Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aksiydi.Ne iyi ne de kötüydü.Çok acı çekmiş olması gözyaşlarını bitirmiş,kalbini yontmuş gibi görünüyordu ama hala bir kalbi vardı.Hatta belki iyileştirilebilir bir kalpti bu.
Sayfa 110Kitabı okudu
Şiddet, tüm kadınlar için sadece mağduriyet ve acı değil utanç aynı zamanda..
Reklam
Kalbim, senden önce mutluluk görmedi. Kalbim, hayatta acı ve ıstırabın tadından başka asla bir şey görmemişti.
...bana zarar verdiği anlari unutmak için bir çok şeyi feda edebilirdim.Ancak ne yazik ki hayat böyle işlemiyordu.Unutmak istediğiniz şeyler, size ebedi bir aci vermek için peşinizden ayrilmiyor,hayat bunlari size hatirlatmanin bir yolunu hep buluyordu.
Sayfa 153 - EuriaKitabı okuyor
BEDAVA Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinamaların kapısı, Camekânlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.
Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinamaların kapısı, Camekânlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.
Reklam
Hüzünperest
güz gibi olsaydım keşke... güz gibi olsaydım keşke keşke güz gibi suskun ve hüzün verici olsaydım arzularımın yaprakları sararırdı birer birer gözlerimin güneşi soğurdu acıyla dolardı göğsümün gökkubbesi ansızın pençesini indirirdi canıma, bir hüzün tufanı gözyaşlarım yağmur misali eteklerimi boyardı âh... ne güzel olurdu güz gibi olsaydım vahşi, heyecanlı, rengarenk olurdum gözlerimde bir şair göksel bir şiir okurdu yanıbaşımda yalazlanırdı âşığın kalbi ateşin kıvılcımlarında gizli bir dert. benim ezgim... kırık dökük, rüzgâr sesi gibi keder kokusu dõkerdi yorgun gönüllere. önümde: genç bir kışın acı çehresi ardımda: yazı birbirine katan zamansız bir aşk göğsüm: hüznün, acının, evhamın mahalli güz gibi olsaydım keşke
Sayfa 106
İnsan hangi yaşta olursa olsun ve ne kadar ilime sahip bulunursa bulunsun ve dünyayı ne kadar unutursa unutsun yakınında birileri ölünce ölüm denen Sırrı kavramaya başlıyor. Elbette ki ölüm sırrının hak olduğunu ve Allah'ın emrine karşı gelinmeyeceğini biliyor ama yine de hüzün ve hasret bir yandan yakıyor canını. Her gelenin gideceğini, her doğanın öleceğini ve her başlayanın biteceğini bilirim elbette. Lakin yine de insan kendini elsiz, kolsuz, dilsiz, sessiz kalmış gibi hissediyor. İçinde bir acı var, yalnızca "Allah" dediği an hafifliyor. Asla ölüme İsyan değil bu dediklerim, sadece Hasret... Ama Vuslat var yine de ve bunu bilmek dahi içindeki ateşe bir yağmur gibi dökülüyor.
Her Şey Yeterli Olsun
Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim. Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum. Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum. Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum. Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş, gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum. İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar, kazanç diliyorum. Sahip olduğun her şeyi taktir etmene, yetecek kadar kayıp diliyorum. Son 'elveda'yı atlatmana yetecek kadar 'merhaba' diliyorum…
Ayo YayınlarıKitabı okudu
+1
Bugün oturdum ölümü düşündüm Kirli, acı bir su gibi yürüdü içime Dokunduğum, gördüğüm her şeye sindi Ürperdim, korktum ve biraz şaşırdım. Bugün oturdum ölümü düşündüm Yağmur altında ya da karanlıkta Bir başıma kalmış gibi..
Sayfa 51 - Kırmızı Kedi Yayınları, İstanbul.Kitabı okuyor
Reklam
Let Em Go / Matt Hansen
Bazen yağmur gerekir Güneşe olan hasreti tatmak için Bazen de acı gerekir Bunun aşk olmadığını anlamak için Bazen tutunduğun kişinin Gitmesine izin vermelisin Sometimes you need the rain To know you miss the sun Sometimes you need the pain To know it isn't love Sometimes the one you hold You gotta let 'em go
318 syf.
6/10 puan verdi
Selammm Millet Uzun zamandır historical romance tarzında bir kitap okumamıştım. O yüzden son dönem okuduklarım içinden bende farklı bir tat bıraktı bu güzellik. Bu bebek bizi 1800'lü yılların Hollanda' sına davet ediyor.Birazcık konusundan bahsedecek olursam; Emily Gloria Malikanesinin mürebbiyesidir. Ve hasta olan kardeşi ile beraber bu malikane de yaşamaktadır. Ta ki bir gün malikanenin sahipleri malikaneyi satıp Boston' a gidene kadar. Emily yeni gelen ev sahiplerinin belki mürebbiye ihtiyaçları vardır diye düşünerek onları karşılar. Ama o da ne evin hanımı burnu havada, kibirli, kaba saba bir tiptir ve Emily' i evinde istemediğini çok net belirtir. Bir süre malikane de kalan Emily evin beyi Arthur' a karşı derin hisler beslemeye başlar. Kardeşinin ölümü ile iyice yalnızlığa sürüklenen Emily' nin tek destekçisi Arthur' dur. ( Kaçınılmaz bir yasak aşkın alevleri atılır ortaya.) Arthur zamanında bir vasiyet uğruna karısı Hannah ile evlenmiştir. (Ama karısı bildiğiniz psikopat, öyle ki adamın onu bırakmaması için kendi kızının ölümüyle tehdit edecek kadar ) Doğal olarak ilerleyen sayfalar da Emily ve Arthur için acı verici, duygusal günler başlar. ( Gerçekten inanılmaz üzüldüğüm yerler oldu.) Tüm konuyu tabi ki size ben anlatmayacağım merak edenler kitabı okuyabilirler. Naçizane elestireceğim bir iki kısım var. Bunların ilki; kitapta bir iki tutarsızlık oluşu ve karakterlerin sürekli bir gelgit içerisinde olmaları. İkinci olarak bu türe yeni başlayanlar için ideal bir kitap, bu türü sıklıkla okuyanlara kitap bir tık yavan gelebilir. İlgisini çekenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202415 okunma
Bütün güzel kadınlarını bu dünyanın sevdim, diyebildiğim zaman Bütün kentlerini gezdim, denizlerine girdim Ve artık bir tek taş kalmadı tanımadığım, bir tek yüz, bir tek yer adı Söyleyecek bütün sözleri dinledim ve söyledim bütün söyleyeceklerimi Acının bütün uçurumlarına indim ve çıktım sevincin bütün dağlarına Bütün çiçekleri kokladım ve kopardım bütün meyveleri dallarından Islanmadığım yağmur, savrulmadığım yel kalmadı... Bütün haklı kavgalarında bu dünyanın dövüştüm, diyebildiğim zaman Okudum bütün kitapları, bütün şiirleri yazdım Ve topladım bütün dillerin en güzel sözlerini, sıraladım tek bir sözlükte Bütün mayınları, bütün dikenli telleri ayıkladım sınırlardan Ve bir tek zorba çıkamadı önüme. Bu dünyada acı çeken tek bir insan yoktur, diyebildiğim zaman İşte o zaman ölebilirim. Toprağımda bir çığlık olur da büyür yaşama sevincim...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.