Öncelikle şunu söyleyeyim: Konu çok hassas. Ki bu nedenle birçoğunuz bu konular hakkında konuşmaktan çekiniyor ve hiçbir şey söylemeden kitabı okuduğunuz gibi bırakıyorsunuz. Erkekler bu konular hakkında konuşmak konusunda kadınlardan daha da geride, kadınlar hemcinslerinin halinden anlamaya çalışsa da erkeklerin birçoğunda bu durum yok. Şimdi
ㅤㅤㅤㅤ
İsrail 34 gündür Filistin'e ölüm yağdırıyor. 28 bini çocuk olmak üzre toplam 89 bin sivil katledildi..
Buna özellikle destek olan Amerika ve İngiltere günün birinde elbet birer atom bombası yer. Ya da tektonik sebeplerden kırılgan bir yapıya sahip oldukları için, elbet biri Atlas, diğeri Pasifiğin dibine gömülür..
Olmaz olmaz deme. Bunu diyenler tarihe dönüp, Sodom, Gomorra, Ad, Semud, Medyen, Res, Karun halkının başına neler gelmiş ona baksın....
Ondan sonra mı? İsrail'i bize bırakın..
"Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına:
'Sizler, yeryüzünde iki defa bozgunculuk ve fesat çıkaracaksınız, azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız' diye bildirdik.
Nitekim bozgunculuk ve büyüklenmenizin karşılığını görme vakti geldiğinde, kullarımız içinde çok güçlü kuvvetli orduları üzerinize musallat edeceğiz.
Onlar, ülkenizi baştanbaşa çiğneyip, evlerinizin içlerine varıncaya kadar her tarafı didik didik aradılar..
Nitekim bu yerine getirilmesi gereken bir vaat idi..
~İsra Suresi 4/5~
Regaib kelimesi çoğul bir anlam içeren bir kelime olup, bolluk, değerli bağışlar anlamı taşımaktadır. Hicri Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan geceye ad olmuştur. Bu dönemde kutsal kitabımızda oruç tutmak uygun olarak gösterilmiş ve çeşitli ayetlerde işaretlenmiştir.
İsra, Miraç ve Peygamberimizin(sav) ana rahmini düşmesi hadisesi bu dönemde olmuştur diyen çok olsa da, yine bir çok alim tarafından bu rivayetler güçlü hadis kaynaklarınca reddedilmiştir.
Dinen iki büyük hadis kaynağı olan Müslim ve Buhari de yine ekstra bi ibadet yapılmaması gerektiği belirtilmiştir. Hatta camilerde ibadetinin yasaklanmasını yasaklayanlar da olmuştur. Eyyubi Hükümdarı Kamil gibi.
Kısaca konuyu toplayacak olursak, kaza veya nafile namaz, yine oruç tutmak konusunda görünen o ki bi sakınca yoktur.Allah(cc) yapacağınız ibadetleri kabul ve makbul eylesin. 😇
“Eski Türklerde çocuğa ad vermek, çocukların bir beceri gösterip göstermemesine bağlı bir kavramdı. Bir insanın adı, onun özüne ilişkin bir işaret olabileceği için, konacak adla o adı taşıyacak kişinin arasında muhakkak uyum olmalıydı.
Yıllar boyu çocuk ölümlerinden usanan halkın çocuklarına ‘Dursun, Durmuş, Satılmış, Ömür, Yaşar’ gibi adlar vermesi tamamen tedbir amaçlıydı.
Bunlara ek olarak kötü ruhları bebeğin değersiz olduğuna inandırmak için, ‘İtalmaz, Domuzbay, İtboku’ gibi isimler de tercih edilmiştir.
‘Yeter, Kafiye, Sonay’ gibi isimler ise, yöresel doğum kontrol yöntemi olarak görülmüş ve daha fazla çocuk istemeyenlerin başvurduğu bir metot olmuştu.
Eski Türklerde, çocuğun doğduğu gün yaşanan olaya göre ad konması da hayli yaygın bir durumdu. Mesela düşman o gün yenildiyse, çocuğa ‘Yağıbasan’ adı, o gün misafir geldiyse ‘Konukkeldi’ adı, o gün yemek dağıtıldıysa ‘Aşbergen’ gibi adlar çocuğa verilmekteydi.
Tüm bunlara ek olarak çocuğa ‘Tuna, Fırat, Dicle, Seyhan’ gibi coğrafi adlar, tarihi olay ya da gün veya kavim, boy adlarını koymak da yaygın görülen bir durumdu.”
İnce Memed 1 incelemem #47699683
''Zulme karşı koymamak zalime ortak olmaktır.''(s.181)
İnsanın insana yaptığını başka hiçbir canlı diğerine yapmaz şu dünyada. Neden? Tabii ki de menfaati için. Neden? Kendi rahat yaşasın, tırnağına taş değmesin, karnı aç kalmasın iyice semirsin,
Aslı Fransızca'dan çevrilen (Le Dernier Jour d'un Condamné) bu opus magnumun orijinali, V. Hugo tarafından bir takma ad ile 1829 yılında yayımlamıştır.İçerik bakımından son derece yalın ve açık olan 132 sayfalık kısa roman, idam cezasının insanlık dışı yönlerini - ki bu yönler çoğu zaman münferit boyutunu terkedip bedellerini kitlelere
Ve ben en büyük hatayı benim olmayan bir şeyi benim olan her şeyden daha çok kıskanarak yaptım. Bana ait değil ama kıskanıyorum neden mi bilmiyorum. Bize ait olmayan şeyleri elimizde kilerden daha çok kıskandığımız döneme ne ad verilir bilmiyorum ama çok sık yaşıyorum bunu. Kıskançlık krizin tuttu zaman kıskandım kişinin kafasını alıp duvara sürtmek istiyorum. Sonra kıvılcım çıkarmak istiyorum ve sonra acıdı diye öpmek istiyorum. En kötüsü de hiçbir zaman kıskanmaya caksın beni. Ellerimi tutmanı isterdim ellerimi ellerinin tersiyle etmeni değil sana sunduğum sevginin değerini bilmeni isterdim içimdeki seni bitirene kadar uğraşmana değil. Umarım kendine bir gün bir vicdan edinirsin. Elini kalbinin üzerine koyduğunda gerçekleri hissedebilirsin. farkında olmadığını ne varsa sana fark ettirecek... Seni gerçekten seven kalbi görmezden gelip her gün parçalara ayırdığında içini sızlatan bilecek. Umarım bir gün bir yüreğe sahip olduğunun farkına varırsın. Seviyorum dediğin zaman için rahatlığı ile ağzından bu cümle çıkarabilecek bir yüreğin olur umarım sevdiğin için mücadele edebilecek duygularının aynısı olan bir yürek sahibi olursun. Ve artık bir gün kalbin olur olur da anlarsın kırılan kalbini taşıdığı acıyı. En büyük temennim ayrılığı tatmış bir kalbin sızısının insana verdiği o acıyı yaşamayan dır bir gün. En büyük isteğim umarım bir gün insanlığın olur ki fark edersin insanları düşürdüğün durumu. Canımın nasıl acıdığını bilseydi belki insan olmayı denerdi.🌿🌼
Kafkanın kitaplarını okurken kendi sesini bulmaya çalışan bir adam görürüm. Bu eser de beni hiç şaşırtmadı.
Kitap yazarın bu zamana kadar gelen el yazmalarindan biridir. Kendisi topluca bir ad vermediği için ve ne zamab yazildigu da belli olmadığı için yazın alanında bu tür eserlere aforizma denilmektedir.
Şu günlerde okuduğum en derin kitap diyebilirim. Türü dram değil ağlıyorsun , korku değil korkuyorsun. Sayfa sayısı az fakat tesiri kuvvetli..
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728bin okunma