Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşadıklarının toplamı olan bir yüz ifadesi ama yaşadıklarından çok yaşamadıklarının işareti olan bir bakış..
Benim ona asıl anlatmaya çalıştığım idam olayı gerçekleşirse onun da devrimci hareket içerisinde Mahirler, Denizler gibi bayraklaşacağıydı. Onun için de ölümü cesurca karşılaması gerekirdi. O da zaten bunun bilincindeydi. Ben bunları anlattığımda Necdet’in yüz ifadesi değişir, gayet kararlı ve korkusuz bir çehreyle bana bakıp gülümserdi. Çoğu zaman bana Che Guevera’nın “Ölüm nerden ve nasıl gelirse gelsin, sa­ vaş sloganlarınız kulaktan kulağa dolaşacaksa ve başka­ ları mitralyöz sesleri ile arkamızdan ağıt yakacaksa ölüm hoş geldi, sefa geldi” sözleriyle cevap verirdi. Nitekim idamı da Che’nin bu sözlerine uygun, yiğitçe oldu.
*adı geçen Necdet, Necdet Adalı'dır.Kitabı okudu
Reklam
"Maria olmayı denedi. Denediğini biliyorum. Neredeyse üç yıl bu evde yaşadi. Bir bahçe yapı, şu fındık ağacını dikti." Başıyla boş boş evin önünü işaret etti. "Arada benimle değirmende çalışmaktan hoşlanırdı. Diğer tüm işlerin , nakış işlemekten ve"yün eğirmekten daha iyi olduğunu söylerdi. O da iplik mekten senin kadar nefret ederdi." Serilda gülümseyerek karşılık verse de onun da gözleri dolmaya başlamıştı. Bu sıradan bir yorumdu ama çok özel bir armağan gibi gelmişi.Babasının yüz ifadesi değişti ama gözünü Serildadan ayırmadı. "Ama o mutlu değildi. Bizi seviyordu, bundan hiç şüphen olmasın, Serilda. Seni seviyordu. Burada kalmak, senin büyüdüğünü görmek için elinden gelen yapacağını biliyorum. Ama" çağırdığında... sesi boğuklaştı ama ve ellerini daha da sıktı."av onu çağirdiğinda...."
İnsanlar için en tehditkar canlılar yine insanlar olduğu için tehlike arz eden bir başka kişinin ses tonu, yüz ifadesi, vücut dili gibi sözel olmayan tehditkar sinyallerini ayrıntılarıyla inceleriz.
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
‘’Sanırım, onlar geri döndü.’’ ‘’Onlar da kim?’’ diye sordu. Berkant. ‘’Bana kalırsa, neden bahsettiğimi gayet iyi anladığını düşünüyorum. Şeytani varlıklar, İfritler veyahut adları her neyse işte!’’ diye yanıtladı. Burcu. ‘’Pekâlâ, o evde son derece korkunç geceler geçirdik. Ama artık bunların hepsi geride kaldı ve bunları unutmalıyız. Daha önce de söylediğim gibi uykusuz bir gece geçirdim ve akıl hastanesindeki ortam beni çok tedirgin etti. Bu yüzden bir an halüsinasyonlar gördüm, hepsi bu!’’ dedi. Berkant. ‘’Umarım öyledir. Berkant, hatırlıyor musun bilmiyorum ama daha önce benim sezgilerimi dikkate alacağını söylemiştin. Lütfen dikkatli ol!’’ diye karşılık verdi. Burcu. Solgun yüzündeki tedirgin dolu bakışlarıyla! ‘’Elbette, hatırlıyorum.’’ dedi. Berkant. Tüm ciddiyetiyle! Daha sonra Berkant’ın yüz ifadesi değişip tatlı tatlı gülümseyince Burcu, ‘’Ne oldu? Neden karşımda böyle sırıtıyorsun?’’ diye sordu. Merakla! ‘’Dikkatli ol diyorsun ama gerçekten beni ziyarete gelirlerse ne yapabilirim ki, beyzbol sopasının üzerine kutsal su döküp evin etrafındaki iblisleri mi kovalayacağım?’’ diye yanıtladı. Kahkaha atarak. Berkant.
Sayfa 186 - Hastane bahçesindeki diyaloglar...
Son derece zeki, her şeyi seviyeli bir bakış açısından gören, kimse hakkında kötü bir söz söylemeyen bir kadın, son derece önemli mektuplarınızı kendisine rahatlıkla teslim edebileceğinizi kendi söylediği halde cebinde unutur, çok önemli bir randevuyu kaçırmanıza sebep olur ve bir özür bile dilemeden gülümser; çünkü saatten hiçbir zaman haberi
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
En büyük kusurum ise, yaradılışımdaki pek çoklarını hoşnut edebilecek ele avuca sığmaz uçarılığı, benim ister istemez başımı dik tutmak ve halkın karşısında herkesten daha ciddi bir yüz ifadesi takınmak zorunda oluşumla uzlaştırmakta güçlük çekmemdi. O yüzden, sonunda, zevk aldığı şeyleri gizleyen bir insan olup çıktım…
Sayfa 64 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
(...)bazı ku­ramcılar anneliğin doğal bir cinsel deneyim olduğunu savun­maktadır. Onlara göre; nefes tutma, çıkarılan sesler, yüz ifadesi, rahim tepkileri, karın bölgesi kas tepkileri, pozisyon, merkezi sinir sistemi tepkileri, duyumsal algı ve duygusal tepki açıların­dan, doğal çocuk doğurma ile cinsel coşku arasında birçok yön­den benzerlikler bulunmaktadır. Bu yazarlara göre, annenin çocuğuna karşı cinsel duygularının kökeni fizyolojiktir ve oksitosin (oxytocin) salgılamasından kaynaklanır. Oksitosin, rahim kaslarının kasılmasını uyaran bir hipofiz bezi hormonu­dur.
"İz bırakırsa, aşığım demektir. "Bıraktı mı?" "Çenenin altı sapsarı oldu." "Güzel, şimdi sende deneyelim." "Bende işe yaramaz." "İşte". "Kımıldama" "Eee." Dedi Montag. "Ne yazık, kimseye aşık değilsin." "Hayır aşığım." "Öyle görünmüyor." "Aşığım, hem de sırılsıklam." Montag bu sözüne uygun bir yüz ifadesi takınmaya çalıştı, ama başaramadı. "Aşığım."
Sayfa 42 - İthakiKitabı okuyor
Bu genç adamlar aile fertlerinden bahsederken hafif duygusal bir yüz ifadesi takınır. Ne var ki bu, yalnızca bir rolden ibaret.
Sayfa 35 - İthaki / 4. Baskı / Japon Klasikleri 29Kitabı okudu
Reklam
İLKİN KIRIK bir ayak parmağıydı sorun, sonra kırık bir yüz ifadesi, en sonunda da kırık bir kalp. Ancak bir yerde de söylediğim gibi insan kalbi çok dayanıklıdır, yok edilemez; kırıldığını ancak belleğinde canlandırabilirsin. Asıl tokadı yiyen insanın ruhudur…
Kesin olan tek şey vardı: Morse ailesi Martin'i kendisi için veya eserleri için istiyor değildi. Kendisi ve eserleri için istemiyorsa, o zaman şöhreti için, tanınmış olduğu için ve bir de-neden olmasın?- yüz bin dolar parası olduğu için istiyor olmalıydı.Burjuva toplumu insanın değerini işte böyle ölçüyordu; Martin Eden kim oluyordu ki başka türlü muamele beklesin? Ancak Martin, mağrur bir adamdı. Böyle kıymetlendirmelere tenezzül etmezdi. Kendi olduğu için veya netice itibariyle kendinin bir ifadesi olan o eserleri ürettiği için değer görmek istiyordu.
Sayfa 440Kitabı okudu
Julien, "Hayatımda ilk kez oluyor bu." dedi. Sonra bir çocuk gibi kızarak, "Kapıcının yüz ifadesi beni çok korkuttu da..." diye ekledi. Rahip Pirard belli belirsiz gülümseyerek, "İşte dünyanın boş şatafatının sonucu." dedi. 'Belli ki hep güler yüzler görmeye alışmışsınız ama bunlar gerçekte yalanlar üzerine kurulu bir tiyatrodur. Gerçekler serttir, acıdır, mösyö. Zaten bizim buradaki görevimiz de böyle değil mi? Dış dünyanın boş güzelliklerine karşı fazla eğilim göstermek bir zaaftır ve sizin göreviniz, vicdanınızı bu zaaftan korumaya dikkat etmektir."
Sayfa 225 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Televizyonda bir yemek programı vardı, sağ alt köşede adı şu şekilde yazılmıştı: Damatlar Mutfakta. Belli ki kayınbabaları da sofradaydı.Beş adam bir sofranın başında oturmuş, günün damadı olan esmer adayın pişirdiği pirzolayı tartışıyordu.Sofranın başında așina olduğum bir yüz vardı, normalde akşam haberlerini sunan ünlü bir spiker. Masanın
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.