Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hak'tan ve faziletlerden mahrum olan bilgi,hilekârlıktır,onun akıl ve zekâ ile alakası yoktur.
Ben aşkı hiç ölçemedim. Ama aşk beni ölçtü. Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun. Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun. Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Aslında o kadar hızı dönüştü ki her şey, tavuğun mu yumurtadan, yumurtanın mı tavuktan çıktığını hiç kimse anlayamadı. Baş döndüren bir hızla, günahları hep başkalarında arayan fakat kendisine her şeyi mubah gören yeni bir insan tipi yaratılmıştı. Onlar ki, gökdelenler yükseldikçe sevinç çığlıkları atan, yeşil betona gömüldükçe huzur bulan,
“Zeka bir at ise akıl onun süvarisi gibidir; güçlü bineğin nereye ve ne hızda yol alacağını o kontrol eder.”
Abartılmış bilgelik ne kadar sersemce ise zıvanadan çıkmış akıl da bir o kadar tehlike arz eder. Aşırı gerilmiş bir zekâ gerçeklerle yüz yüze olmadığı gibi
“Farklı ol herkesten Aynı şey kolay Unutma başarmak ayrı bir olay Akıl mantık zeka Çok olsa bile Tutmak hepsini zor Tüketmek kolay.”
Reklam
Hürriyet ve İtilaf
Ve sanıyorlardı ki İngilizlerin beş on dretnotu, kruvazörü, torpidosu Haliç boyuna yayılarak otuz üçlük toplarını şehre çe­virince Türklerin derhal dizlerinin bağı çözülecek, Mustafa Ke­mal Paşa, Anadolu'dan hemen koşarak Sadrazam Ferit Paşa'nın önünde boyun eğecektir. Sersemler! İstanbul'un işgâli Türk milletinin büyüklüğüne, akıl ve zekâ ile birlikte yürüyen cesaretine olduğu kadar İngilizlerin düşük ahlaklı ve üstün vasıflardan uzak olduklarına da kesin bir de­lildir. Bu insanlık tarihine Türkler için temiz ve tam bir yiğitlik hatırası, İngilizler için ise alçak ve şerefsizce bırakılmış bir izdir.
Sayfa 263Kitabı okudu
Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır: Zeka ne denli fazlaysa, akıl o ölçüde azdır
Can yayınları
Eğitimin amacı akıl ve erdem sahibi iyi insanlar yetiştirmek olmalı diyoruz ama matematik ve fen bilimlerini yegâne zekâ ve başarı kriteri olarak kabul ediyoruz.
Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır: Zekâ ne denli fazlaysa, akıl o ölçüde azdır.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Rasyonel dünya paradigmasını bir piramide benzetirsek, onu ayakta tutan ilke şüphesiz, akıl ya da düşünen akıldır. A priori bir bilgi. bu sistemin epistemolojinin temel dayanağıdır. Saf aklın (pure rason), önermelerden hareketle zorunlu bir sonuç olarak çıkardığı bilgi, a priori bilgidir. Hatta bilgi, kavramda zaten gizli olan şeyin daha açık olarak ifade edilmesidir. Rasyonel teoloji veya metafiziğin dünya ta- savvurunda bu akıl yürütme oldukça önemlidir. Bunun için de merke. ze, zekâyı ya da aklı yerleştirmek oldukça doğaldır: "Zekâ, anlık, şeylerin kaynağı olmadıkça, gerçek anlamda bir gayelilikten söz edilemez.
Gözleri donmuş, görmez! Dili kurumuş, söylemez! Ne kadar seslensen işitmez! Heyhat! Bir cansız hükmüne girmişti! O akıl, o zeka, o zihin, o letafet, o merhamet, o şefkat, o aşk, o muhabbet ne oldu? Nereye gittiler? Nereye uçtular? O kadar duygunun sahibi olan Fitnat’ın yüreği nasıl oldu da bütün bu hislerden uzaklaştı? O his ne oldu?..
Sayfa 104Kitabı okudu
Kıskanma duygusunda bütün insanlığın tanıdığı, en aşağılık suçtan bile daha utanç verici bir şey vardır. Bu duyguya yalnızca hiç kimse sahip çıkmamakla kalmaz, üstelik aklı eren, zeki birinde de görüldüğü ciddiyetle ileri sürüldüğü zaman, hali vakti yerinde beyefendilerce reddedilir. Ama bu duygu beyinde değil de yürekte yerleşmiş olduğundan, bir kimsenin akıl ya da zeka seviyesi hiçbir zaman kıskanmaya karşı güvence sayılamaz.
Sayfa 74 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Şimdi göreceksiniz, ona kadar saymasını bile beceremezler. Cenabıhakk'ın hayvanları insanlardan ayıran zekâ ve akıl vergisinden yoksun, hemen hemen yarı insan, yarı yabanî yaratıklardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.