Seni algılayışım aynı ya da ayrı yerlerde oluşumuza göre değişiyor.
Yani, sen diye tanıdığım iki kişi var. Benden uzakta olduğunda bile, benim için varsın. Varlığının bu şekli çok-biçimli: Sayısız imgeler, geçişle, anlamlar, bildiğimiz şeyler ve yerlerden oluşmakta, ama her şeyin altını çizen şeyse, her yere yayılmış yokluğun. Sanki sen bir mekana dönüşmüşsün, hatların da ufuk olmuş. İşte o zaman bir ülkede yaşar gibi yaşıyorum içinde. Sen her yerdesin. Fakat bu ülkede asla seninle yüz yüze gelemiyorum.
"Bakışlarından âşık olduğunu söyleyen bir şey var."
"İnsanın bakışlarında aşkı ele veren ne olabilir ki? "
Başını sallayıp, " Bilmiyorum," dedi. "Fakat özellikle senin , aşksız yaşayamayacak biri olduğunu hissediyorum."
"Ama ben aşksız yaşıyorum."
"O halde yaşamın bir yalan ya da yaşamıyorsu."
Bir çiğdem gördüm, tomurcukları patlamak üzereydi, ama bahar benim içimde ziyan oluyor - ölü değilim ama sadece onun boş sızısını duyacak kadar yaşıyorum.
hayır! anlaşmak yüzyıllar sürer böyle, affedersiniz ne kadar güzelsiniz, neden insan bir kelime bir cümle yüzünden kaybediyor? Çok iyi sözler hazırlamıştım güzelliğinizin karşısında unuttum, hava kararıyor, yalnız kurtlar inlerine dönüyor, fakire bir sadaka, siz inanmazsınız ama önünden geçip gittiğiniz dilenciler günde yüzlerce lira kazanıyor, ülkemizin bütün zenginleri böyle adam oldu, ben merhamet dilencisiyim, kolumda sargılar taşımıyorum, paçavralar içinde gezmiyorum, kimsenin anlamadığı ince metodlarım var, gecekonduda oturuyorum, seviyemin altında yaşıyorum, yüz olabilirken bir oluyorum, sürümden kazanıyorum, bana bak saydam etek! bana bak güzel bacaklar! kiminle konuştuğunun farkında mısın?
Ben sana karşı bazı duygular hissediyorum ve bunu hissederken içimde bir ilkbaharı yaşıyorum, yeşillerin çiçeklerin mavilerin en güzel tonu büyüyor içimde. Sonu nasıl olur nereye varır bilemem ama bilmen gereken bir şey var, söz veriyorum her zaman yanında olacağım...
Anlamsız da olsa sesimi etrafımda kurduğun sessizlik kuşatmasını yarmak üzere seferber ettim. Konusuz da olsa konuştum ve yıllardır beklediğim saldırıya karşı inşa ettiğim sanal sipere kendimi konuşlandırdım. Yine de böylece hayatım boş bir laf çuvalı gibi kalıvermişti işte. Tıbben yaşıyorum, ama diri olup olmadığımdan emin değilim ve böylece susuyorum karşında.
"'Ama sen böyle değilsin. Benim kalbim ağrıyor. Tutamıyorum da kendimi.'
'Ben çok daha uzun süredir bunu yaşıyorum. Bununla yaşıyorum. Kendini yiyip bitirmene gerek yok. Ben senin hayatındaydım. Yanındaydım Sen buna alışkınsın. Ben senin yokluğuna alışkınım. Bunu yadırgamam ki.'
'Ama buradayım ben yok değilim ki.'
'Sen benim hayatımda olmadın, uğradın sadece. Eşikteydin, hiç içeriye girmedin. Sonra yine gittin.'"