Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kader

Kader
@Severkader
Eski Türk Edebiyatı
Edebiyat Öğretmeni
Divan Edebiyatı Yüksek Lisans
16 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Reklam
Belki de kendimim yeniden büyütmek istediğim saksısını çatlatmış...
Her şey yapmak için hep erken... Sonuç: Geç kalmak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodi ile dans edip durmuşum...
Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır...
Reklam
Sırf bakmadığı için yaşamında neler kaçırdığını düşündü
Gam-ı dünyâ bizi bilmez velî mâh-ı muharremde Şehîd-i Kerbelâ için bir âh u vâhımız var Hayâlî
Ümmetin ihtilafa düşmesinin sebebi, Müslümanların yapıp ettiklerinin din gibi algılanmasıdır..
İnsan, gönlündeki hâle hakim olabiliyorsa buna sevgi denir. Ama gönlündeki hâl insana hakim ise onun adı aşk olur. Sevgide irade vardır ama aşkta irade elden gider.
Reklam
Hikemet'e bakılırsa okumam da duyuluyormuş. Gözleriniz çok ses çıkarıyor Albay'ım, diye geldi bir gece yarısı.
Saib-i Tebrizi
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi
... Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir âh olduğunu.
... İnsanları çekincesizce, koşulsuz, utanmaksızın sevebileceği, karşılığında da sevileceği bir hayatın hayaline dalıp gitti.
Şu dünya hakikaten hiçbir şeye değmeyecek kadar kıymetsiz ve boştu!
Modern sitenin gürültüsü içinde iç sükûnu muhafaza etmesini bilenler, iç organ ve sinir düzensizliklerinden korunmuş oluyorlar.
Reklam
Ancak kendi nefsinin dikenli tellerine takılmayanlar düşmanın dikenli tellerini aşabilirler...
Sonunda şu fikre vardık ki güçlü olmak denen şey çaresizlikten doğuyor..
Umut çare değil belki ama galiba çareden daha büyük bir şey...
Ufku olmayan karanlık bir şehirde hiçbir beklentim olmadan yaşıyordum
Milena'nın Dilinden
Hayatı yaşamanın iki yolu var:Bir tanesi, kaderinin sorumluluğunu üstlenmek, kendi kararlarını kendi vermek ve uygulamak, avantaj ve dezavantajları, mutluluk ve mutsuzluğu kabul etmek; cesurca, dürüstçe, pazarlık etmeden, yüce gönüllülük ve tevazuyla. Diğeri ise kaderini aramak... Ama insan onun ararken körlüğünü, içgüdülerini değil, kendi değerini de kaybeder. Gittikçe yoksullaşır, yeni gelen daima önceden var olandan daha kötüdür. Bir şey daha... Aramak için inanmak gerekir, inanmak içinse belki yaşamak için gerekenden daha fazla güç.
Milena'nın dilinden...
Mutsuz evlilikler yok, yetersiz evlilikler var ve yetersiz olmalarının sebebi, onları yetersiz insanların yapması, gelişme çağında takılıp kalmış insanlar, hasattan önce tarladan sökülüp atılması gereken insanlar.
Reklam
Yine de aslında sevdiğim sadece sen değilsin, daha fazlası; senin aracılığınla bana hediye edilen varlığım.
Dünyada benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mı Milena?
Milena, aslında mesele o değil; sen benim için bir kadın değil, bir kız çocuğusun, senden safını görmedim, sana elimi uzatmaya cesaret edemem küçük kız.
Bir insanın düşüncesi, başka bir insanın düşüncesi ile uzak mesafede bile irtibat kurabilmektedir.
Evini, bütün eşyalarını, ruhunu bir yerde bıraksaydın nasıl hissederdin? Her şeyiyle geri almak için savaşmaz mıydın?
Eğer geri gelecek kadar şanslı olursam albümümü geri alırım...
Reklam