Neden aklımız başımıza hep sonradan gelir? Neden hep yanlış olana sıkıca sarılışımız? Doğru olanı görmemek için direniriz, gözümüz kör kulağımız sağır. Sonra.. Ahh! deriz aman Tanrım ben ne yaptım? Gerçeği anlarız; özürler dileriz, konuşmak en güzel cümleleri kurmak isteriz ama iş işten geçtikten sonra ne anlamı var ?
İçinde her şeylerin
Ben hayatımda böyle bir şey okumadım.. Bu.. yani vay canına! Ne diyeceğimi bilemiyorum. Lütfen okuyun, lütfen.
Şimdi geri saralım. Hizmetçi'den önce uzun bir süre ne okuyacağıma karar veremedim. Canım romantik bir şeyler okumak istiyor ama elim asla onlara gitmiyordu. En sonunda dedim ki: "Elini uzattığın kitabı al ve sonuna kadar
Kitabı bitirip de kapağını kapattığımda, elimi çeneme götürüp hafif ittirmek suretiyle açık kalan ağzımı kapatmak zorunda kaldım. Waww bu da neydi böyle. ;)
Yetmiş yıllık bir süreci, bir ailenin üç kuşağını anlatan ( ama ne anlatmak.)neredeyse bir köy nüfusu kadar karakter barındıran ama hiiiç kafa yormayan. Bir sayfa bile geriye döndürüp
Video: youtu.be/y2om1ysTpG0
Yeşil Peri Gecesi.
Ayfer Tunç'tan Dünya Ağrısı ve Kapak Kızı'ndan sonra okuduğum üçüncü kitap.
Yeşil Peri Gecesi bir üçlemenin (Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman) ikinci kitabıdır. Yeşil Peri Gecesi için başlı başına bir “toplum eleştirisi” diyebilirim. Kadının; toplumdaki yeri, hem kadınlar hem
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım) ile at başı gittikleri bu zorlu yarışta bu kitap, çok az farkla 1. oldu. #148894025 bu da Sefiller incelemem. Sizin şu ana kadar ki okuduğunuz en iyi dünya klasiği hangisi?
Yukarıda attğım incelememde azda olsa Hugo dan
Söze nerden başlasam bilemiyorum...
Ensest anlamını bir iki ay evvel kardeşimle çocuk istismarları hakkında konuşurken öğrenmiştim..
Bu sözcüğü o güne dek hiç duymamıştım, peki bu kadar çok yaşanan bir şeyin tanımını neden bu kadar az insan biliyor ?
Toplum olarak neden bu kadar vahşetin, insanlık dışı olayların yaşandığı durumlara sessiz
Bu kitap tüyler ürpertici bir epik fantastik ve hayatımda okuduğum en güzel kitaplar arasına girdi. Çıktığı ilk an dikkatimi ne yalan söyleyeyim hiç çekmemişti. Sonra bir alışveriş yaparken bir kitap daha eklemem gerektiğini fark ettim ve şöyle hızlıca bakarken bunu gördüm. Konusunu okumadan ekledim ve aldım. Elime geçince de uzun süre epik
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonnasını duymayan Türk yoktur. Hepimizin aşina olduğu bu kitabı en sonunda okudum ve sizlerle fikirlerimi paylaşmak istiyorum.
•••
Kitap aşk romanı. Sürükleyici ve muazzam bir dile sahip; Türkçe’ye! Cidden bu kitabı okurken ‘Ahh güzel Türkçe’ m! Seni ne hale getirdik’ dedim durdum. O kadar has, o kadar harika
Daha ilk öyküden neden bu kadar geç kalmışım okumak için dediğim bir yazarla tanışmanın keyfiyle başladım Muhtelif Evhamlar Kitabı'nı okumaya.
Karşıma çıkan ilk öyküde Melda ve İhsan'ın hikayesi alıp beni taa gençliğime götürürken, yüzümde önce bir gülümseme sonrasında bir kaç damla yaş olup aktı. Ardından gelen ikinci öykü Vasati 40
Hayatımız boyunca bir şeyler için yaşarız. Kimi bir aşka tutunur, Kimi kitapa, Kimi varlığını bildiği halde yokluğuna alıştığı insana. Bir şekilde sürdürürüz yaşamımızı. Bu bir tutunak gibi.Çok şey isteriz, çok şey biliriz fakat hayat öyle bir kumar ki.Beklentilerimiz istediğimiz zaman değil kaybettiğimiz zaman gerçeklerşir.
Ahh Martin bu
Dostoyevski'nin o kadar muazzam bir kalemi var ki bizi kitabının içine çekiyor ve yaptığı psikolojik çözümlemelerin gerçekliğine hayran bırakıyor.
Aldım elime kitabı okumaya başladım "Hasta biriyim ben... Huysuz adamın tekiyim." diye başladı anlatmaya anti-kahramanımız. Yeraltından bizlere seslendi, bir şeyler anlattı. Kitabı okurken