Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1960 yılının 27 Mayıs'ın da Ankara'da bir hükümet darbesi yapıldı. Bazıları ona ihtilal diyorlar. Yanlıştır. Çünkü ihtilalleri bütünüyle halk yapar. Mesela 1789 Fransız ihtilalini, krala karşı bütün Fransız milleti yaptı. 1917 Rus İhtilali de öyledir. Ankara'da ise 27 Mayıs 1960 tarihinde, adi bir hükümet darbesi oldu.
Sayfa 100Kitabı okudu
Sartre, 1960 yılında, Madeleine Chapsal'la yaptığı bir görüşmede, yapıtlarının son derece teknik yapısının daha iyi aniaşılma­sını sağlayabilecek bazı ipuçları vermiştir. "On beş yıldır bir şey arıyorum. Antropolojiye siyasal bir temel verebil­mekle ilgili bir şey bu. Gitgide ürüyor, çağalıyordu bu dü­şünce. Bütün vücudu saran bir kanser gibi; düşünceler üşü­şüyordu kafama: ne yapılması gerektiğini bilemiyordum he­nüz, bir yerlere koyuyordum bu düşünceleri: yazmakta olduğum kitabın içine. Şimdi oldu, düzene girdi bu düşünceler, beni bu düşüncelerden kurtaracak bir kitap yazıyorum, Critique delaraisan dialectique (Diyalektik Aklın Eleştirisi). Hep felsefi arayışlar içindeymişim gibi, kitaplarıma ara­ sözler koyma ihtiyacında değilim artık. Küçük kutulara gi­recek bu felsefe, tamamen boşalacağım ve rahatlayacağım -L'Etre et le Neant'dan (Varlık ve Hiçlik)"
Reklam
Bulaşıkları yıkarken, 1960'lardaki "141-142'ye Hayır" yürüyüşü aklımıza geldi. O dönemde Leyla'yla tanışmıyorduk. Anlaşılan, uzun yıllar aynı yollarda yürüye yürüye buluştuğumuz noktaya varmıştık. Ayrı ayrı.
Sayfa 49
İlber Ortaylı'nın ortaokul yıllarına ait bir anısını paylaşmak istiyorum. Yine Sarıhan'ın aynı adlı kitabından, İlber Ortaylı'nın ağzından aktarıyorum: "Ankara Atatürk Lisesi'nde iki yıl boyunca (1960-1962) orta iki ve üçüncü sınıfta Türkçe-Edebiyat Bilgisi öğretmenimiz Türkan Bengisu idi. Milli Eğitim yönergelerini ya kusursuz uyguladığından veya tersine hiç itibar etmediğinden olacak, öğrencilerin yaratıcılığını ve kişilik kazanmasını teşvik eden özel bir ders programı uygulardı. Öğrencinin biri, oyun, öykü veya bir şiir mi yazdı? Türkan Hanım derhal bu oyunu temsil ettirir, öyküyü okutur, şiiri alkışlarla dinleyip ciddiyetle eleştirir, över, konuyu tartışırdı. Sınıfın yarısı şiirle, öyküyle, tiyatroyla ilgilenmeye başladı. ( ... ) Derse ve ortama uyum sağlamayan asi veya kaba tavırlı birkaç çocuğun kısa zamanda uyumlu, saygılı ve uygar davranışa girdiğini görmek mümkündü. Öğretmen bunları takdir etmekle kalmıyordu, bu çocukları izliyor, bazen basit bir-iki soru yöneltiyor, doğru cevabı takdir ediyor veya başarı ışıltısı bulunan ödevlerini sınıf önünde övüyordu. Senenin bir ayında her öğrenciye bir konuda konferans hazırlatıp kürsüde verdirtirdi..."
Sayfa 172 - Final Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Yıl 1960, Nurettin Topçu' nun tespitleri
Lise öğretiminin, böyle bir ihtisasa doğru gitmesi zamanı gel­miştir. Bunu kabul etmezsek, yetiştireceğimiz nesiller, iki gruba ay­rılacak: Üniversite mezunları, lise mezunları. Koca bir memleketin, bir ziraat memleketinin bütçesinin hemen yarısını kendilerine tah­sis edeceğimiz bu iki zümreden birinciler kuvvetli ve değerli tavsi­yelere yapışarak kalemlerin baş tarafındaki maroken koltuklara ku­rulacaklar, emredecek, şiddet kullanacaklar ve her kâğıdı imzalaya­caklar. İkinciler ise, çok sıkıntı ile açık buldukları bir kapıdan içeri uzanarak, kuru sandalyalarda ömür çürüteceklerdir
Sayfa 118 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Çoğunluğunu 1950-1960 yılları arasında İngiltere’nin sömürgelerinden gelen işçi göçmenlerin oluşturduğu topluluklar bir yandan insanlık dramına sahne olurken bir yandan da birlikteliğin yarattığı umudun yeşerdiği yerler.
Reklam
Mirabal Kardeşler
25 Kasım 1960 günü, Dominik Cumhuriyeti’nde Generaller Generali Trujillo’nun diktatörlüğüne karşı çıkan üç militan öldüresiye dövüldükten sonra bir uçurumdan atıldı. Bunlar Mirabal kız kardeşlerdi. O kadar güzeldiler ki, onlara kelebekler deniyordu. Onların ve eşsiz güzelliklerinin anısına, bugün Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü. Ya da başka deyişle, küçük Trujillo’ların her evin içinde uyguladıkları diktatörlüğe karşıtlık günü.
Sayfa 175 - Sel Yayıncılık
Aslında, ara kanamalar ve lekelenmeler oral doğum kont­rol haplarının en yaygın yan etkisidir. Yine de yan etkiler yok oldukça, uygunsuz olmalarına karşın önemsiz bir kategoriye girerler. Hap çoğu kadında sivilce problemini azaltmaya da yardımcı olur ki, bu durum da hapların bir faydası olarak de­ğerlendirilir. Haplar, göğüs boyutunun büyümesiyle de ilişkili­dir: Tane, 1960 ve 1969 arasında, Amerika'daki C kup sütyen satışlarının yüzde 50 kadar arttığını belirtmiştir.
İşte bu bilgilere bayılıyorum :))
Efendim, Hitchcock'un meşhur Sapık veya Psycho fılmini ve o meşhur, duştaki bıçaklanma sahnesini hatırlayanınız var mı? Orijinali siyah beyaz olan 1960 yapımı bu fılmde, duş perdesin­ deki el izi olarak gördüğünüz, daha sonra da küvete akan su ile beraber girdap yaparak kaybolan kan, aslında o an sette bulunan çikolata sosundan başka bir şey değil.
1950'lerde, 1960'larda ve 1970'lerin başlarında, eserlerini gören herkeste hayranlık uyandıran fotoğrafçıların belgelediği unutulmaz acı ve sefalet görüntüleri çoğunlukla Asya ve Afrika'ya aitti. .
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.