Küçük bir toprak davası için halkın içinden on beş kişi seçmeyi akıl ediyoruz, sonra en mühim davamızı tutup bilgisizliğin, adaletsizliğin ve kararsızlığın anası olan halkın oyuna bırakıyoruz. Akıllı bir insanın, hayatını düşüncesiz bir sürünün oyuna bırakması akıl karı mıdır?
Nefis ve malını Cenab-ı Hakk'a satmak ve ona abd olmak ve asker olmak; ne kadar kârlı bir ticaret, ne kadar şerefli bir rütbe olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciği dinle:
Bir zaman bir padişah, raiyetinden iki adama, her birisine emaneten birer çiftlik verir ki; içinde fabrika, makine, at, silâh gibi her şey var. Fakat fırtınalı
"Benim ağıma takılmadın, Roger, akılsızlık da benim akılsızlığım değil. Bu Tanrı'nın Akılsızlığı. Eski zamanlarda bile, insandan akıl kârı bir şey talep etmemiştir. İnsanlar bunu kendileri için yapar zaten. Alıp satarlar, örgütlenirler ve yaraları sararlar. Ama sonra derinlerden bir yerden saçma sapan bir emir gelir, mesela kurak bir karada insana gemi yapması emredilir, ya da gübre yığınları içinde oturması, bir fahişeyle evlenmesi, oğlunu kurban etmesi..."
Şimdiyi yok sɑymɑk, yɑrını ertelemek ve fotoğrɑflɑrın sınırlı kɑrelerinde, sen’li dünleri yɑşɑmɑk dɑ, yɑlnızcɑ, yɑlnızken yɑpılɑcɑk ɑkıl kɑrı bir deliliktir ve delilik, yɑlnızlığın en yɑlın tɑnımıdır!
Kimse Acı’sını yarı yolda bir yerlerde ekmeyi boşuna hayal etmemeli. Boş bulunup da evlenmiş olduğunuz çirkin mi çirkin bir eşe benzer, Acı denen o şey. Ömür boyu onu pataklamak uğruna kendini tüketmektense onu azıcık olsun sevmeye gayret etmek daha akıl kârı olabilirdi belki de.
Tarihin en büyük dinci soygunu sayılan bir olayı bir kez daha hatırlayalım:
26 Ocak 2004 tarihli Der Spiegel dergisi Almanya’da yaşayan Müslüman Türk işçilerden 5 milyar Euro tutarında bir şeriat vurgun yapıldığını bildiriyordu. Der Spiegel'in
haberindeki ayrıntıya göre Kombassan Yimpaş ve Jet-Pa gibi, Allah ile aldatan dinci şirketler Faiz haramdır paraları bize verin size kârdan pay verelim diyerek Müslüman Türk işçilerden akıl almaz meblağlarda paralar toplamışlardır. Bırakın karı kendileri bile geri ödenmeyen bu paraların ne olduğu Alman hükümetince de araştırılıyor
Casuslar Mahallesi
– Nooluyo kız, evin içinde döt baş açıkta?
Erotik şop mu burası çocuğum? Aile evi!
Sıdıka, sana söölüyorum, git üstüne bi şey giy.
Vallahi, saniyede on dört terlik atarım, noolduğunu şaşırırsın.
– Yaa anne, kendin söölüyosun “evin içinde” diye.
Evin içinde, hatta kendi odamdayım, yazlık giysilerimi deniyorum.
Hayret
...hareket eden bir yuvarlağın üzerinde yaşarken, bir noktaya kene gibi yapışarak orada öylece hareketsiz kalmak akıl karı mıdır Hasanım Ali, diye sorardı.
Annemle takılmak çok akıl kârı değildi. Evde beni ne zaman boş otururken yakalasa bir iş öğretmeye kalkıyordu. Merdaneli çamaşır makinesinde çamaşır yıkamayı öğretmeyi denedi, olmadı, yemek yapmayı öğretmeye koyuldu. Hepsini bile bile beceremiyormuş gibi yapıyordum. Es kaza elimin yatkın olduğunu öğrense o işleri bana kitleyecek, ben o işleri yaparken çardakta arkadaşlarıyla çay kahve muhabbete girecekti. Öğretmeye çalıştığı şeyleri beceremeyince,"Hep kız istedim, erkek oldu. Vardır her şerde bir hayır, isyan etmiyorum. Seni de sanki evladımmışsın gibi bağrıma basıyorum." deyip duruyordu.