Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.” (Kayıp Zamanın İzinde 3. Kitap)
Sayfa 321 - YKYKitabı okudu
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yakada, tur. Eski görüntünün İslamın başlangıçtaki esas ruhunu daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı öteki dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönem- de zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308Kitabı okudu
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308Kitabı okudu
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur. Zaman giderek azalır, oysa kafamızı kemiren konuya tamamen yabancı konulardan söz ederek zaman kazanmaya çalışır gibiyizdir.
Sayfa 1495
Reklam
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntüsünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yoktur. Eski görüntünün İslamın başlangıçtaki esas ruhunu daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı öteki dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönemde zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum.
YKY
o zamanın 'şimdi'si ile bu zamanının' şimdi'sinin benzerliği peki?
"Tiyatro, Tullius'a göre, insan hayatının aynası, davranış örneği, gerçeğin resmi olmalıdır; oysa şimdi temsil edilenler, zırvalığın aynası, aptallık örneği ve şehvetin resmi."
Para-zaman benzerliği
Doğal olarak para, çalışabilen ya da ürün verebilen bir sermaye değil, gerekli şeyleri satın almak için bir değiş tokuş aracıydı.17. yüzyılda kilise, isteksizce de olsa bu görüşü bırakarak Hristiyanların kapitalist tacirleri durumuna geldiğini kabullendi. Zaman da para gibi olmuştu: Şimdi öğle yemeğine kadar birkaç saat zamanın var; nasıl vakit harcasam?.. Zamanım kıt, bu yüzden bir toplantı için o kadar zaman harcayamam; harcanan zamana değmez!.. zaman israfı olur; böylece bir saat tasarruf etmiş olurum daha iyi.
Sayfa 43 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Şimdiki zamanın etken sıfatı olan gīr (“tutan”), bazı bileşik isimlerlerde karşımıza çıkıyor. Örneğin beygir (bārgīr, yük tutan), kevgir (kafkgīr, köpük tutan), peşkir (pīşgīr, ön tutan, yani önlük), tarafgir (Arapça taraf’tan, taraf tutan). Aynı sözcüğün 3000 küsur yıl önce kullanılan eski İran dillerinden Avesta dilindeki şekli grab-. İngilizce to grab ve to grasp yahut Almanca greifen (kapmak, kavramak) fiilleri ile benzerliği tesadüf değil. Hepsi de Hintavrupaca *ghrebh- kökünden geliyorlar. Bu kadar basit ve bu kadar çarpıcı!
Reklam
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308 - Guermantes TarafıKitabı okudu
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntüsünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yoktur. Eski görüntünün İslamın başlangıcındaki esas ruhunun daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı ötekiler dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönemde zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar. Üçüncü Dünya Müslümanları'nın Batı'ya şiddetle hınç duymalarının, sadece kendilerinin Müslüman, Batı'nın Hristiyan olmasından değil, aynı zamanda onlar yoksul, baskı altında, küçümsenmişken, Batı'nın zengin ve güçlü olmasından ileri geldiğini düşünüyorum. Aynı zamanda diye yazdım ama içimden özellikle diye düşündüm. Çünkü bugünkü İslamcı hareketlere bakarken, gerek söylemlerinde gerekse yöntemlerinde altmışlı yıllardaki üçüncü dünyacılığının etkilerin kolayca keşfediyorum: bu arada, İslam tarihini araştırsam da bu hareketlerin açıkça atası olabilecek hiçbir şey bulamıyorum. Bu hareketler Müslümanlık tarihinin saf bir ürünü değil, bizim çağımızın gerginliklerinin, çarpıklıklarının, uygulamalarının, umutsuzluklarının ürünüdür.
Sayfa 56
..kusurların çeşitliliği de, en az faziletlerin benzerliği kadar hayran olunmaya değerdir. En mükemmel insanın, çok şaşırtıcı veya tahammül edilmez bir kusuru olur. Son derece zeki, her şeyi seviyeli bir bakış açısından gören, kimse hakkında kötü bir söz söylemeyen bir kadın, son derece önemli mektuplarınızı, kendisine rahatlıkla teslim edebileceğinizi kendi söylediği halde, cebinde unutur, çok önemli bir randevuyu kaçırmanıza sebep olur ve bir özür bile dilemeden gülümser;...
Sayfa 858
Ama kusurların çeşitliliği de, en az faziletletin benzerliği kadar hayran olunmaya değerdir. En mükemmel insanın, çok şaşırtıcı veya tahammül edilmez bir kusuru olur.
Sayfa 749 - YKY YAYINLARI, 8. BASKI ÇEVIREN: ROZA HAKMEN
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.