluğa, halka, insanların tümüne aittir. Gelecekteki kişiliğimiz çok önceden oradadır ama
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Reklam
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Çoban denizcilik yetkilisinin katliam değerlendirmesi
"öncelikle 28-29 Ocak tarihi çok önemli. Bu tarih, Karadeniz kıyılarında Ayandon isimli fırtınanın her yıl estiği günlerdir. Bu nedenle iki konu dikkate alınmalı. Birincisi tekne seçimi. İkincisi yola çıkış tarihinin seçimi. Mustafa Suphi'leri taşıyan tekneyi de kayıkçı Yahya mı temin ediyor? Eğer bunu varsayarsak tekne seçiminde, yani daha en başta tuzağa düşürülüyorlar... Mustafa Suphi'lere daha küçük yavaş bir taka verildiğini varsaymak gerekir... Ya da Yahya'nın adamlarının onları yakalayacak daha iyi bir takayı kullandıkları varsayılmalıdır. Yani, konunun detayı tekne seçimi ve denizcilik bilgisinde gizli olabilir. Kıyı denizcilerinin çok iyi bildikleri, her yıl aynı tarihlerde tekrar eden ve üstelik bunların en ünlü, en kuvvetli, en can alıcı fırtınalarından olan Ayandon fırtınası, Mustafa Suphiler tarafından ne kadar biliniyordu? Oysa bu tehlikeli fırtınanın Kayıkçı Kahyası Yahya ve adamları tarafından bilinmediği söylenemez. İşte bu nedenle acaba bu yolculuğun tarihini kim belirledi? Bu bir tesadüf müdür sorusunun cevabı nedir? Karadeniz'in birçok kıyısı gibi Trabzon Sürmene arası da kolay sığınılacak liman ve koyları olan bir bölge değildir. Fırtınalı havalarda buralarda yelken açmak büyük tecrübe gerektirecektir. Bir saldırı sırasında, üstelik de kötü bir tekneyle yola çıktıkları ve fırtınaya yakalandıkları varsayılırsa ne büyük bir tuzağa düşürüldükleri anlaşılır
Sayfa 193Kitabı okudu
Maraton koşmak, Everest'e tırmanmak veya bir konuda uzmanlık kazanmak gibi zorlu bir yolun sonundaki heyecan ve mutluluk, o yolculuğun içindeki pürüzler ve friksiyon sayesinde hissedilir. Sonucu değerli hale getiren de süreç içindeki tahmin edilmeyen ekstra adımlar, görünmez engeller, bizlerin durup, düşünmesini sağlayan küçük detaylardır... Amaç tüm pürüzleri ortadan kaldırmak değil... Kötü olanları yok edip, iyi olanları bile bile sürece dahil etmek... Yani pürüzlü mükemmellik yaratmaktır!"
Sayfa 12 - MediaCatKitabı okudu
Maraton koşmak, Everest'e tırmanmak veya bir konuda uzmanlık kazanmak gibi zorlu bir yolun sonundaki heyecan ve mutluluk, o yolculuğun içindeki pürüzler ve friksiyon sayesinde hissedilir. Sonucu değerli hale getiren de süreç içindeki tahmin edilmeyen ekstra adımlar, görünmez engeller, bizlerin durup, düşünmesini sağlayan küçük detaylardır... Amaç tüm pürüzleri ortadan kaldırmak değil... Kötü olanları yok edip, iyi olanları bile bile sürece dahil etmek... Yani pürüzlü mükemmellik yaratmaktır!"
Sayfa 12 - MediaCatKitabı okudu
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.