Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanoğlu, adına aydınlanma dediği, aslında karanlığa gömülmeden başka bir şey olmayan cüretiyle, Tanrının yolundan çıkıp kendi aklına tapınmaya başlamış, dünya nimetlerini tamahkârca sömürdükçe, üzerinde yaşadığı gezegeni de giderek yaşanmaz hale getirmişti. Tanrı, kendi koyduğu tabiat kanunları dahilinde uyarılarını göndermiş, yıllardır bitmeyen kuraklık, açlık tehlikesi, ardı arkası kesilmeyen yangınlar, kasırgalar, sel baskınları, yirmilerdeki koronavirüs salgını, otuzlardaki mutant kuduz salgını çare olmamış, en sonunda da, insanın her şeyin üstünde tuttuğu o yüce bilimiyle açıklayamayacağı bir mucize yaratmıştı. Bu andan itibaren Tanrı'nın varlığını inkâr etmek, artık ahmaklıktan başka bir şey değildi. Din cephesi, yaklaşık iki yüz yıl önce Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace'ın doğal seçilimi keşfetmesinden bu yana peyderpey düşen itibarını geri kazanmanın haklı gururunu yaşıyordu.
Evrim İnsan Beyninde Durur
Evrim-insan-beyninde-durur yaklaşımı biyolojide Wallace Problemi olarak bilinir. Büyük İngiliz natüralist Alfred Russel Wallace, Charles Darwin ile aynı zamanlarda yaşamıştır ve doğal seçilim yoluyla evrim teorisinin diğer fikir babası olarak kabul edilir. Aslına bakılırsa bu fikir Darwin-Wallace teorisi olarak da bilinir. Wallace' in evrim
Sayfa 134 - 135 - PdfKitabı okudu
Reklam
Darwin, evrim teorisini istemeden yayınlamaya zorlandı, çünkü Alfred Russel Wallace da tümüyle ondan bağımsız bir biçimde aynı fikirle ortaya çıkmıştı. Teori 1 Temmuz, 1858'de Londra'daki Linnean Cemiyeti'nde okunan ortak bir makaleyle kamuoyuna duyuruldu. Darwin ve karısı o gün çocuklarını toprağa verdikleri için orada değillerdi. Wallace da orada değildi, çünkü o sırada Uzak Doğu'daydı.
Darwin'le birlikte çalışma yürüten Alfred Russel Wallace, "yüksek ahlaki yetilerimiz" de dahil olmak üzere, insanlığın birçok bakımdan evrim sürecini aşmış olduğunu gözlemlemiş ve türümüzü şekillendiren bir üst akıl olması gerektiği sonucuna varmıştır.
İngiliz doğa bilimciler Alfred Russel Wallace ve Charles Darwin'in aklına, doğal seçilimle evrim düşüncesi geldi. T. H. Huxley kuşların dinozorlardan evrilmiş olabileceğini gösterdi ve evrimi destekleyen kanıtlar arttı.
•Darwin & Wallace - Savant Sendromu•
Victoria dönemi, iki parlak biyolog arasındaki şiddetli entelektüel tartışmaya tanıklık etti; Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace. Darwin, elbette herkesin tanıdığı bir isim. Herkes onun organik evrimin temel iti­ci güçlerinden biri olan doğal seçilimin keşfiyle ilişkisini bilir. Ne yazık ki Wallace, biyologlar ve bilim tarihçileri dışında,
Reklam
Alfred Russel Wallace
On dokuzuncu yüzyılın ortalarında evrimin hayvanların bedenlerini nasıl şekillendiriyor olabileceğini düşünen yegâne doğa bilimci Darwin değildi. Engin teorisinin üzerinde kafa yorarken göreceli tek başınalığının mahremiyetinde yaşamayı tercih eden Darwin'in aksine Galli kaşif Alfred Russel Wallace (1823-1913) Malezya ve Endonezya adalanında kend keşif yolculuğunu gerçekleştiriyordu. Dünyanın bu bölgesi, bir yanında antik Avustralya kökenli, diğer yanında ise Asya kökera hayvanların bulunduğu bir sınır teşkil ediyordu. Bugün Wallace Line olarak adlandırılan bu sınır Celebes Denizi ve Lombok Boğazı arasından geçmektedir. Wallace en yakın akrabalığa sahip canlıların komşu bölgelerde bulunduğunu ve aralarındaki farkların, âdeta her tür kendi komşusundan türemiş gibi, kademeli bir ardışıklık gösterdiğin görmüştü 1850'lerde Darwin'e yazan Wallace ona bu evrimin nasıl gerçekleşmiş olabileceğine dair fikirlerini sormuştu Böylece Darwin de uzun süredir fikir aşamasında olan teorisini nihayet meydana çıkarmak için kışkırtılmış oldu.
224 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bir devrimin değil, bir evrimin ortasındayız."
Bilindiği üzere İslamiyetin Altın Çağı diye tabir edilen dönem; Halifeliğin Abbasi Devleti'ne geçtiği yüzyıldan başlayıp 14. Yüzyılın sonlarına kadar devam eder... İslam dünyası, bahsettiğim bu dönem içerisinde bilimden, kültüre, ekonomiden, siyasete bir çok alanda zirvede bulunuyordu ve bu dönem için İslam Rönesansı demekte yanlış
Metafizik ve Evrim
Metafizik ve EvrimFevzi Yiğit · Önsöz Yayıncılık · 20216 okunma
Darwin güçlü türlerin zayıf olanları yok ederek evrimin sürdüğünü iddia ederken, Alfred Russel Wallace türlerin ortama adaptasyon ve işbirliği ile evrimin devam ettiğini iddia etmişti. Nasıl oluyor da Darwin tarihsel bir figüre dönüşürken Wallece unutulmuştur. (Bu sayfalarda bilimsel devrimlerin ,dönemde hakim paradigmalar ,siyasiler ve sanayicilere göre şekillendiği üzerinde durmuş. Thomas Khun-Bilimsel devrimlerin yapısı kitabını okumayı tavsiye etmiştir)
Sayfa 183Kitabı okudu
Cinsel seçilim ile insan türeyişi arasındaki göze çarpan bağlantı, Darwin’e göre insanın türeyişini anlamakta bir anahtardı, özellikle de insan ırklarını anlamakta. Fakat tarihçi ve bilim felsefecisi Micheal Ruse’nin bana söylediği gibi, iki konu arasında daha da kalın iple bir bağ vardı. Darwin ile, doğal seçilimi birlikte keşfettiği kişi olan Alfred Russel Wallace arasında var olan iki anlaşmazlık kaynağı yalnızca bunlardı. Wallace hiçbir zaman cinsel seçilmi kabul etme eğilimi göstermedi. Darwin 1867’de Wallace’a yazdığı mektupta şöyles söylemiştir: “Cinsel seçilimle tam şu anda çok fazla ilgilenmemin nedeni, insan oğlunun kökeni ile ilgili ufak bir makale yayınlamaya neredeyse karar vermiş olmamdır ve hala cinsel seçimin insan ırklarını oluşturan ana etken olduğunu kuvvetle düşünüyorum fakat seni hala ikna edemedim ve bu benim için mümkün olan en büyük darbedir.
Reklam
Türlerin Kökeni
Charles Lyell'in jeoloji çalışmaları, bilim insanlarını zamanı yüzyıllardan ziyade sonsuzluk olarak değerlendirmeye zorlarken Charles Darwin (1809-82) Edinburgh'da eğitim görüyordu. HMS Beagle adlı gemiyle yaptığı yolculuk Galapagos Adası ispinozlarını incelemesine imkân sağladı; Darwin birçok farklı türün akraba olduğu fakat yerel şartlara uyum sağladıkları sonucunu çıkarttı. Yararlı özellikleri olan canlıların hayatta kalıp üremeye daha yatkın olduklarını ve bu özelliklerini aktararak türlerin zaman içerisinde evrimleşmesine olanak sağladıklarını savunduğu "doğal seçilim" teorisini geliştirmesi yirmi yıl sürdü. Darwin teorisini, Alfred Russel Wallace'in benzer bir fikirle kendisine yaklaşmasından sonra 1858'de yayımladı. Teorinin insanlara uyarlanabilirliği konusundaki ilk tepkilere rağmen doğal seçilim yoluyla evrimleşme kısa sürede bilim için temel bir aksiyom hâline geldi. Herbert Spencer teorinin ilkelerini toplumlara uyarladı, Francis Galton ise insan ırkını geliştirme çabasıyla "öjeni" terimini ortaya attı (ardından faşistlerce de sahiplenilen bu tabir Holokost'tan sonra nihayet itibarını kaybetti).
Birlikte Evrim
Hizmet ve kaynak sağlayıcılar arasındaki ilişkiler milyonlarca yıl içinde ve "birlikte evrim" -birbirlerini karşılıklı olarak etkileyen iki ya da daha fazla türün evrimi- denilen bir süreçte gelişti. Birlikte evrim terimini Amerikalı biyologlar Paul Ehrlich ve Peter Raven 1964'te türetti ama bu sözcük var olmadan yüzyıl önce doğabilimci Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace, özellikle orkidelerle ilgili gözlemlerinde, kavramın farkındaydı. Diğer birçok çiçekli bitki gibi orkideler de polenlenmek için böceklere güvenir. Bazılarının, içinde nektar ve polen tutmak için olağanüstü yapıları vardır. Bitkiler böcek polenleyicileri ayartmak için onlara enerji veren nektar içmeyi teklif eder. Bu durum 1862'de Madagaskar orkidesinin bir örneği verilen Darwin'i büyüledi. Çiçek, nektarını yaklaşık 30 cm uzunluğunda içi boş bir mahmuzda saklar. Darwin ve Wallace ancak büyük bir güvenin nektara uzanabilecek kadar uzun bir hortumu olabileceğini düşündü. Orkidenin mahmuzu daha kısa olsaydı bir güve polen toplamadan nektar içebilir ve dolayısıyla çiçeği polenleyemezdi. Mahmuz daha uzun olsaydı o zaman da güve ziyaret etmezdi.
Sayfa 59 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Evrim mekanizmasının doğal ayıklama olduğu bulgusu. Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace'a aittir. Yaklaşık yüz yıl önce, adı geçen bu iki kişi, hepsi bir arada yaşayamayacak kadar çok sayıda hayvan ve bitkinin yetiştiğini, böylece çevrenin, rastlantı sonucu hayatta kalmaya daha yatkın olan türleri seçtiğini vurguladılar. Kalıtımda ani değişmeler demek olan mutasyonlar evrimin hammaddesini oluştururlar. Çevre, hayatta kalma üstünlüğü gösteren mutasyonlar lehine davrandığından bunun sonucu olarak bir hayat şeklinden başka bir hayat şekline doğru yavaştan bir dizi değişme yer alır ki, bu da yeni türlerin var olmasına yol açar
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.