Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hırsızlık
Gençliğe hitabe! Ey Türk gençliği… Birinci vazifen, ayakkabı kutusunu, para sayma makinesini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli, ayakkabı kutusudur. Bu ayakkabı kutusu, senin en kıymetli hazinendir, istikbalde dahi, seni bu ayakkabı kutusundan mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Reklam
BALABANIM Geldi gönderdiğin şiirden mektup Arada bir böyle yaz Balaban'ım Zaman siciminin ucundan tutup Bazen bağla, bazen çöz Balaban'ım Fikir gölü derinleşir girdikçe
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=4113
"Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
'Yetişir heceleme(n) sök beni bir kere En zoruma gideni yap hegame getir Çel beni tökezlet tuttur çitlere Ahla istida edecek ahval değil Kim bana kıymazsan bilebilir Dünya dedikleri samut küp Acılar tıkandıkça bende Hep seni seslendirir.''
Aziz Nesin, Tan Matbaası'nın CHP tarafından yakıldığı düşüncesinden hareketle, 5 Şubat 1948'de şunları yazıyordu: “Ey Türk faşisti… Birinci vazifen Türk matbaalarını yıkmaktır. Makineleri ısırmak, demirleri dişleyip, duvarlara atmaktır. Mevcudiyetinin yegâne temeli, gazeteleri, çamurlara serip, üzerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir. Bu
Reklam
"Yavrum, çocuklarının ahval ve harekatını hiç beğenmiyorum."
‘..Ey Türk Faşisti !..
‘..Ey Türk Faşisti! Birinci vazifen Türk matbaalarını yıkmak, makineleri ısırmak, demirleri dişleyip duvarlara saldırmaktır. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli, gazeteleri çamurlara serip, üzerlerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir. Bu temel partinin hazinesidir.. Bir gün nümayiş yapmak için emir alırsan, bütün polisleri yanı başında bulacaksın. Meydanlarda, kitaplarını yaktığın, namuslu insanlar, bütün dünyada eşi emsali görülmemiş şekilde işkenceye tabi tutulabilirler. Emniyet müdürlüğümüzde dövülebilir. Demir ahmet tarafından sövülebilir. Bütün malları mülkleri zaptedilmiş, matbaaları yakılmış, gazeteleri kapatılmış, evleri tarumar edilmiş , çoluk-çocuğu dağıtılmış , haneleri işgal, kendileri perişan edilmiş olabilir. Bütün bu şartlardan daha elim ve daha vahim olmak üzere, Amerika’dan borç dahi alınabilir. hatta bu borç alınan paralar ziyafetlerde yenebilir. Ey faşist yumurcakları ! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi bütün bu yapılanları kafi görmeden, vazifen matbaaları yıkmak, makineleri ısırmak, namuslu vatanperverleri parçalamaktır. Muhtaç olduğun kazma, balta halk partisinin ambarlarında mevcuttur..’ Zincirli Hürriyet sayı -1 / 5 şubat 1948
TAN GAZETESİ YAZILARINDAN (kitapdan alıntı değildir mecbur seçmek durumunda kaldım )
Nazlan Sitem et Kırıl bana Ben i geç vakit Tek başıma suya yolla Bağçede yüzünü öteye çevir Güle hayret ediyormuş gibi yap Gülümseyerek konuş da başkalarıyla Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca Kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık Yamru bastım iş değildi hâke çakılmak bayırdan Dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi Gece hep süzüldü yukardan lâkayt Kehkeşân Altımda hep beni yutmaya çağladı nehir Yetiş ir hecelemen sök beni b ir kere En zoruma gideni yap hengâme getir Çel beni tökezlet tuttur çitlere Ahla istida edecek ahvâl değil Kim bana kıymazsan bilebilir Dünya dedikleri samut küp Acılar tınladıkça bende Hep seni seslendirir.
Sayfa 21 - ADAM YAYlNLARIKitabı okudu
İstanbul'daki Mustafa Kemal Paşa'nın emrine giren Anadolu'daki i büyük askeri birlik, Ali Fuat Paşa'nın kolordusudur: Ben ve kolordum emrinizdeyim Paşam! Kazım Karabekir,Erzurum'daki 15.Kolordu Kumandanlığı'na tayinini, 13 Mart 1919'da çıkarttırıyor, hemen hazırlıklara başlıyor. Mustafa Kemal'le devamlı temas halindedir. 13 Nisan'da Gülcemal vapuru ile Trabzon'a gitmek üzere yola çıkacak olan Karabekir, Şişli'deki evinde Mustafa Kemal Paşa'ya veda ziyaretine gidiyor. Karabekir Paşa,uzun süre yasaklı kalan İstiklal Harbimiz adlı eserinde Anadolu'da Milli Mücadele fikrini ilk düşünenlerden birisinin kendisi olduğunu belirterek, Şişli'deki evinde ameliyat sonrası hasta yatan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesini anlatır: Paşam, ben yarın Erzurum'a hareket ediyorum. İstanbul'da ne vaziyette kalırsanız kalın, bir şey yapmak imkansızdır. Sükut edersek mahvımız kaçınılmazdır. Behemal Anadolu'ya ordu başına geliniz. Hem de Doğu'ya, milletin kurtuluş anahtarı Doğu'dadır. Orada herşey mümkündür. Ordu kuvvetlidir, halk da beraber gider. Planım basittir. Milli bir hükümet teşkili...İstiklalimizi ve hiç değilse milli namusumuzu kurtaracak, ancak bu karardır. Mustafa Kemal: Bu da bir fikirdir, ahval günden güne size hak verdiriyor...İyi olayım, size katılmaya çalışırım...
Reklam
“Memleketin içinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilir. Hatta bu iktidar sahipleri menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!”
Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Ahval ve şerait içinde, Roza Silahlıpoda ile karşılıklı kelepçeleri takıp uçurumdan atlayarak intihar ettik. Yani evlendik.
Sayfa 227 - İletişimKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.