Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Helalden ve haramdan bahsedince haramları helal, helalleri haram yapanlar ve bunun üzerinden para kazananların hedefi olursunuz. Faize haram deyince insanlığın alın terini sömüren tefecinin; iffet, tesettür, nikâh deyince de nikâhsız bir hayat yaşayan ahlak yobazlarının saldırısına maruz kalırsınız. Müslüman elbette ki sorunuz bir hayattan yana tavır alacak lakin küffarın levmetmesinden değil, övmesinden korkacak; Allah'a ve Resûlü'ne hasım olanlar niçin beni alkışladılar, acaba bende nifak alameti mi var deyip, titreyecek. - İhsan Şenocak
"Haşim sizin aynada gördüğünüzü duvarda görmüş... Haşim tabiatı bir tül perde arkadından seyretmiş... Haşim bir tül perde arkasından bütün evreni..." Ön sırada oturan Kalem Şakir, İnek Şaban'a bir tutam ot gösteriyor, onu deli ediyordu... Şaban'ın savurduğu küfürleri Piyale bile duymuştu. Parmağını Şaban'a doğru uzatarak: "Çabuk söyle !" dedi. "Şimdi ne söyledim?" Şaban büsbütün afallamıştı: "Ahmet Haşim... Tül perde..." "Söyle ne olmuş tül perdeye?" "Efendim Haşim, bütün şiirlerini perde arkasında oturmuşta yazmış!" "Vah zavallı Haşim. Siz, Haşim'i öldürdünüz de tül perdelere sarıp sarmalayıp yeniden gömdünüz."
Reklam
A.Haşim'in gözüyle M.Kemal
Gördüğüm fotoğraflara göre biraz şişman,biraz yorgun, biraz hatları kalınlaşmış bir vücutla karşılaşacağımı zannederken,kapıdan bir ışık dalgası halinde giren teksif edilmiş bir kuvvet ve hayat tecellisi ile birden gözlerim kamaştı:Göz bebekleri en garip ve esrarengiz madenlerden yapılmış bir çift gözün,mavi,sarı,yeşil ışıklarla aydınlandığı asabi bir çehre...Yüzde,alında,ellerde bir sıhhat ve bahar rengi...
Sayfa 33 - Damla yayınevi ,hazırlayan:Mehmet Nuri Yardım
Sürrealizm; Andre Breton'a göre
...şiirin zevki şuuraltı kaynaklarında gizlidir.
Sayfa 128 - Alkım yayınları
"Bu havuzun başında, Atatürk için sofralar kurulurmuş," diyor Haşim. "Diyarbakır'a geldiğinde burada kalmış ve köşkü çok beğenmiş. Sahibi de Ata'ya armağan edivermiş. Eski adı Samanoğlu Köşkü. Atatürk ile beraber Gazi Köşkü olarak anılmaya başlamış."
Sayfa 220 - Altın KitaplarKitabı okudu
Beni elemle bıraktın uzaklara gittin Bu imtihan-ı azâbın yeter a cânanım! Bana o çehreni göster bana a dildârım!
Sayfa 186
Reklam
Ebu Haşim
"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım!"
Sayfa 11 - Hacegân YayınlarıKitabı okuyor
Bu imtihan-ı azabın yeter a cananım!.. Bana o çehreni göster bana a dildarım!..
Sayfa 192Kitabı okudu
"Gerçek şair dediğin, bizim Mevlânâ' dan, Yunus Emre' den, Fuzuli' den, Nedim' den, Tevfik Fikret' ten, Yahya Kemal' den, Ahmet Haşim' den tut da Shakespeare' e, Goethe,' ye Hugo' ya, Baudelaire' e, Puşkin' e, Mayakovski' ye, Yesenin' e, Aragon' a filan kadar hepsinin güçlü felsefe sistemleri, sosyoloji görüşleri, hiç olmazsa sezişleri vardır." "Yeni şairler ise bundan tamamen yoksun. Böyle bir şeye sahip olduklarını sananların bilgileri de ancak kulaktan dolma. Şiir de öteki güzel sanat şubeleri gibi bilim ister. Şairin âlim olması şart değildir ama cahil olmaması şarttır."
Sayfa 189 - RemziKitabı okudu
"Gerçek şair dediğin, bizim Mevlana'dan, Yunus Emre'den, Tevfik Fikret'ten, Yahya Kemal'den, Ahmet Haşim'den tut da Shakespeare'e, Goethe'ye, Hugo'ya, Baudelaire'e, Puşkin'e, Mayakovski'ye, Yesenin'e, Aragon'a filan kadar hepsinin güçlü felsefe sistemleri ve sosyoloji görüşleri hiç olmazsa sezişleri vardır. Yeni şairler ise bundan tamamen yoksun. Böyle bir şeye sahip olduklarını sananların bilgileri de ancak kulaktan dolma. Şiir de öteki güzel sanat şubeleri gibi bilim ister. Şairin alim olması şart değildir ama cahil olmaması şarttır." Nazım Hikmet Ran
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Sorgulanmayı Gerektirmek
Kimileri filozof Rene Descartes'ın da "Düşünüyorum, öyleyse varım" şeklindeki ünlü cogito tanıtında sorgulamayı gerektiren bir duruma yol açtığını ileri sürmüşlerdir. Burada varolduğum kanıtlanmak istenmekte, ama "düşünüyorum" dendiğinde varlığım zaten varsayılmakta ve tartışılan noktanın yanıtı verilmektedir. Bu eleştiriyi yapanlar Descartes'ın "düşünüyorum" yerine "düşünce diye bir şey vardır" demiş olması gerektiğini söylerler; ama eğer böyle söylemiş olsaydı bile, düşüncenin düşünen birini gerektirdiği varsayımı olmadan, bu önermeden "varım" sonucunu çıkartamazdı. Ancak, hakkını yememek için şunu da söyleyelim: Descartes, "varım" yargısının bir tümdengelim sonucu olmadığını açıkça söylemiştir. Yalnızca düşüncenin varlığından kuşku duymanın psikolojik olanaksızlığına dikkatimizi çekmiştir. Bu yüzden kendisine yöneltilen eleştirinin aslında hayali bir hasıma yöneltilmiş olduğunu söyleyebiliriz (bkz. hayali hasım).
Sayfa 121 - DostKitabı okudu
Turgay Fişekçi
Orhan Veli'nin alaycı şiirlerinden en fazla payını alan da Ahmet Haşim olmuştur. Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam dizelerine karşın Orhan Veli, "Bir de rakı şişesinde balık olsam" dizesini yazmıştır. Haşim'in, "Cânan ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havz üzerinde" şiiri, Orhan Veli'de, "Cânan ki Degüstasyon' a gelmez Balıkpazarı'na hiç gelmez." biçimine dönüşür.
Sayfa 113 - Kültür ve Turizm Bakanlığı
İSTANBUL’DA KAL (A) MIŞ (TIK) ÇOCUKTUK-FENERBAHÇE Çocukluktan gençliğe, yılları hezeyansı bir coşkuyla kovalarken, Şimdilerde yıllar kovalar oldu sırayla; gençlik sonrasında çok manidar bir şekilde… Kimi seçilmiş hayatların akrep ve yelkovanı, gece karanlığına odaklanmış; Sanki kimi çocukluklar; O köstekli bozuk saat… O ilk öpüşte, o sıcak
Geri137
570 öğeden 556 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.