Ahmet ümit bildiğimiz gibi yine kalemini severek ve beğenerek okuduğum bir yazardır. Sultanı öldürmek tarihi, psikoloji ve polisiye' yi bir araya getirmiş üstad
Yılardır aynı kadını bekleyen bir adam. Serhanzinlerin son temsilcisi Müştak serhanzin... Şahane bie aşk için harcanmış bir hayat. Ve hayatını Osmanlı tarihine adamış hırslı bir kadın...
"Birlikte avlanıp avlarını birlikte yere indirdikleri, birlikte açlık çektikleri günler unutulmuş, geçmişte kalmıştı artık. Şu anda önlerindeki mesele aşktı ve aşk, yiyecek bulmaktan daha amansız, daha acımasız bir meseleydi."
Yıllar önce okuduğum harika bir kitabı tekrar okudum. Geçmişte kitap ile ilgili en çok vahşi yaşam dikkatimi çekmişti oysa şimdi biz insanoğlunun doğaya verdiğimiz zararlarından tutun da hayvanlara karşı davranışlarımıza kadar her şeyi hissettim.
Gelelim kitabımıza; kırma bir kurt olan Beyaz Diş'in anne sevgisi, vahşi doğa yasalarını öğrenmesi, insanoğlunu tanıması ve yaşama savaşının anlatıldığı harika bir eser.
Tüm canlılar gibi annesinden sonra dünyayı tanırken zavallı insanoğlu hem onu daha çok vahşileştirirken, diğer bir insanoğlu ise katıksız sevgisini veriyor. Annesinden ayırıyorlar, dövüyorlar, kapatıyorlar, para karşılığı dövüştürüyorlar. Bir çok kişiye satılarak doğal ortamından koparıyorlar...
Son sahibinin sevgisi ile doğasında olan tüm özelliklerini kaybederken, sahibi ve ailesinin de hayatlarını kurtarıyor. Ailenin yardımıyla yaraları iyileşiyor. Hayatına çocukları ile devam ediyor. Beyaz Diş'in hikayesi ve namı da dilden dile sürerek efsaneleşiyor.
Kitaptan çıkardığım duygular ise şöyle; zorluklara karşısında pes etmemek, tüm hayvanlara sevgi göstermek, doğaya zarar vermemektir.
Sevginin gücü ile tüm canlılar sadık bir dost olabilirler. Kitabı çok beğendim, takdir sizlerin keyifli okumalar dilerim.
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,2bin okunma
.... Üzerinde yaşadığımız çamurdan ve sudan yoğrulmuş bu dünyayı kıt aklımızla kavramaya çalışmaktan, kâinatın bilinmeyen taraflarını ise bizden daha saf ve temiz varlıklara bırakmaktan başka çaremiz yok! Bu küçük zavallı gezegen, mantığımıza ve irademize layık olan hareket alanımızdır. İnsanoğlu her şeyin ölçüsüdür! Bit kadar küçük insanoğlu, bir anda hürmete lâyık bir yaratıcı mertebesine yükseldi! Tek yapması gereken şey kanaatkar olmaktır. Geniş kâinatı görüş alanında çıkarıp sadece çadırlarını kurmuş olduğu sağlam zeminle yetinmelidir...
“Sevmek ve sevmiş olmak.” Bu kadarı yeter. Gerisi? Başka bir şey istemeyin. Hayatın karanlık kıvrımları içinde bulunacak başka inci yoktur. Sevmek bir tür tamamlanmaktır.
Kadın bakışları sakin ve müthiş bir makineye benzer. Her gün sessizce ve zarara uğramadan, bir şey fark etmeden onun yanından geçilir…
Bir zaman gelir ki böyle bir
Aşk tarih boyunca düşünce imbiklerinden geçe geçe, söz sarraflarının elinde işlene işlene mukadder kemaline erdi sanılsada aşkın sadece kıyılarında dolaşır zavallı insanoğlu..