Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
31 Mart Olayı'nı bastırmak için İstanbul'a gelen Hare­ket Ordusu içinde yer alan Okyar, II. Abdülhamit'in Selanik'e gönderilmesini yönetti. Genç subayları ordudan ve siyasetten uzaklaştırma politikası kap­samında İttihat ve Terakki tarafından 1910-1911 yıl­larında Paris ateşemiliterliğine gönderildi.
448 syf.
4/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Tarihin tozlu yapraklarından bir sayfayı daha okuyup öğrendim.Aksoy Yayınlarına ait
Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken
Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken
ve
Tameşvarlı Osman Ağa'nın Anıları
Tameşvarlı Osman Ağa'nın Anıları
okuyop çok beğenmiştim, bu kitabı da o yüzden almıştım bir kaç yıl önce. Yerel seçimlerin 31 mart tarihine denk gelmesi vesiyesiyle okumaya karar verdim. Öncelikle 31 mart 1328 eski takvime göre, şimdiki miladi takvime göre 13 nisan 1909 da olaylar meydana geldiğini öğrendim. Kitap ilk başlarda gercekten ilgi çekici ve bilgilendirici idi. Fakat oludukca aynı konuları tekrar tekrar farklı kişilerin anılarında anlatması kitabı verimsiz hale getirmiş. Çok zorlanarak bitirdim. Tarihe meraklı olanlar için bir kaynak teşkil edebilir, resimlerle de desteklenmiş. Tarihten ders almamız gerektiğini bir kez daha anladım. 31 mart, Menemen deki Kubilay olayı, Şeyh Said isyanı, 15 temmuz ve böyle devam edecek sanırım bu cahilliğimiz yüzünden.
Laik Cumhuriyet Karşısında Derviş Vahdetiler Cephesi
Laik Cumhuriyet Karşısında Derviş Vahdetiler CephesiCemal Kutay · Aksoy Yayıncılık · 20003 okunma
Reklam
31 Mart Olayı
Okul kitaplarımızda bu olayı padişahın tezgâhladığı yazılıdır ama eldeki hiçbir belge bunu doğrulamamaktadır. Hatta belgeler bu olaydan padişahın haberi olmadığını kesinliğe kavuşturmuştur.
31 Mart Olayı (13 Nisan 1909)
"Alçaklar,Harbiyeli subayları öldürüyorlarmış sokakta ."
Sayfa 188 - YKYKitabı okudu
706 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Bir kısım köşe yazısında,bazı röportajlarda adına denk gelmiştim.Kimisi anlatılanları yanlı ve abartılı kimisi de anlatılanların gerçeği yansıttığını ifade ediyordu. Örneğin Murat Bardakçı bir programda İstanbul’un işgal yıllarına ilişkin kitapta yazılanların doğru olduğunu söylüyordu.Kitap bir dönem dizi olarak televizyonda boy göstermişti.
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20172,412 okunma
31 Mart olayı sırasında gericilerin Sultani'yi de basacakları duyuldu. Fikret okulun kapısının önünde dimdik bekledi. Öğretmen arkadaşları parmaklığın arkasına çekmek istediler kendisini fakat o yerinden kıpırdamadı.
Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klâsikleri Dizisi 74Kitabı okudu
Reklam
Özellikle 31 Mart Olayı'nı bastirdiktan sonra payitahttaki iktidarını iyice pekiştiren İttihat ve Terakki, Sureyya Bedirhan sözleriyle, parlamentoculuk maskesi altında bir oligarşi kurmuş, ortaya koydukları otoriter yönetim anlayışı ve kurdukları tahakküm ile sultanı dahi geçmiştir. İTC yönetimdeki pozisyonunu iyice güçlendirdikten birkaç ay sonra Kürt örgütlerini yasakladığı gibi okulunu da kapatmıştır. Bozarslan da İTC'nin 1908 ile 1913 yılları arasındaki dönemde gittikçe radikelleştiğini, kendisini devletin ruhu olarak görmeye başladığını ve zamanla daha da kapsayıcı hale gelen Türk milliyetçiliğini savunan bir yapı haline geldiğini öne sürmektedir.
Sayfa 481 - Nübihar YayınlarıKitabı okudu
Đsyanın başladığı Taşkışla'da bando teğmeni olarak bulunan ve olayları yaşayan Mustafa Turan'a göre, 31 Mart, Đttihatçıların düzenlediği uydurma bir ayaklanmadır. Mustafa Turan'ın iddiası şöyledir: 31 Mart günü, sahte bir paşa bazı subaylarla birlikte Taşkışla'ya gelmiş ve padişahın sahte bir fermanını okumuştur. Fermanda, askerin şapka giyeceği yazılıdır. Düzmece Şapka Fermanı, askeri tahrik ve ayaklandırma işi için kullanılmıştır. Olayı düzenleyen Ittihatçılar için Mustafa Turan şunları yazmaktadır: Meğer fermanı okuyan paşa ve maiyetindeki zabitler, isyanı hazırlayan ve tertipleyen sahte üniforma giydirilmiş mühim şahsiyetlerdir. İçlerinde Cemiyet'ten tanıdığım Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Beylerle Ömer Naci Bey vardı.
II.Abdulhamid döneminde:
Sait Paşanın kısa sadareti sayılmazsa, Osmanlı iç işlerini bir İngiliz uzmanlarına yönettirmeyi düşünecek kadar İngilizci Kâmil Paşa sadarete gelmiştir. Gazeteci Ali Kemal, bu mutlu olayı, Gerdune-i sadaretle (sadaret arabasıyle) beraber, İngiliz dostluğu Babıâli'ye girmiştir diye halka sunmuştur.
Tevfik Fikret sadece 48 yıl yaşamıştır
TEVFİK FİKRET KİMDİR? Tevfik Fikret 24 Aralık 1867'de doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, devrimci ve idealist fikirleriyle Mustafa Kemal başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi. Türk edebiyatının Batılılaşmasında öne çıkan isimlerden biridir. Farsçada
Reklam
Kazım Paşa da 31 Mart Olayı üzerine Selanik'ten gelen Harekat Ordusu'nun içindeydi.
İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi
Eser, 31 Mart Olayı sonrasında İttihatçıların devlet otoritesini büyük oranda ele geçirdiği koşullarda yazılmıştır. İttihat-Terakki'nin despot uygulamalarına sert bir eleştiri metnidir. Eserin bu niteliği; "cemiyet-i beşeriyenin gaddarane hallerini tenkid ederek, nev-i benî beşere irad ettiğim bir nutuktur" ifadesiyle vurgulanır. Bu nutkun tarihsel rolü; "ehl-i asrı tarih nazarında cehl ve cünundan ve hakikati evham ve şükuktan kurtarma". şeklinde betimlenir. Eserin ana temasını; dönemsel din-siyaset çelişkilerine dair çözümlemeler ve Kürt politikası oluşturmaktadır.
Sayfa 136 - Nûbihar
John Haslip, İttihad ve Terakki Komitesi'nden söz eder­ken şöyle yazıyordu: “Her ne kadar komitenin başındaki­ler ekseriyette Yahudi ve Arnavut asıllı kimseler idiyseler de, Resne ve Manastır kışlalarında «Türkiye Türkler içindir» parolası dillerde dolaşıyordu. Yine 1908'in hemen sonrası için, «Türkiye Türkler içindir», «Boyun­duruktan kurtulalım !» sloganlarıyla iktidara gelmiş olanlar (İttihadçılar), şimdi imparatorluğu yeniden teşkilat­landırmak için tekrar yabancılardan ibaret bir heyeti davete mecbur olmuş­lardı . Bu suretle maliyede bir Fransız, gümrüklerde de bir İngiliz bulunuyordu. Bir başka İngiliz de uzun zamandan beri ihmal edilmiş olan deniz kuvvetlerini ıslaha memur edilmişti. . . Ticaret Odası'nda bir Alman, jandarma teşkilatın­da da bir İtalyan çalışıyordu.” Batılaşma hareketlerini yürütenler, mülkiyet-sı­nıf meselelerini, iktidar ve sınıf ilişkilerini, bunun or­ganik bağlantılarını dikkate alamıyorlardı. Bu ise onlara, batı kapitalizminin çemberini kırıcı, onun bo­yunduruğundan kurtarıcı nitelikte ve üretim güçle­rinde gelişme sağlayacak başka bir yolu adeta kapı­yordu. Durum bu olunca, islamcıların dediği gibi, batıcılar, kendileri asri yaşasalar da, gavur yaşantı­sının taklitçisi olmaktan ileri gidememişlerdi. İslam­cılar emperyalizmin, gavurluğun karşısına çıkmışlar, batıyı yermişlerdi. 31 Mart ve benzeri olaylar, hatta Menemen olayı, batı emperyalizminin derine inen koşulları içinde üst yapıda islamcı ve batıcılara ver­dirilen kavganın tek yanlı olmayan örnekleridir. Bu olayların tarihi yeniden yazılmalıdır bence.
31 Mart Olayı'nı bir gericilik, bir softa ayaklanması diye o günden bu güne kadar millete yutturmuşlardır. Çünkü her şeyde hak kendilerinin, her doğru harek tekellerinde idi. Öyle olmalıydı. Hatta o kadar zavallı, o kadar aciz idiler ki Türk - müslüman Padişah'ını tahttan indirmek için teşkil ettikleri heyetin başına bir Yahudi geçirmişlerdi ve adı da Karasu idi. (11) (11) M. Raif Ogan, İkinci Abdülhamit, sh: 61
Sayfa 23 - Şamil dağıtımKitabı okudu
'Diktatör' dediler tutmadı, hırsız' dediler olmadı; nihayet 'katil' anlamında 'Kızıl Sultan' diye saldırdılar; yine de Abdülhamid Han'ın padişahlık ve halifelik sıfatlarından beslenen iradesini aşamadılar. Ne var ki, İngiliz oyunu sınır tanımıyordu. Bu kez de ordu içindeki ve Meclis-i Mebusan'daki yandaşları vasıtasıyla 31 Mart Olayı'nı tezgâhladılar ve padişahı tahttan indirdiler.
266 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.