Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah, başkaldır ya kulum demiş ve insan onun cennetine başkaldırmış. Allah, başkaldır ya kulum demiş, insanların bir kısmı başkaldırmış. Onlar Allah indinde mutlu kişiler olmuşlar, bir kısmı, yani çoğunluğu Allah’ın emrine uymamış, Allah onlara cehennemini vermiş. İnsan kendine, kendi yüreğine, kendi korkusuna toptan başkaldırmadıkça, insan soyu bundan da beter olacak, aşağılanacak, zulüm, korku iliklerine işleyecek, insanlıktan çıkacak, bir solucandan da mutsuz olacak. Solucanın gözü yok, kulağı, ağzı, dili yok, insanın var. İnsan soyu başkaldırmayı, yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi bir yaşama biçimi yapmazsa bugünden de bin beter olacak, içi boşalacak, duymayı, düşünmeyi, sevmeyi, sevişmeyi, dostluğu, arkadaşlığı, göğün, yerin, kurdun, kuşun, akarsuyun, tanyerindeki ışığın, yürekteki sıcaklığını unutacak. Allah buyurdu ki ben sizi yarattım ki başkaldırasınız, siz beni dinlemediniz, önce kendinize, sonra başka insanlara, sonra her şeye, her şeye boyun eğdiniz, ne buldunuz, ne öğrendinizse, ne yarattınızsa hepsi boyun eğme üzerine oldu. Ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, boyun eğmeyi, yemek yemek, su içmek, sevişmek gibi bir yaşam biçimi yaptınız. Ve de öldünüz. Ve de solucandan beter oldunuz. Daha da olacaksınız...
İyi huylar üç yüz altmış tanedir. Hz. Ebu Bekir (r.a.) sordu: 'Ey Allah'ın Resulü, onlardan bende bir şey var mı?' Hz. Peygamber buyurdu: "Hepsi sendedir. Ey Ebu Bekir."
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
...Cenab-ı Allah'a tevekkül olmalıydı,deldiği boğazı aç komazdı elbette, ama elinde değil, tevekkül olsa bile işin ucu kendisine dokununca tevekkül mevekkül uçup gidiyordu. Sonra Cenab-ı Allah'ın pek öyle deldiği boğazlarla da ilgisi yoktu galiba.Her yıl Çukurova'ya binler, on binlerle ırgat gelirdi. Hepsi de Cenab-ı Allah'ın deldiği boğazlardı. Böyle olduğu halde, çoğu iş bulamaz, sürüm sürüm sürünür,yaşlılar, bebeler açlıktan bir deri bir kemik sürünürler, derken Otegeçe'deki mezarlığa yem olurlardı.Otageçe'deki mezarlığa yem olanlar Cenab-ı Allah'ın dediği boğazlar değil miydi...?
Sayfa 160Kitabı okudu
Hz. Ali (r.a) bir hutbesinde şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları! Ölüme dikkat, ölüme dikkat! Ondan kurtuluş yoktur.Ona karşı çıksanız, sizi kıskıvrak yakalar. Kaçsanız,peşinizden yetişir. Ölüm sizin alınlarınıza bağlıdır. Acele edin, acele edin! Ölüme çabuk hazırlanın. Zira arkanızda size talip olan hırslı biri var. O kabirdir. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur...
Sayfa 160Kitabı okudu
"Mekke'nin bu yolculukta ne işi var?" diye söylendi adam. Altmış yılda elde ettiği işaretler orayı gösteriyordu. "Altın Oran kuralına göre dünyanın kalbi Mekke'yse eğer, en büyük aşk ancak orada yaşanır," dedi. "Tılsımı çözecek efsun orada Kâbe'nin kalbinde, Hz. Muhammed'in (Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun) ellerinde."Bir anda unutuverdi her şeyi, boğazın derin sularına külleri savrulan Yahudi kadını, altı yaşındaki İsa'yı, on sekizine ayak basan Rüya'yı, kırk beşindeki Filozof'u, Dedektif Kılıç'ı, Galata'daki Şair'i, İstiklal'deki Hayyam'ı...Acaba aşkı bulduğunda kendini de bulacak mıydı? Gerçekte o kimdi?Ruhunu göremeyecek kadar körsen, gerçeği değiştiremeyecek kadar özgürsün. Nedir o gerçek diye soracaklar. De ki: Aşk"
Karşında o kadar çok maskeli insan var ki, onları tanımak için yoruluyorsun. Şayet dikkat edersen güzel olan bir şey var; o senin hakkını aldıkça, sen onun sevaplarından kazanıyorsun. O halde kaybettim diye üzülme, biraz daha derin bakarsan, aslında kazandığını fark edeceksin.
Reklam
" Allah'ı düşün, onun yardımını dile ve geri kalan her şeyi kafandan çıkar. " diye öğüt verdi ona. " O seninle beraber olduğu zaman korkacak ne var ki? "
Ben bir garip insanım. Ne tahtım var ne tacım. Tut elimden Allah'ım, yalnız sana muhtacım.
Sen iyi ol, karşındaki senin iyi olduğunu bilmesin, sen öldürme, bırak kötü bilen, seni kötülüğüyle öldürsün. Sana bahşedilecek bir hayat daha var bu dünyadan sonra, önemli olan iyi olup orada yaşayabilmek.
Sevgili Dost, Senden şikayet var Allah bilir, sen ölüm döşeğinde bile inleyerek yakınlarının arasında gerginliğe sebep olursun Sevgili Dost, Kurallara uyacaksın Sahrada “su içilmez!” tabelasını gördüğünde gülümseyeceksin.
Reklam
Her şey, ama her şey, içimde dumana, rüzgara, gölgeye, sıfıra karışırken, yalnız bir şey; kendisinden başka her şeyin yokluğu pahasına mutlak bir varlık şartına bürünüyordu. -Yalnız Allah var! Var olan yalnız Allah! Herşey o kadar yok ki, yalnız Allah var! Allah öyle var ki, kendisinden başka hiçbir şey yok!
Sayfa 101Kitabı okudu
Ölüm günümde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı,bende bu dünyanın gamı var, dünyadan ayrıldığıma tasarlanıyorum sanma; bu çeşit şüpheye düşme. Bana ağlama, vah etme. Şeytanın tuzağına düşersem işte hayıflanmanın sırası o zamandır. Cenazemi görünce ayrılık deme. O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır. Beni kabre indirip bırakınca, sakın elveda deme;zira mezar cennetler topluluğunun perdesidir. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneşe ve aya bakmandan ne ziyan geliyor ki? Sana batmak görünür, ama o, doğmaktır. Mezar hapis gibi görünür ama o, canın kurtuluşudur. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun? Hangi kova kuyuya salındı da dolu çıkmadı? Can Yusuf 'u ne diye kuyuda feryat etsin? Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafı aç. Zira senin hayhuyun mekansızlık aleminin fezasındadır. Kardeş, mezarıma defsiz gelme;çünkü Allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz. Allah beni aşk şarabından yaratmıştır. Ölsem, cürüsem bile, benim yine o aşkım. Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir.
Gülen insanların yüzlerine aldanma, içi kan ağlarken gülmek zorunda olan milyonlarca insan var, kimse mükemmel değil. Yaşamın bir ucundan tutup, tutunmalısın, yoksa bir gün yerle bir olursun.
Sayfa 206Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.