Mahpusaneye ilk giren insan şaşırmıştır.
Dünyadan apayrı düşmüş gibi olur.
Sanki başka bir dünyadadır.
Uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmuştur.
Ondan da beter.
Topraktan, evden barktan, dosttan, sevgiliden, her şeyden bütün bağlarını koparmışçasına uzaktır.
Bir derin, ıpıssız boşlukta döner.
Sonra başka bir hali daha vardır yeni mahpusun, taşı toprağı, duvarı, o azıcık görünen gökyüzünü, kapıyı, demir parmaklıklı pencereleri bile düşman sayar kendisine.
"Oysa bilseydi ki hiçbir erkek çaresiz kalmadıkça terk ettiği kadına dönmez, belki bırakmazdı şarkı söylemeyi. O da mutlu olur muydu bilemeyiz ama dünya Maria Callas'tan daha çok eser dinleyebilirdi."
Fazlasıyla gururlu ve fazlasıyla kırılgan biriyim,
Ve acı çektiğim zaman başkalarından yüz kat daha fazla acı çektiğim için üzülüyorsam da eminim ki mutlu olduğum zaman da başkalarından yüz kat daha fazla mutluyumdur.
Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız ; aslında kötü değildir dersiniz .Ama onu görünce , tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz , soluk alamazsınız.