Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bediüzzaman Lâkabı
Saîd Nûrsî, Subki'nin yüz kadar eserden istifade ederek Fıkıh Usulüne dair yazdığı iki ciltlik eseri "Cemi'ül-Cevâmi" kitabını, günde iki saat meşgul olmakla BİR HAFTADA ezberlemiştir. Bunun üzerine Molla Fethullah kitabın üzerine "قد جمع فی حفظەجمع الجوامع جمیعە فی الجمعةە" yani "Cemi'ül-Cevâmi" kitabının tamamını BİR HAFTADA hıfzında cemetmiştir (ezberlemiştir)." notunu düşer. Saîd Nûrsî ise bu anısını kitabın üzerinde yazdığı şu not ile kaydetmiştir; "انی جمعت جمع الجوامع جمیعە فی الجمعة" yani "Cemi'ül-Cevâmi" kitabının tamamını bir haftada hıfzımda cemettim (ezberledim)." İşte yaşanan bu hadislerden sonra Molla Fethullah Saîd Nûrsî'ye -bundan sonra anılacağı- Bedîüzzamân lakabını vermiştir.(96)
Sayfa 50 - SÜEDAKitabı okudu
Nüfus 13 milyondu, 11 milyonu köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu. 30 bin köyde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu. Ekmeklik un ithaldi, pirinç ithaldi. Bütün memlekette sadece beş bin hektar alan sulanabiliyordu. Bitle başa çıkılamıyordu. Beş bin köyde
Reklam
Konunun ehemmiyeti gayet açık!!
Nüfus 13 milyondu, 11 milyonu köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu.30 bin köyde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu. Ekmeklik un ithaldi, pirinç ithaldi. Bütün memlekette
Elmor Amca Namı-ı Diğer Cemil Cahit Sözer
“Oturursan ölürsün Malkoçoğlu, insanı oturmak öldürür... Eğer benim gibi 3 yaşından beri ayağı sakat kalmış biriysen, elbette fazla hareketli olamazsın ama... O zaman çalışacaksın. Un, tuz ve şekerden uzak dur. Portakal yeme, çünkü portakalda sadece şeker ve asit var, C vitamini falan yok. Kivi, soğan, sarımsak, maydanoz... İşte bunlarda C
40 kilo aldım. En son tartıldığımda 96 kiloydum. Ve doğuma daha bir ay vardı. Sonra tartılmadım, dahasını ruhum kaldırmadı. Kadına benzemeyi geçiyorum, insana bile benzetemiyordum kendimi. Saçlarım uzadı, sakallarım çıktı. Kardeşim bana abla yerine abi demeye başladı. Hormonlar dedim. Bir yerde okumuştum, hormonlar yapıyor bunu, dedim. Hamile bir kadın normal bir kadının üç yılda salgıladığı hormonu bir günde salgılıyormuş, o yüzden dedim. Hormonların üstüne attım. Sonra doğdular. Karnımın içinde tuhaf bir boşluk oldu ve bedenimden sadece 10 kilo gitti. Geriye iki bebek ve 30 kilo kaldı. Bebekler 1 aylıkken markete gittim. Pasta reyonunun önünde gelen misafirlere ikram etmek için kurabiye bakıyordum. Reyon görevlisi bir kurabiye uzattı. Al kızım dedi, hamilesin canın çeker. Kadının kafasını kopartmak istedim. Almadım kurabiye falan, hâlâ almıyorum oradan. Küstüm. Sonra bir şeyler olmaya başladı. Sanki her hafta bir kilo gidiyordu vücudumdan. Sadece çocuklardan birini kanguru ile göğsüme asıp birkaç saat yürüdüm dışarda. Sonra yavaş yavaş eridi kilolar. Dedikleri doğruymuş dedim, 9 ayda alınan kilolar 9 ayda veriliyormuş gerçekten.
III. Mehmed'in oğludur. Annesinin adı bilinmeyen tek padişah budur. "Sultan Mustafa-yı Evvel", "Deli Mustafa", olarak bilinir. Kardeşinin yerine tahta geçen padişahların ilkidir. Üç ay süren ilk saltanatı ardından dört yıl boyunca çok kötü koşullarda hapis tutulmuş, Genç Osman Vak'ası'ndan sonra ikinci kez tahta
Sayfa 232 - 15- Sultan I. MustafaKitabı okudu
Reklam
Ölüm və cəza maşını dayanacaqsız və fasiləsiz işləyirdi. Hər bir "xalq düşməni"nə "məhkəmə" zamanı an­caq 15 dəqiqə vaxt ayrılırdı (tək-tək hallarda 20 dəq.). İndi qoy oxucu özü 1936-1937-ci illərdə bir saatda nə qədər adamın güllələnməyə məhkum edildiyini, nə qədər zəka sahiblərinin - azərbaycanlıların güllələndiyini özü hesablasın. Bir gündə 24 saat (96 nəfər), ayda 30 gün (2880 nəfər), 2 il yarımda isə 80 mindən çox.
(O toplum) şöyle demişti :"Ey Zülkarneyn! Şüphesiz ki Ye'cûc ve Me'cûc yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadır. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana bir vergi verelim, olur mu? KEHF /94 * Ye'cûc ve Me'cûc, herhangi bir özel ırk, milleti değil de her zaman hakikatin karşısında dikilen olumsuz algıyı ve faaliyeti temsil eder. Nitekim bunların son Saat'te de olacağı Enbiya 21/96'da ifade edilmektedir. Bu ayette sözü edilenler de o dönemdeki azgın, sapkın ve saldırgan bir kavmi nitelendiriyor olabilir.
Sayfa 302Kitabı okudu
Enbiyâ Suresi, 96-97-98. Ayetler
Sonunda Ye’cûc ve Me’cûc'un önü açıldığı, onların her tepeden akın ettiği ve gerçek vaat -olan Son Saat- yaklaşınca, kâfir olanların gözleri birdenbire donakalır! -Şöyle derler:- “Ah, eyvah, yazıklar olsun bize! Elbette bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalimlermişiz!" -Onlara şöyle denecektir:- "Siz ve Allah’ın peşi sıra taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz."
A’raf Sûresi: 1-206
1-) Eliif, Lââm, Miiim, Saaad. 2-) Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye - nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın. 3-) Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere
Reklam
Beraber geçirebileceğimiz birkaç saat için bu büyüyü, aşk iksirine dönüştürmeye kararlıyım.
96 saat filminin Kore versiyonu gidiydi ama çok daha iyisiydi. Çünkü Won Bin oynuyordu. Won Bin, içine girdiği tüm projeleri güzelleştirirdi.
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Yedi Mühür ve Hz Isa
Vahiy Kitabı, olasılıkla İ.S. 95-96 yıllarında yazılmıştır. Ki­tapta İsa, kendisine karşı cephe almış şeytani güçleri bozguna uğratan, melekler ordusunu yöneten bir savaşçı olarak tasvir edilir. Son şeytanın da bozguna uğratılmasının ardından, son­ suza kadar huzur ve uyum içinde yaşayacak, seçilmiş ve ölüm­ süz kılınmış insanlardan oluşan bir
türk tipi kadercilik
XVII. yüzyıl yazarları da gerçek Müslümanların ilerleme, yenilik ve eğitimden hoşlanmadıklarını, Kuran'ın onlara yettiğini, ayrıca kaderlerine razı olduklarını sayısız defa dile getirirler. Yine Batı Avrupalı bir seyyahın gözünde Balkanlar'daki Türk imajına bakalım: "Eşleri güzel, atları besili ve hizmetçileri sadık olduğu
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.