George Orwell dünyasına hayran olduğum bir yazar. 1948'den 1984'e uzanan bir karşıt ütopya. Herkes adaleletin, özgürlüğün, barışın olduğu bir ütopya hayal ediyor. Peki bu ütopyayı gerçek kılmak için ne yapıyor. Eğer içinde bulunduğunuz yanlış düzene adaletsizliğe ,eşitsizliğe,savaşa insanı insan yapan duyguların yok oluşuna sessiz kalırsanız 2050 yılında bile 1984 ütopyasını yaşarsınız, üstelik geçmişinizden habersiz. Dikkatle okuyup düşünme vakti dünya.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
Yahudi yazar Prof. David Passigin 2050 yılında dünyada söz sahibi olacak ülkeler için yaptığı analiz. İddasına göre 2050 de süper güç olacak üç ülkeden biri Türkiye.
Merak, endişe, karamsarlık, heyecan, cesaret, umut, korku, çaresizlik ve teslimiyet... Kitabın bana göre duyusal akışı tam da bu şekilde. Yazar ustalıkla kurguladığı distopyası ile sizi "acaba, mümkün mü" sorularıyla hayrete düşürüyor ve devamında kurgu sizi o kadar içine alıyor ki kitabın geri kalanı için merak yerini endişeye ve karamsarlığa itiyor. Bu esnada gelişen bir aşk öyküsü ile heyecanlanıyorsunuz. Yazar bu bölümlerde aşkın beraberinde cesaret duygusunu getirdiğini çok iyi işliyor. Teslim olmayacaklar, savaşacaklar diye düşünüp geleceğe dair bir umut taşıyorsunuz. Bu arada yazar romanın genel akışının dışına çıkıp 40 sayfa kadar harika bir sosyolojik analizi sunuyor bizlerle ki bu sayfalar günümüzde dahi geçerliliğini korumaktadır. Umudun zirvede olduğu bir anda her şey yerle bir oluyor, baştaki karamsar tablo yeniden canlanıyor fakat artık korkuyorsunuz. Ve bu korku artık yok olmayacak ve ona teslim olacaksınız. Roman teslimiyet ile bitiyor fakat hala 2050'ye kadar hiçbir şey bitmiş sayılmaz.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
Baştan diyeyim, yazar öldü diye koşarak kitabını almak için DR mağazasına gitmedim. İstanbul toplantısında okunacakmış diye çıktım aramaya. Zaten kitabı ararken yazarın yeni öldüğünü ve bu yüzden toplantıda bu kitabın seçildiğini anladım. Hatta DR'ye gittiğimde kitabı veren abi de "bu kitaplar da geçen hafta yazar öldükten sonra geldi"
HOŞÇAKAL DÜNYA...
Scripps institution of oceanography'den yapılan açıklamaya göre 1958'den beri yıllık olarak ölçülen atmosferdeki ortalama karbon düzeyi, milyonda parçacık itibariyle en tehlikeli düzey olan 400 ppm'i kalıcı olarak aşmış durumda.
1) pek çok canlı türünün nesli, artan bir hızla tükenecek. 2050 yılına kadar dünyadaki türlerin dörtte biri tükenmiş olacak.
2) canlıların tükenmesinin sonucunda besin zinciri dengesi bütünüyle bozulacak.
3) deniz seviyesinin yükselmesi, yakın gelecekte buzulları bütünüyle eritecek, kıyılara yakın yerler ve topluluklar ortadan kalkacak. öyle ki 2100 yılına kadar, 13 milyon insanın bu nedenle evlerini kaybedeceği öngörülüyor.
4) okyanusların havadaki karbonu absorbe etmesi nedeniyle oluşan okyanus asitlenmesi (bkz: ocean acidification) sonucunda okyanus ekosistemi, yani deniz altı yaşam sona erecek.
Bir yaz günü uyuya kalmışım. Kendimi, rüyamda
önceleri epey vakit geçirmiş olduğum Nev-York şehrinde
buldum. Aradan uzun yıllar geçmiş, 2050'li yıllara gelmişiz.
Broadway 'den aşağıya yürüyüp meşhur Times meydanına
vardım. Gözlerim âşinâ olduğum koskoca Amerikan
sigarası, Amerikan arabası reklâmlarını arıyordu. Evet gene
o kocaman, dev bina büyüklüğünde reklamlar vardı.
Fakat hayret, gözlerime inanamayıp bir daha baktım. Bir
ulu binanın tüm yüzünü kaplamış dev levhada, Türkçe olarak
(!) Nefis Rize Çayı. İşte Hakiki Çay yazıyor. Yazının
yanında lâle biçimli, ince belli, cam bardakta tavşan kanı
bir çay resmediliyordu. Sadece en dipte küçücük harflerle
İngilizce olarak Drink Real Tea eklenmişti.
İnsanlar, Sanayi Devrimi'nin başından bu yana atmosfere üç yüz altmış beş milyar ton karbon eklemeye yetecek kadar fosil yakıt -kömür, petrol ve doğal gaz- tükettiler. Ormanların yok olması yüz seksen milyar ton daha ekledi. Bu rakama her yıl yaklaşık dokuz milyar ton daha ekliyoruz; miktar her yıl %6'ya varan oranlarda artıyor. Tüm bunların sonucunda, günümüzde havadaki karbondioksit konsantrasyonu -milyonda dört yüzden biraz daha fazla- son sekiz yüz bin yıldan daha yüksek. Mevcut trendler devam ederse, 2050 itibariyle karbondioksit konsantrasyonları sanayi öncesindeki seviyelerin kabaca iki katına, milyonda beş yüzü üzerine çıkacak. Byle bir artışın ortalama küresel sıcaklıklarda iki ila dört derece arasında bir artışa neden olması bekleniyor; bu da geride kalan buz dağlarını büyük bölümünün yok olması, alçak rakımdaki adaların ve kıyı şehirlerinin sular altında kalması ve Kuzey Kutbu'nun erimesi de dahil olmak üzere, dünyayı değiştirecek çeşitli olayları tetikleyecektir.
Aplle siyasi otoriteyi sağlamak için beylikleri bünyesine katarak İOS18 İmparatorluğunu kurdu.Samsung Android'in skolastik düşünce sisteminden hala kurtulamazken,Junior Zukerberg beden teşhirinin dünya telefonlarının kurtuluşu olduğunu savunarak Facebook'un artık işlevinin kalmadığını,kelimelerin gereksiz olduğunu savunarak İnstagramla
Birleşmiş Milletler Örgütü, 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihinin "Dünya Çevre Günü" olmasını kabul ettiğinden bu yana; bu tarih, çevre bilincinin arttırılması ve çevre sorunlarına politik ilgiyi arttırmak üzere dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
1972 tarihinden beri kamuoyunun duyarlılığı arttı, ancak doğanın sorunları daha da büyüdü.
Her 24 saatte 150 ile 200 arası canlı türün neslinin tükendiği tahmin ediliyor. Bu ise, geçmiş 65 milyon yıldaki en hızlı tür yokoluşu.
Birçok bitki ve hayvan türü yok oluyorken de sayıları artan nadir türden biri: İnsan! Bugünkü tüketim ve üretim modelleri aynı kaldığı takdirde nüfusun 2050'de 9 milyar 600 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
yenicaggazetesi.com.tr/mobi/vakit-dara...
Eski CIA ajanı Dr George friedman Pentagon dahil pekçok kuruluşa danışmanlık yapan "Straforun" kurucusu gelecek Yüzyıl kitabındaki analizlerinde bütün savaş öngörülerin de Türkiye yer alıyor Friedman'nin Amerikan yahudisi olduğunu belirterek, bir başka Yahudi Profesör David Passing in 2050 adlı kitabında yer alan öngörülerin de Türkiye savaş senaryolarının tam merkezinde. Din ve toprak söz konusu olduğunda genellikle en beklenmeyeni gerçekleştirildiğini siyasi tarihçiler ve siyasetçiler biliyorlar.
Oxfort Üniversitesi'nden Norman Myers, deniz seviyesindeki yükseliş ve tarımdaki değişimlerin 2050 yılı itibarıyla 150 milyon multeciye neden olacağını tahmin etmektedir.Bu rakam 15 milyon Bangadesli ve 14 milyon Misirliyi içerir.