İnsan, gönlündeki hâle hakim olabiliyorsa buna sevgi denir. Ama gönlündeki hâl insana hakim ise onun adı aşk olur. Sevgide irade vardır ama aşkta irade elden gider.
Hayatı yaşamanın iki yolu var:Bir tanesi, kaderinin sorumluluğunu üstlenmek, kendi kararlarını kendi vermek ve uygulamak, avantaj ve dezavantajları, mutluluk ve mutsuzluğu kabul etmek; cesurca, dürüstçe, pazarlık etmeden, yüce gönüllülük ve tevazuyla.
Diğeri ise kaderini aramak... Ama insan onun ararken körlüğünü, içgüdülerini değil, kendi değerini de kaybeder. Gittikçe yoksullaşır, yeni gelen daima önceden var olandan daha kötüdür.
Bir şey daha... Aramak için inanmak gerekir, inanmak içinse belki yaşamak için gerekenden daha fazla güç.
Mutsuz evlilikler yok, yetersiz evlilikler var ve yetersiz olmalarının sebebi, onları yetersiz insanların yapması, gelişme çağında takılıp kalmış insanlar, hasattan önce tarladan sökülüp atılması gereken insanlar.
Milena, aslında mesele o değil; sen benim için bir kadın değil, bir kız çocuğusun, senden safını görmedim, sana elimi uzatmaya cesaret edemem küçük kız.