Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu anda cebimde on beş altınım var. Bu işe on beş guldenle başladığım günler oldu! Dikkatli oynarsam... Ah, hala akıllanmadın! Küçük bir çocuk gibiyim! Nasıl oluyor da yıkılmış bir insan olduğumu anlayamıyorum! Peki ama neden eski kişiliğimi bulamıyorum? Evet! Her şey bir kerecik dikkatli, temkinli oynamama bağlı! Sadece bir kere kişiliğimi bulabilirsem, bir saat içinde tüm yaşantımı değiştirebilirim. Önemli olan kişilik. Lüleburgaz'da, talihe yenildiğim son dakikada olanları hatırlasam yeter. Ah, ne kararlı bir tutumdu o! Bütün paramı vermiştim, hepsini...
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım: Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan Yatıyor şimdi Nasıl yerlere geçmez insan? Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu, Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu! Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin! Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar: Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar! ...
Gitme Ey Yolcu Şiirinden
Reklam
resulullahla-benim-aramdaki-farklar resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim. resulullah yolda ebu bekir'i görse "es selamu aleyküm ya sıddık"; derdi, ben yolda ebu bekir';i görsem tanımam. resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım. ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem gırtlağından
alper’den 700 lira borç aldım bugün israil devleti gömülsün diye karanlıklara! çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun başka bir mazluma bir mazluma mazlum… sevgilim tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum. oysa ne çok ayet vardı 90’larda… baktığımız her yerde ayrı bir allah gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara. insan olmak bizatihi
- Yo, doğru değil bu Yegor Petroviç. Umutsuzluğa kaptırma kendini. Sanatta sabırla direnme gerek. Oysaki sen karamsarlık anlarında hep yetenek yoksunluğundan yakınıyorsun. Yanılıyorsun kardeşim; yeteneğin var, buna eminim. Sanat duyuşu ve anlayışından hissediyorum bunu. Bana anlattığın geçmişinden belli... Şu karamsarlık, umutsuzluk bunalımların
Sayfa 15 - Varlık Yayınları - Nihal Yalaza Taluy Çevirisi(Sayfa 15-16)
Sergey Yesenin'e. Sen gittin, diyorlar yukarılarda bir dünyaya. Sonsuzlaşma- Uçuyorsun, parıldayan yıldızlara çarparak.
Reklam
Ah şu zor beğenir insanlar! Onların prensipleri!.. sen de baştan aşağı prensipsin yani... yaylar üzerindeymiş gibi prensiplerinin üzerindesin... kendi iradenle bir şey yapamıyorsun. Bence bir insan iyi mi, prensip bu işte... başka bir şey bilmek istemiyorum.
Uyup kafamın cinlerine Hayvan masalları yazdım. Başka kahramanlarla belki de Bu kadar ün kazanamazdım. Benim şiirlerimde kurt, köpek Tanrıların diliyle konuşur; Her hayvan bir kılığa girerek Türlü adamlar olur.
Sayfa 355
Çiçekler zararsızdı, su ve ışıkla, toprak ve havayla beslenirlerdi, insan değillerdi, yaşamlarında bir kez olsun bir kitaba zarar vermiş değillerdi, tersine, insanlar onları yer, yok ederlerdi; çiçeklerin korunmaya gereksinmesi vardı, insanlardan ve hayvanlardan korunmalıydılar, ah, işte, gene aynı şey, hayvanlar, her yerde bu canavarlar karşısına çıkıyordu, bazıları bitkileri, çiçekleri, bazılarıysa kitapları yerdi, kitabın tek doğal dostu çiçekti.
Sayfa 307Kitabı okudu
Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması 06.01.2013 16:59 Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması Türkiye'de Sosyalizm'in en büyük savunucularından Hikmet Kıvılcımlı'nın Eyüp Sultan'da yaptığı tarihi konuşma. TIMETURK / Haber Merkezi Muhterem Vatandaşlarım! Sevgili İşçi kardeşlerim!Bugün, Müslüman
Sayfa 1 - derleniş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bacaklarındaki el gergin, okşamakla kanmamış daha ileri kaydı. kadının sonradan kazandığı o ek-içgüdüyle bacaklarını kıstı. annesi, küçükken orasını kurcaladığını gördükçe eline iğne batırırdı. salt oraya verilen önem... 'dalgın olduk mu gerçek benliğimizle davranıyoruz. ben de öteki nazlı dişiler gibi miyim?' kendini yeniden koyuvereceği sıra erhan'ın eli bacaklarından ayrıldı. kini, istediğini karşı gelinmiş şımarık bir oğlan sesi duydu: - ne o, yoksa kız mısın? önce şaştı. 'ah, bu kadarı fazla... ' içinde yıkıcı, acı verici bir deprem başladı. dönüp baktı. şu yakışıklı erkek işte buydu. artık tanıyordu onu. şiirlerin, kitaplardan kapma büyük sözlerin yapma süsünden sıyrılmış; beylik yargılarla dolu, bayağı. böyleleri için n önemlisi kızlıktı. oysa b.'nin ona vermek istediği şeyin yanında kızlık neydi ki? yarın gidip bu kızlık dedikleri şey tanımadığı bir erkeğe verecekti. (hey gidi öfke, sen insan aklına daha saçma düşünceler bile getirebilirsin.) yanındaki erkek bunun sorumluluğunu almaktan korkar. biliyor korkaktır o. ona sarılmaktan, onunla öpüşmekten tat aldı diye onu hor gördü. 'bulaşık bezi. vıcık vıcık... ' onların gözünde bütün kadınlar birdir. amaçlarına götürmekteki başarısı denenmiş o pek rahat 'sıra'larını bozmazlar. önce el tutulur, sonra öpülür, sonra memeler okşanır; en son etekliğin altı gelir.'ben onun için yeni bir kobayım, bir deney hayvanı... ' birden suya düşmüş gibi üşüdü.
Köylüler, İşçiler ve İmalatçılar ... Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve eğitimini hayatının en önemli görevi saymış; bir zamanlar Pierre d’Amiyen’ in Haçlı Seferleri’ni kışkırttığı gibi, o da Finlandiya’da eğitim seferberliğinin öncüsü olmuştur. Snelman
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.