Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah'ın sevdiklerini sevmek ancak O'nun yolunda ve O'nun için sevmekle olur.
Bazıları güzel ahlâkın alâmetlerini şu şekilde belirttiler:
Hayâsı çok, ezası az; iyiliği çok, kelâmı az; ameli çok, boş işi az; sözü doğru hatası az olmak; yine iyi, sabırlı, vakûr, şefkatli olmak ve alaycı, söğücü, lâf taşıyıcı, gıybet edici, aceleci, kinci, cimri ve haset edici olmamak; güler yüzlü ve hassas olmak, Allah için sevmek ve Allah için öfke duymak, Allah yolunda her şeye rıza göstermek ve yerinde kızgın olmak... İşte bunlar, güzel ahlâktandır.
Reklam
Allah için bir kimseyi sevmek ve onunla kardeşlik yapmak, dinde üstün ibadetlerden ve yüksek mertebelerdendir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu: «Allah birinin hayrını isterse ona iyi bir arkadaş ihsan eder. Şayet Allah'ı unutursa o, ona hatırlatır ve hatırladıkça Allah da ona yardım eder». Yine buyurdu: «İki mü'min bir araya gelirse, muhakkak dini bakımdan birbirinden istifade ederler». Yine buyurdu: «Allah yolunda bir kimseyi kardeş edinene, Cennette hiçbir amele verilmeyen yüksek bir derece verilir».
Sayfa 272 - Bedir YayınlarıKitabı okudu
Bu mühim marazın merhemi ve ilacı اَلْحُبُّ فِى اللّٰهِ "Allah için sevmek." sırrıyla, tarîk-i hakta gidenlere refakatle iftihar etmek ve arkalarından gitmek ve imamlık şerefini onlara bırakmak ve o Hak yolunda kim olursa olsun kendinden daha iyi olduğunun ihtimaliyle enaniyetinden vazgeçip ihlası kazanmak ve ihlas ile bir dirhem amel, ihlassız batmanlar ile amellere râcih olduğunu bilmekle ve tabiiyeti dahi sebeb-i mes'uliyet ve hatarlı olan metbuiyete tercih etmekle o marazdan kurtulur ve ihlası kazanır, vazife-i uhreviyesini hakkıyla yapabilir.
Sayfa 157Kitabı okudu
Irkçılık Üzerine
Defaatle, "Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık yolunda kavga veren bizden değildir. Irkçılık yolunda ölen bizden değildir!" demiştir. "Bizden değildir" ifadesinin ne anlama geldiğini anlıyoruz değil mi? Yani ırkçılık yapanlar İslâm dairesinin dışındadır. Çünkü İslâm bunu kabul etmez. Biz, üstünlüğü takvada gören bir
Sayfa 115Kitabı okudu
Asıl mesele; Allah’ı, Resûlü’nü ve O’nun dostlarını sevmek ve sevdirebilmektir. Çünkü seven sevdiğine benzer, seven sevdiğinin yolunda yürümeye çalışır, seven sevdiğinin sevdiklerini de sever. Hz. Peygamber’i (sas) gerçek manada sevmeyen: “Gözümün nuru namaz” sözünü nasıl anlasın? Eğer bir insan peygamberi gerçek manada severse, namaza peygamberin gözlerinin nuru olarak bakar. Her namaz, artık o insan için farklı bir değer kazanır; Allah ile buluşma, her namaz bir miraç her namaz peygamberin gözünün nuruna dokunma olarak anlaşılır...
Reklam
"Eğer sen bana yer ve gök ehlinin ibadeti kadar ibadet etsen fakat o ibadetin içinde Allah yolunda sevmek ve Allah yolunda buğzetmek yoksa o ibadetin seni hiçbir ihtiyaçtan kurtarmaz."
Rivayete göre Allah Teâlâ kulu ve peygamberi Hz.İsa'ya şöyle vahyetmiştir: "Eğer sen bana yer ve gök ehlinin ibadeti kadar ibadet etsen fakat o ibadetin içinde Allah yolunda sevmek ve Allah yolunda buğzetmek yoksa o ibadetin seni hiçbir ihtiyaçtan kurtarmaz."
Sayfa 54 - Nesil YayınKitabı okudu
Sen bana lazımsın Allah'ın yolunda yürümem için. Onun için lütfen yaklaşmaya devam et...
Sayfa 146Kitabı okudu
"Bir kişi başka bir kişiyi Allah yolunda olduğu için ve onunla bir araya gelip sohbet etmeyi arzuladığı için ziyaret ederse, arkasında bir melek kendisine şöyle seslenir: Sen güzel oldun! Senin adımların da güzeldir ve cennet de senin için güzel oldu."
Reklam
Yeryüzünde halife olmak ve yeryüzünü ıslah etmek, ibadetin bir cüzüdür. İbadet, hayatın bütün yönlerini kapsar. Namaz, oruç, sıla-i rahim, gözü haramdan korumak, hükümde adaletli davranmak, kadının örtünmesi, alışverişte doğru olmak, Allah yolunda cihad etmek, hatta yemek yemek, eşler arasındaki sevgi, her kelime, her hareket, her işaret, iyi niyet, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, tüm bunlar ibadetin birer cüzüdür. Fakat yapılan bu işlerin ibadet sayılabilmesi için, yapılan bu amellerin Allah için ve niyetin de halis Allah rızasına yönelik olması şartı vardır. Zira İslâm akidesinde amellerin kıymeti, neticeye göre değil amellerin yapılış gayelerine göre değer kazanır. Çünkü sonuçlar Allah'ın elindedir. Kişinin, yaptığı amelden dolayı göreceği karşılık, o amelin neticesine değil kişinin o ameldeki niyetine göredir. Bundan dolayı insanın, yükümlülükleri karşısında özel bir konumu vardır. İslâm'da insanın göreceği karşılık, amelinin neticesine, semeresine bağlı olmayıp -velev ki bu amel İslâm'ın birtakım insanların elleriyle zafer bulması bile olsa- niyetine bağlı olduğu için İslâm'ın şu prensibi karşımıza çıkar: "İslâm akidesinde gaye, hedefe giden bütün yolları meşru kılmaz."
Rabbini kendinde ara "Ruhumdan ona üfledim. (Hicr Suresi, 29. âyet) "
İnsanın Allah'ı sevmesi, onun bir şükran borcudur. Çünkü etraflıca düşünürsek görürüz, hissederiz ki, Allah'da insanı sevmektedir. Çünkü, başka varlıklara vermediğini insana vermiştir. İnsanın, kendisine sayısız lütuflarda, ihsanlarda bulunan Allah'ını sevmemesi nankörlük olur. Aslında insanda, sevmek ve inanmak ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı olan duygulara sırt çevirdiği takdirde, yalnız Allah'ına karşı nankör olarak kalmayacak, yaratılış icabı vazifesini yapmadığı için ruhunda bir boşluk, bir eksiklik hissedecektir. Düşünürsek anlarız ki, kul ile Allah arasında gizli, batınî bir münasebet vardır. Bu, açıklaması, anlatılması güç bir hâldir. Sıkıldığımız, üzüldüğümüz zamanlarda, Allah'ımıza sığınırız. Çünkü, O bize, bizden yakındır. Kur'ân'da Biz, size şah damarlarınızdan daha yakınız. (Kaf Suresi, 16. âyet) diye buyrulmuştur. Vicdanlarının emri ile hareket edenler, Allah ı çok ananlar, zikredenler, insanlık yolunda yürüyenler, çok iyilik edenler, hangi vazifede bulunursa bulunsun o vazifeyi hakkıyla yapanlar, çok ibâdette bulunanlar, bu yakınlık mertebesine ulaşan mutlu kişiler bu hâli anlarlar. Bu bir gerçektir ki, insanlık vazifesinin idraki içinde olanlar ve inandıklarını yaşayan faziletli kişiler, Allah'a daha çok yaklaşırlar. Allah, hâşâ, maddî varlık değildir ki ona yaklaşalım. İnsanın Allah'ına yakın olması, mekân ve mesafe bakımından değildir. Vasıflar, duygu ve sevgi bakımındandır. Ruhumdan ona üfledim. (Hicr Suresi, 29. âyet) sırrına mazhar olduğu için Cenâb-ı Hak melekleri Âdem'e secde ettirmiştir.
Sayfa 213 - Kurtuba KitapKitabı okudu
Aşk ruhun kendi için yaratılmış bir ruha rastlamasıdır. Ruhun Allah yolunda gerçek varlığa bürünmesidir...
Sayfa 48
Allah için ve Allah yolunda sevmek
Sevginin bu derecesi, derecelerin en yüce, en ince ve en sırlı derecesidir.
KİTAP LISTESI- (77 tane kitap) - Aşağıda bulunan kitap listesinde ilk 20 eserin tercüme eserler olması hasebiyle daha ağır bir dile sahip olduğunu bilerek okumalısın. 1- El-Edebü'l Müfred, İmam Buhari 2- Düzeltilmesi Gereken Kavramlar, Muhammed Kutup 3- İlim Yolunda, Abdülfettah Ebu Gudde 4- Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.