Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstutia

İstutia
@Istutia
Türkmençe English Français Türkçe Русский Deutsch Okuma yaptığım ve öğrettiğim diller. Bu serüvene sizde katılabilir siniz.
Tanrı böyle istemiş
Yeniden ve yeniden kaderleri her zamanki gibi sadece kendilerine ve inandıkları Tanrı'ya bel bağlamalarını söylüyor. Üçüncü bir kişiye güvenilemez. - Artık acılar son bulmuş, dondurucu soğuğun sıcaklığı hissedilmeye başlamıştı. - Ve artık her şey bitiyor. Her yer sessiz artık. Bu arada güneş doğuyor ve yere düşen kar taneleri elmaslara benziyor. Güneş gece boyunca yükselen geniş, karla kaplı tümsekleri birer mücevher gibi patlatıyor. Sanki bahar gelmiş gibi. Baharda çok uzakta değildi aslında. Her yer yeşillenmeye ve filizlenmeye başladığında, hayatları boyunca baharı hiç yaşamamış olan zavallı kayıp ve donmuş insanların da üstünden kar beyaz örtüler kalkacak ve hayat kaldıkları yerden devam edecek...
Reklam
Aşk mı yoksa hayaller mi daha güzel?
Küçük, utangaç ve ürkek bir kızken kimse hiç kimse anlamadı. Bana en yakın olan siz bile anlamadınız. Belki kendim bile anlamadım. Şimdi sık sık bunu düşünüyorum. Ve o zamanki kendimi anlamıyorum. Çünkü mucizelere inanan, gerçekliğin ilk nefesiyle uçup gidecek olan narin, küçük beyaz çiçeklere benzeyen düşleri olan bir kızın yüreğini kadınlar
Dadı (The End)
İki küçük kız kardeş bugün ilk defa gerçeklerini gördükleri bu bilinmez dünyada başlarına gelecekleri düşünüp ağladılar. Büyüdükleri dünyadan korkuyorlardı. Tehlikelerle dolu bir ormana benzeyen yaşamdan korkuyorlardı. Ancak bu ormandan geçmek zorundaydılar. Ama yavaş yavaş endişeleri yatıştı, hıçkırıkları azaldı ve sonra duyulmaz oldu. Huzurlu bir ahenkle hızlı hızlı nefes alırken derin bir uykuya daldılar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Unutulmuş dinleme sanatı
Tanrı bize iki kulak ve bir ağız vermiştir, konuştuğumuzun iki katı kadar dinleyebilmemiz için.
Sayfa 82 - YakamozKitabı okudu
II bölüm
Les femmes sont extrêmes, elles sont meilleures ou pires que les hommes Kadınlar hep aşırı uçta gezinler. Erkeklerden ya daha iyi ya da daha kötüdürler
Sayfa 44
Reklam
Biliyor muyuz biz sevmeyi yada gerçekte sevilmeyi...
Kitabın daha ilk sayfasından sonunu anlaya bileceğiniz gibi, okuduğunuzda hiç bir olay sizi şaşırtmıyor dahası biliyor ve bekliyor sunuz olacakları, bana kalırsa, sinsi bir merakla. Kitabı okurken kendime şu soruyu sordum, nerden tanıdık geliyordu bu duygular bize. Yoksa bolca tanımış mıydık BİLİNMEYEN KADINALRI hayatımızda? Dinlemiş miydik onların hikayesini yoksa izlemiş ya da okumuş muyduk? Bana kalırsa burdaki sevmeyi bilmemek kızın küçüklükten itibaren sevilmemesi ve her ne kadar farkında olmasa da annesine benzemesi, sadece tek bir farkla annesi bu melankoli uykusundan uyanabilmişti ama kızını uyandırmak için çok geçti. Çünkü babadan erken zamanda ayrı düşmüş ve annenin yas sürecini bu kadar uzatması kızı bu yalnızlığa iter. Ondaki bu ısrarla bağlanma ve acını içinde kalmaya devam etme çabası bir anne mirasıdır, çünkü annesi de uzun bir süre yas elbiseleriyle gezen ve dünyadan kopuk bir karakterdir. Toplumda her ne kadar farkında olmasakta, düşen varsa onu ve ya onları bu duruma iten yine biz insanlarız ve son çeşmeyi de hayatın takmasıyla oyun biter perde kapanır ve alın size mutsuz bir son.
Kayıtsız kalan bir insan için başkalarının uyarılmışlığı en hoş izlencedir.
24. konuşma
Saygınlığımızı bir yana bırakacak olsak bile Atinalılar, birinin yargıçlara yalvarıp yakarması, bunu yapınca aklanması bana hiç de doğru görünmüyor. Onun kanıtlaması, inandırması gerekiyor. Çünkü yargıç, keyfine göre karar vermek için değil, adil bir karar vermek için oraya getirilmiştir. O, resmi görevini keyfine göre bağışlamak için değil, yasaların koyduğu ölçülere göre yapmak için yemin etmiştir. Dolayısıyla ne bizim sizin yemininizi bozmaya, sizi alıştırmaya hakkımız vardır, ne de sizin buna alıştırılmaya izin vermeye.
21. Konuşma
Sanıyor musunuz ki politika alanında etkin olsaydım, dürüst, namuslu bir adamın yapması gerektiği gibi hep adil, haklı konulara destek verseydim, orada da bunu görevim gereği saysaydım, bunca yılı arkamda bırakabilir miydim?
Sayfa 48 - Akvaryum yayıneviKitabı okudu
19. Konuşma
Çocukluğumdan beri bana verilen bir işarettir bu. Bana seslenen, ne zaman konuşsa hep tam o sırada yapmayı düşündüğüm şeyden caymamı salık veren ama hiçbir zaman bu konularda buyruk vermeyen bir ses. İşte beni politika yapmaktan alıkoyan da bu sestir. Beni bundan kendince iyi nedenlerden ötürü uzak tutmaktadır diye düşünüyorum. Çünkü şunu bilmeniz gerekir, Atina erkekleri, Politika yapmaya ne kadar erken başlasaydım o kadar erken ölür, ne size ne de kendime yararlı olabilirdim. Size doğruyu söylersem kusura bakmayın. Sizin ya da herhangi bir halk kalabalığının apaçık karşısına çıkıp devlet hukukuna ve yasalara karşı yapılan sayısız ihlali önlemeye çalışan hiçbir insan yaşamından emin olamaz. Ciddi ciddi adaletten yana tavır koymak isteyen kişi yaşamında kısa bir süre kalacak olsa da politikacı olarak değil de özel bir kişi olarak ortaya çıkmak durumundadır.
Reklam
Platon
"Socrates'e en son mal edilebilecek en kötü suçlamalarla, arkadaşımızı duruşmaya çağırdılar. Anlayacağınız, onu tanrısızlıkla suçlayarak duruşmaya çıkardılar ve karar verip bunu uygulanmasını sağladılar... Bunun ve hükümeti, yasaları, töreleri yöneten kişileri görünce ve yaşlandıkça bu çarkın bütününü kavradım, doğru bir sonuca varıp politika yapmanın ne kadar zor olduğunu anladım. Çünkü dostlar ve güvenilir parti yoldaşları olmadan, hiçbir şey yapmak olanaklı değildi. Ayrıca yasama ve ahlak alanında çöküntü ve çürüme şaşırtıcı bir biçimde artıyordu. Böylece, başlangıçta politikaya çok hevesli olduğum halde, bu olayları gördükçe ve bütün bu plansız, acımasız sürüklenişi inceledikçe kafam karışmaya başlamıştı. Gerçekten, bütün bunların ve devletin varlığının nasıl daha iyi olabileceği konusunda düşünmekten vazgeçmedim, hep iyi bir eylem fırsatı kollayıp durdum. Ancak sonunda var olan devletlerin berbat bir durumda olduğunu kavradım. Bunun üzerine kendimi, gerçek felsefenin hakkını teslim ederek sadece onun, bütün kamusal ve özel yaşamdaki adalete bakış olanağı verebileceğini, doğru ve gerçek felsefeciler iktidara gelmeden devletin iktidar ve güç sahipleri takdiri ilahi sonucunda gerçek filozoflara dönüşmeden insan soyunun umutsuzluğunun son bulmayacağını açıklamaya zorunlu hissettim."
Zihin sadece dünya işlerine bağlı kalıyor, bunun için de gerçek nurdan karanlık çıkarıyorsun.
Fırtınalar karşısında tepesi asla eğilmeye sağlam bir kule gibi metin ol, çünkü bir kimse ki bir düşüncesi varken kafasının içinde bir başka düşünce belirmiştir, bu düşüncelerden biri ötekinin gücünü azalttığı için, o kimse daima hedefinden uzaklaşır.
On beşinci mazmun - ikinci kat: kıskançlık
İstekleriniz, bölüşmekle azalan şeylere bağlandığı için, yürekleriniz kıskançlık duygularıyla kabarıyor.
Hayatındaki şu iki gün çok önemlidir : Biri doğduğun gün, diğeri ise sebebini düşünmeye başladığın gün. - Mark Twain -
Sayfa 7 - VenedikKitabı okudu
Zihinsel tembellik
Birçok insan günlerce, aylarca ve senelerce hayali kahramanlarla dolu romanları okuyarak kendilerini kandırıyor ve bir şey yaptıklarını düşünüyorlardı. Ülkedeyse kültüre hizmet edecek insanlar yoktu. Milletin zekası uyuyordu, cahillik, kabalık ve fakirlik artıyor. Devletin gücü zayıflıyor. Manen, fikren ve ikdisaden ülke iflasa doğru gidiyordu. Ülkenin aydın ve okuryazarlarıysa halkı eğitip aydınlatmak yerine, hayali kahramanların olduğu kitapları okuyarak vakit geçiriyorlardı...
Sayfa 135 - YakamozKitabı okudu
Reklam
Hayat Kadını Tereza
"İnsan acıyı tattıkça sevgiyi daha çok arar... Köhnemiş erdemlerimizin duvarlarına sıkışan, birbirimize tepeden bakan bizler bunu anlayamıyoruz. Çok acı sonuçlar doğuruyor bu acı anlayışsızlığımız. Onlara düşkün insalar diyoruz! Neden? Onlar da bizler gibi kemikten, kandan, etten yapılmuşlardır. İNSANDIRLAR... Hep işitiriz 'düşkün insanlar' sözünü. Ne saçma! Gerçek düşkünler bizleriz!
Sayfa 14 - MercekKitabı okudu
Ölüm saati
Kibir, dedi Keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan Kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; Çünkü kibirli insan, tabiatı gereği, o mantıklı sözleri kulak tıkar... Dolayısıyla,Babanız için dua etmekten başka çare yok!
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Kibir ve Bilim
-Hayat nedir biliyor musun evladım? Varoluşu meydana getiren şu zembereklerin hareketini kavradın mı? Kendine hiç baktın mı? Hayır ; halbuki bilimin gözünden baksaydın, Tanrı'nın eseriyle benim eserim arasında var olan sıkı ilişkiyi görürdün, çünkü saatlerimi mekanizmasını, onun yarattığı canlıdan kopyaladım. -Usta, dedi heyecanla Aubert, bakır ve çelikten yapılmış bir makineyi, esinti in çiçekleri hareketlendirmesi gibi bedenlere can veren ve adına ruh denen Tanrı'nın nefesiyle kıyaslayabilir misiniz? Bacaklarımızı ve kollarımızı hareket ettiren görünmez çarklar olabilir mi sizce? Hangi parçalar zihnimizde düşünceler doğuracak kadar iyi ayarlanabilir ki?
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Tommasa Campanella : Güneş ülkesi
Sana yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapma ve sana yapmalarını istediğin şeyi de onlara yap! Çocuklarınız ve benzerlerimizin bize saygı göstermelerini istediğimize ve yaptığımız az buçuk iyiliğe iyilikle karşılık vermelerini beklediğimize göre, bizi biz yapan, bizlere bütün nimetleri veren, bizi yaşatan Tanrıya neler vermemiz gerek bir düşünün. Tükenmez zaman boyunca hamdolsun Tanrı'ya!
Sayfa 74 - sosyal yayınlarKitabı okudu
Tanrının yarattığı düzende her şey iyidir, dengelidir. Bu düzen günün birinde bozulursa, bunun suçu yalnız biz insanlarındır. Çünkü yer, gök ve ruh dünyaları arasında akıllara sığmaz bir denge vardır.
Sayfa 81 - sosyal yayınlarKitabı okudu
"Palto"
Akakiy Akakiyeviçin: Geceyi nasıl geçirdiğini anlayabilmemiz için kendimizi başkasının yerine koyma becerisine sahip olmamız gerekir.
Sayfa 112
Reklam
Bir köpeğin yazı yazabildiğini bilmiyordum. Hoş, YALNIZCA SOYLULARIN YAZDIKLARINDAN HABERİM VAR. birde tüccarların, muhasebecilerin ve bazen de köylülerin...
Sayfa 11
"Burun"
Polis şefi her türden el sanatına büyük bir ilgi duyardı, ama bankanın bastığı paraları her şeyden çok severdi. Para gördü mü "Amma da güzel bir şey! Daha güzelini görmedim. Doyurman gerekmez, susuzluğunu gidermen gerekmez, çok yer kaplamaz, cebe sığar, düşse bir yeri acımaz! Daha ne olsun," derdi.
Sayfa 64 - indigo kitap
İyi İnsan
"iyi biri o", dedi Slim. "İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun"
Sayfa 51 - Burada Slim'in söylediklerini unutmamak gerekiyor çünkü Lennie akıllı biri değili ve ölüyor. George ise akıllı biri arkadaşını öldürüyor, şimdi o iyi biri mi kötü biri mi? yazar bize bunu sorgulamak istiyor gibime geldiKitabı okudu