Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalp yarasını ileriye alıp geçiremezsiniz ya da sevgiyi geri saramazsınız; bu çok boktan bir durum. Chelsea Handler
Keşke yeniden küçük bir kız olsaydım, çünkü incinen dizlerim kırık kalbimden daha kolay iyileşebiliyordu. Julia Roberts
Reklam
Hayatımdan memnun değildim, ben de kendi hayatımı yarattım. coco chanel
Dünya, yeryüzü, ruhun, diriliğin bütün şartla- rını eksiksiz yaşayabileceği bir iklimi sürekli ola- rak barındıramaz yüreğinde ve üstünde. Kimi zaman acı bir kader rüzgârı, insanlığın ruhunu daraltır, onu ölümün ufkuna doğru iter, kimi zaman da tatlı rüzgârlarla diriliş ufuklarına.
Sayfa 7 - Diriliş yayınlarıKitabı okuyor
Son yürüyüş
Ömrünün son günlerini yaşıyordu. Kim bilir, belki de son saatlerini.. Balkonun altında yazdan kalma kanepenin üzerinde uzanmış yatıyordu. Artık eski halinden eser yoktu. Yaşı oldukça ilerlemisti. Şimdi ömrü boyunca yaşadığı acı tatlı olayları hayal ederek, hatıralarıyla yaşamaya çalışıyordu. Eskisi gibi rahat uyuyamıyordu, ağrıları artmıştı..
Rahmet.. Âlem, bu temel üzerinde... Eğer toprağa, tohuma, hattâ kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı, şırıltılı su... (Sesi coşar) Ne duruyorsunuz? Sökün sahte su borularını, ev ev merhamet şebekesini kurun! Tepelerinizdeki çatıları da yıkın, göklerle temasa geçin!.. O zaman göreceksiniz ki, acı su borularından kendi kendisine tatlı su akacak ve başlar üstünde güneşe yol veren kubbeler yükselecek...
Büyük Doğu
Reklam
... Birkaç kere gözleri yaşardı: Bazen tatlı, bazen acı hayallerle...
Yzur, bilincini yitirmeksizin, acıyla kıvranmaya başladı. Sadece iç paralayıcı bir sonsuzluk ifadesiyle bana doğru döndüğünde hafifleyen mutlak bir yalnızlık, zayıf bir soluma, belli belirsiz bir nabız, kapalı gözlerine inen tatlı bir acı ve o bildik melez hüznüyle dolu yüzü.
Spoiler içerir
Birazdan testerelerin, çarkların, işkence sehpalarının yapışacağı bu zavallı beden, işkencecilerin sert ellerinin ve kerpetenlerin acı vereceği bu kız, insan adaletinin öğütleyecek zavallı bir buğday tanesi gibi işkencenin değirmen taşına attığı o tatlı, masum ve kırılgan yaratıktı!
Sayfa 340Kitabı okudu
En tatlı emellerinin tahakkukunu gördüğü bir rüyadan acı hakikatle uyanan bir insan gibi içim çekiliyordu.
Reklam
Dünyada aldığın tat bir süre sonra sana acı gelecektir, çünkü dünya tatlı gibi gözüken acı bir şerbettir. Onu şehvetle içtikçe acısı çıkmaya başlar.
Değil mi ki hayat sonlardan ibaret ve bittiği yer sonsuzluk; varsın sonlar daim olsun. Büyük, küçük, acı, tatlı, mutlu, mutsuz…
Sayfa 200 - Servi NineKitabı okudu
Şehid ağabeyimi senin toprağına kattım. En güzel sözleri de en acı feryatları da senin sokaklarında, evlerinde duydum. En iyi kitapları sende okudum. En büyük savaşı senin surlarının ardında izledim. En tatlı ezanları senin göğsüne bakarak dinledim. Şimdiye dek gördüğüm en bereketli bahçeler sende. Önünde diz kırdığım âlimler sende. En içli ağıtlar ve içimi düzene koyan şarkılar sende.. - Ey güzel Şam! Ey kederli Şam! Kader beni nerelere sürükler, bilemem. Fakat.. Allah şahittir ki sende ölmek, senin bağrında uyumak isterim.
"...Doğrusu, her an inanmaya hazırdır, bütün bu yaşamın duyguların uyaranı olmadığına, serap olmadığına, hayal gücünün yalanı değil de aslında gerçek, sahici, var olan bir şey olduğuna! Neden o zaman, söylesenize Nastenka, neden o zaman böyle zamanlarda sıkışıyor ruh? Neden o zaman büyülü bir şekilde, beklenmedik bir hırsla nabız hızlanıyor, hayalperestin gözünden yaşlar boşanıyor, solgun, ıslak yanakları yanıyor ve dile gelmez bir sevinçle doluyor bütün varlığı? Neden o zaman uykusuz geceler bir an gibi, sebepsiz bir neşe ve mutlulukla geçiyor ve şafağın pembe ışığı pencereye vurduğunda ve loş odayı bizde, Petersburg'da olan türden, kararsız fantastik bir ışıkla aydınlattığından tan vakti, hayalperestimiz neden yorulmuş, tükenmiş bir halde kendini yatağa atıyor ve kendi hastalıklı, mahvolmuş ruhunun coşkularından yorulmuş ve kalbinde acı verici, tatlı bir sızıyla uykuya dalıyor? Evet, Nastenka, insan yanılır ve gerçek, hakiki bir tutkunun onun ruhunu heyecanlandırdığına inanır bilinçsizce, işe yaramaz hayallerinde canlı, ele gelir bir şeyler olduğuna inanır istemeden!.."
İşkenceler ve savaşlar hakkında okuduğum kadarıyla, ellerine güç geçtiğinde içlerine gizemli bir canavar girmiş gibi başkalarına acı çektiren kişiler akşam eve döndüklerinde tatlı babalara, yurtsever vatandaşlara, mükemmel kocalara dönüşürlermiş.
Sayfa 142 - Can Yayınları 1. BasımKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.