Azim, kararlılık, mücadele, kendini ve çevreyi keşfetme, gerçeklerle yüzleşme üzerine etkileyici bir kişisel gelişim hikayesi..
Jack London' ın kalemi ile daha önce tanışmıştım, ancak 'Martin Eden' ı yeni okuyabildim. Geç kalınmış olsa da favori listesinin başlarına yerleşti.
Üst tabakadan eğitimli ve zengin bir kıza aşık olup onlar gibi olmaya karar veren, kendini geliştirip herkes tarafından tanınan bir yazar olmaya ant içen denizci bir gencin etkileyici biraz da hüzünlü hikayesine tanık oluyoruz. Gece gündüz okuyarak kendini eğitmeye başlayan, binbir zorluğa rağmen vazgeçmeyen Martin neler yaşadı, amacına ulaştı mı söyleyemem ama kitabı benim kadar çok bekletmeyin, alın okuyun derim.
Kitabın yarı otobiyografi olduğunu da hatırlatayım. Zaten bu yüzden yazarı ve düşünce yapısını en iyi yansıtan kitabı.
Martin' in 'eğitimli' ve 'asil' göründükleri için özendiği bazı insanların aslında çok da büyütülecek özelliklere sahip olmadıklarını anlaması bana 'Algernon'a Çiçekler' kitabındaki Charlie' yi hatırlattı. Okuyanlar hatırlar , zeka seviyesi düşük Charlie bir tedavi sonucu yüksek IQ lu bir insana dönüştüğünde profesörlerin bile konuştuklarını beğenmez olmuştu. Aynı durum Martin Eden için de geçerli...
Roman 'Amerikan Rüyası' nın bir nesli esir aldığı ve insanların zenginlik ve tanınma uğruna her şeyi yaptığı dönemi gözler önüne seriyor. Burada da aklıma yine bu dönemi anlatan başka bir klasik geldi: 'Muhteşem Gatsby'
Yalnız oradaki karakterler bu rüyaya ulaşma işini yasal olmayan yollarla yapmayı tercih ediyorlardı...