Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu an kısaca bahsettiğim konular önemli. Ancak felsefi tartışmanın konusu olan hiçbir şey, adalet için doğduğumuzu ve adaletin fikirle değil doğayla sağlandığını açıkça anlamaktan daha değerli değil. İnsanlar arasındaki ottak bağları incelerseniz, bunu net bir şekilde görürsünüz. Hiçbir şeyin diğerine, biz insanlar arasındaki benzerlik kadar büyük benzerliği ve yakınlığı yoktur. Eğer bozulmuş alışkanlıklar ve yanlış fikirler zayıf zihinleri çarpıtıp onları yoldan saptırmasa, hiç kimse kendisi gibi olmaz, tüm insanlar aynı olurdu. Dolayısıyla, bir insan için kabul edilen tanım, tüm insanlar için aynı derecede geçerlidir. Bu da tür içerisinde hiçbir farklılığın olmadığının yeterli bir kanıtıdır; eğer farklılık olsaydı, hepsi için tek bir tanım geçerli olmazdı. Özellikle, sayesinde hayvanlardan üstün olduğumuz, onun aracılığıyla çıkarımlar yapabildiğimiz, yargılara varabildiğimiz, başkalarının fikirlerini çürütebildiğimiz, tartışmalar ve gösteriler yapabildiğimiz tek şey olan akıl, herkeste ortaktır, her ne kadar bilginin özellikleri farklılık gösterse de tüm akılların öğrenme kapasiteleri aynıdır. Aynı şeyler duyular tarafından kavranır ve daha önce bahsettiğim, zihne etki eden anlama ilkeleri, tüm insanlara benzer şekilde etki eder ve zihnin yorumlayıcım olan dil, sözcükler bakımından farklı olabilir ama tikirlerde aynıdır. Kimse yoktur ki bir kılavuz yardımmyla erdeme ulaşamamış olsun.
Tutumlarımız ve görüşlerimiz değişiyor, yeni alışkanlıklar ve tuhaflıklar ediniyoruz; ama bu, daha çok bir dekorasyon gibi, farklı bir şey. Belki de karakter zekaya benziyor, tek farkla ki karakter biraz daha geç doruk noktasına çıkıyor: yirmiyle otuz arasında diyelim. Ondan sonra neye sahipsek onunla kalıyoruz sadece. Kendi kendimize kalıyoruz. Eğer durum buysa,çoğu yaşamı açıklıyor bu,öyle değil mi? Ve aynı zamanda trajedimizi. ‘Birikim sorunu’ diye yazmıştı Adrian. Bir atın üzerine para koyuyorsunuz, at yarışı kazanıyor ve kazançlarınız bir sonraki yarıştaki ata gidiyor ve bu böyle sürüyor. Kazançlarınız birikiyor. Ama kayıplarınız birikiyor mu? Yarışta birikmiyor, orada sadece başlangıçta koyduğunuz parayı kaybediyorsunuz. Ama hayatta? Belki de burada farklı kurallar geçerli. Bir ilişki üzerine bahis oynuyorsunuz, bahis başarısızlıkla sonuçlanıyor, bir başka ilişkiye geçiyorsunuz, o da başarısızlığa uğruyor; belki de kaybettiğiniz şey iki basit eksi değil de ortaya koyduğunuz şeyin çarpımı. Zaten, insanda böyle bir duygu uyanıyor. Hayat sadece toplama ve çıkarma değil. Aynı zamanda kaybın, başarısızlığın birikimi, çarpımı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
BİR BEN DAHA VAR ASLINDA BEN OLMAYAN
İnsan doğası denen bir şey var; Bu bazen doğuştan yapışır üzerine Bazen de sonradan karaktere kabul edilmiş alışkanlıklar bütünüdür. Bazı durumlarda bunları gizlemek isteriz, olduğumuz gibi değil de olmayı istediğimiz gibi görünme gayesi gereksiz ve anlamsız. ortam ve koşullar doğamızı beslediğinde tıpkı yağmurdan sonra toprağın altından meydana çıkan taşlar misali önceki kadar temiz ve pürüzsüz gözükmeyiz... "Bir şeyler kaybedilmiştir kazanmak uğruna"
XIX. yüzyılın "burjuva" toplumu, varlığını kuşkusuz günümüzde de sürdüren toplum, çarpıcı ve çatlamış bir sapkınlık toplumudur. Ve bunun ikiyüzlülükle bir ilişkisi yoktur, çünkü hiçbir konu bu denli açık ve bol konuşulmamış, söylemler ve kurumlarca böylesine açıkça üstlenilmemiştir. Toplumun cinselliğe karşı aşırı derecede katı ve genel
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilinç dışınızdaki yaşanmışlıkların dışavurumunu irdelediniz mi hiç? . BDÖ birbirinden bağımsız 10 öyküyü barındırıyor. Her birinde de kendi derinliklerinize inen birer basamak var. Kimisinde erkek, kimisinde kadın başkişi. Her birinin yetişkinkenki yaşamlarına, birlikteliklerine tanım olurken neden öyle olduklarının kök nedenini görebilmek için çocukluk yıllarına uzanıyoruz. . Feridun Düzağaç'ın bir şarkısında "Ben kaybetmekten çok korkarım. Tüm alışkanlıklar çocukluktandır." sözü geçer. İşte bu kişilerin çocukken içinde bulunduğu aile ile bireylerin onlar üzerindeki etkisi yıllar sonra bambaşka kişiler olmasına neden olur. Öyle etkili ki yapılanlar bazen hiç istemediği birine dönüşmüş, bazen de tersi bir kişiliğe bürünmüşler. O yüzden çocuklarınıza nasıl davrandığınıza özen gösterin. . Her öykünün bir rengi, bir de adı var. Tıpkı yaşamın tüm renkleri barındırması gibiydi BDÖ. Her öykü, yaşamın içinde var olduğunu bildiğimiz ama sık göremediğimiz türde, belki de görüyoruz ama anlamıyoruz. . Ben okurken kendimi de sorguladım ister istemez. "Çocukluktan neleri bugüne getirdim?" diye düşündüm. Kimin hangi davranışı bende nasıl ortaya çıktı, üzerine düşündüm. Kapaktaki buz dağı çok söz anlatıyor. Okumanızı öneririm. Dili akıcı bir okuma deneyimi. "Yok artık!" diyeceğiniz yaşamlar değil, "Gerçekten öyle." diyeceğiniz bir gerçeklik var. . Duygusal, öfkeli, tutsak, sevecen, ihanetli, saplantılı, güçlü, başına buyruk, aşırı özverili... Tüm duygu paletini içeriyor. . Betikle esen kalın.
Bilinç Dışı Öyküler - Sulu Boya
Bilinç Dışı Öyküler - Sulu BoyaAslı Aktümen · Yediveren Yayınları · 2022140 okunma
‟⟮…⟯ Bir insan ne kadar çok alışkanlık kazanırsa, o kadar çok özgürlüğünden feragat eder. Bu durum hayvanlar için de geçerlidir. Yaşamın ilk yıllarında edinilen alışkanlıklar, ileriki yaşamda mutlaka izler bırakır. Bu yüzden çocukların herhangi bir alışkanlık oluşturması engellenmelidir.”
Sayfa 63 - Kapı Yayınları | 1. BasımKitabı okudu
Reklam
341 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
96 günde okudu
İncelemeler üstü bir okuma alışkanlığımdan bahsederek başlamak istiyorum. "Atomik Alışkanlıklar"ı okumadan evvel "Çalınan Dikkat", "Pür Dikkat", "Dijital Yorgunluk" kitaplarını okudum. Bu okumalar beni daha ayrıntılı okumalara sevk etti. Hayatımda bazı kararlar almam da etkili oldular. Zaman yönetimi, sosyal medyada geçirilen saatler, yorgunluk, mental yorgunluk gibi alanlarda da derin tefekkür etmemi sağladı. Aralarda bir yerde "Yorgunluk Toplumu"nu okumuştum. Sosyal medyanın esir olmaktan çıkıp, zamanımı enerjimi ve zihnimi özgürleştirdikten sonra, yeni alışkanlıklar (faydalı alışkanlıklar) istiflemeye geldi sıra. Bu altyapının üzerine okudum "Atomik Alışkanlıklar"ı. Günlük hayatta en ufacık zerre dahilinde seçimlerimizin, rutinlerimizin, kararlarımızın dahi büyüyerek nasıl da bizi şekillendirdiğini anlatan bir eser. İç disipliniyle uğraşanlar için iyi bir rehber.
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210,5bin okunma
Alışkanlıklarını ele almayan insanlar en az özgürlüğe sahip insanlardır. İşaret->İstek->Tepki->Ödül İşaret ödülü fark etmektir, istek ödüle arzu duymak, tepki ise ödülü ele geçirmektir. İşareti görünür kıl İsteği cazip kıl Tepkiyi kolaylaştır Ödülü ise tatmin edici kıl Ve bunları nasıl yapabileceğin üzerine düşün.
211 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Köy Enstitüleri Üzerine
Ünlü enstitülülerden Talip Apaydın eseri İsmail Hakkı Tonguç’un “Enstitü’ye nasıl girdiniz, nasıl okudunuz, biriniz bunu anlatın.” sözü üzerine yazdığını belirtiyor. Bu ülkü Cumhuriyet’i topyekün köyden kalkındırmaktır. Yazar “Köylerimizden kim bilir ne kötü alışkanlıklar, kabalıklar getirmiştik ama burada yavaş yavaş yontulu kurtulacaktır.” diye anlatıyor giriş hikayesini. Sadece sırada alınan eğitimi değil kiremit üretmekten, tarıma, hayvan yetiştirmekten, keman çalmaya her şeyin öğretildiği yerdir Enstitü. Çalışmak, üretmek onlar için ibadet olmuştur. “Okul yaşamın bir parçasıydı. Biz karada yüzme talimi yapar gibi hazırlanmıyorduk, bizzat hayatı yaşıyorduk.” diye anlatıyor yazar. Ama ülkede başarılar cezasız kalmayacak ilk önce Enstitülü kızlara başlayacaktı saldırılar. Bin yıldır ezilmiş Türk kızının kendini kurtarma çabası yobazlara hayalinde olmadık sahneler kurdurtup halka zehir saçtırır. Çok partili hayatla birlikte gericiliğin alan bulması türlü iftiralarla Enstitüleri kapatma sürecine sürükler. Enstitülülerin bizzat kendileri, hocaları dahi bu kampanyalara oyuncak olur. Yazar cumhuriyetin yetiştirdiği en büyük aydın olan Hasan Ali Yücel’i “Yerinden kımıldamaz bir çarkın başına geçmiş, eğitim tekerini en uzak dağ başı köyüne doğru sürmüştü.” diye anlatır. Nitekim enstitülerin mezarını İnönü kazmış toprağı Menderes atmıştır. 27 Mayıs İhtilali sonrası rüzgar tekrar enstitü lehine dönse de artık her şeye çok geçtir. Türk köylüsünün aydınlatılma ülküsü gericilerin, ağaların, imamların, softaların ve politikacıların katline maruz kalmıştır.
Köy Enstitüsü Yılları
Köy Enstitüsü YıllarıTalip Apaydın · Literatür Yayıncılık · 2009318 okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumuz ömrümüzün bir daha geri gelmeyecek mutlu günleridir. Bu çağdaki anılarımızı sever, onları tatlı bir şekilde anarız. Bu dönemdeki anılar, bugünümüz için daima ruhumuza tazelik verir ve bizi şevklendirir. Bir çocuğun mutlu bir yetişkinliğe evrilebilmesi için de ebeveynler olarak çocuğumuza doğru eğitimi vermek, hem çocuğumuza, hem de
Eğitim Üzerine Düşünceler
Eğitim Üzerine DüşüncelerJohn Locke · Morpa Yayınevi · 2005125 okunma
Reklam
Kahvaltı Ve Akşam Yemeği Saatlerine Dikkat!
Akşam yemeği ve kahvaltının daha erken saatlerde yenilmesinin kalp, beyin ve damar hastalıkları riskini azalttığı belirlendi. 103 bin yetişkin insandan yemek yeme alışkanlıkları hakkında 7 yılda toplanan veriler incelendi. Sonuçlar, akademik dergi Nature Communications'ta yayımlandı. Buna göre, 09.00'dan sonra kahvaltı, 21.00'den sonra da akşam yemeği yemenin kardiyovasküler sağlığı olumsuz etkilediği tespit edildi. Üstelik, kahvaltı ve akşam yemeği saatlerinde, belirtilen vakitlerin üzerine geçen her saatte kalp ve beyin damar hastalığı riskini %6 artırdığı gözlemlendi. Akşam yemeğini 21.00'den sonra yiyenlerin beyin damar hastalığına yakalanma olasılığının, 20.00'den Önce yiyenlere kıyasla ( daha fazla olduğu bildirildi. Ayrıca gecenin ilerleyen saatlerinde yemek yiyenlerin, erken yiyenlere kıyasla daha sağlıksız alışkanlıklar geliştirebileceğine işaret edildi.
341 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Değişikliklerin Büyük Sonuçlara Ulaşması. Hayat hatta bir gün bile seçimlerden ibaret. Her seçimin bir sonucu var. Seçimleri değiştirerek istenilen sonuçlara ulaşabilmek. Birçok insan iyi seçimler yapmaya başlıyor ancak sonuca o kadar çok odaklanıyor ki sonuca vardığında tekrar eskisi gibi kötü seçimlerini tekrar etmeye ve sapmaya başlıyor.
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210,5bin okunma
341 syf.
·
Puan vermedi
·
45 günde okudu
"Atomik Alışkanlıklar/James Clear"ın kişisel gelişim üzerine kaleme aldığı müthiş bir eser. Bizler alışkanlıklarımızın -iyi ve kötü olarak- toplamıyızdır. İnsanlar bazen bazı alışkanlıklarını bırakmak, değiştirmek ya da yeni bir alışkanlık kazanmak ister. İşte bu kitap bize bunu nasıl yapabileceğimizi öğretmektedir. Rutinler, motivasyon eksikliği, iradesizlik gibi birçok alanda yardımcı kaynak bir kitap niteliğinde olduğunu düşünmekteyim. Buradaki püf nokta kitabın içeriğinde sunduğu uygulamaları yapabilmek. Eğer olumlu anlamda kazanım elde etmek istiyorsanız okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210,5bin okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
Karanlık seri
+18, ölüm ve çağrışımları açısından. Sekiz erkek çocuğunun cadılar bayramının eskilere dayanan anlamını arama yarışı anlatılıyor, sürükleyici bir anlatımı var. Bilmeden düşünmeden yaptığımız alışkanlıklar üzerine düşünülmesi gerektiği, tarih boyunca benzer şeylerin sürekli yaşandığı ön planda anlatımda.
Cadılar Bayramı Ağacı
Cadılar Bayramı AğacıRay Bradbury · İthaki Yayınları · 2019563 okunma
765 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.