Dünyayla ve insanla hemahenk olabildiğimiz anlara ihtiyacımız var. Bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi, bir dostun sesindeki hüznü, bir ağacın tomurcuklandığı zamanı fark edebilmemiz gerek. Bir örümcek ağının yakaladığı toz zerresi gibi dikkatimizin de yaşantıyı yakalayabilmesi, yaşantı parçacıklarını bir araya getirmesi, onları bellek ve duyguyla ilişkilendirerek anlamlandırabilmesi gerekir.
Sayfa 115 - Kapı Yayınları