Aşağıda nakledeceğimiz türden bir örneğin, dünya tarihinde benzerinin bulunabileceği konusunda çok derin şüphelerim var. Ayrıca bu nakiller, cizyenin din değiştirmede bir baskı unsuru olmadığını, bilakis koruma bedeli olduğunu göstermesi açısından da de ğerlidir.
Suriye şehirleri fethedildikten ve cizyeler toplandıktan sonra ışığıda zikredilen
sorular,niçin,neden ve nasıllar ?
toprağın üstünde,denizlerin derinlerinde
tefekkür ettiren sayısız bulmacalar
ilk ne zamandı diye soracak olursan
göğe asılı yıldızlarda yüzünü görünce
cenneti tebessümünle getirdin pencereme
şehrin üstüne karanlık çökünce
bekliyorum seni
zamanın durduğu diyarda
sana bir nefes kadar yakınım demiştin
gönlümü avucunun içine alıp,
bu sonsuzluğu düşlediğin zindanda
a mâk ı hafâ
Bugün karşıma çıkan güzel bir tevafuğa binaen oku-mak fiilini ele almak istedim
Karşıma çıkan afişde diyordu ki
"Daha verimli bir hayat için OKU!"
OKUMAK ne ola idi ki ?
Kitabı Kebirimiz de ilk emrinde "OKU, YARATAN RABB'İNİN ADIYLA OKU" diye ümmi (okuma yazması olmayan) bir zât ve ümmetine hitap ediyordu. Oku-mak ne
sorular,niçin,neden ve nasıllar ?
toprağın üstünde,denizlerin derinlerinde
tefekkür ettiren sayısız bulmacalar
ilk ne zamandı diye soracak olursan
yıldızlarda yüzünü görünce
cenneti tebessümüyle getirdi pencereme
şehrin göğüne karanlık çökünce
bekliyorum seni dedi
zamanın durduğu diyarda
gönlümü avucunun içine alıp
bu sonsuzluğu düşlediğin zindanda
sana bir nefes kadar yakınım dedi
sakın unutma !
a mâk ı hafâ
Tam da yoğun bir şekilde eşyanın hakikatini sorguladığım şu günlerde, Raci'yle beraber kendi iç dünyamı, gönül deryamı harmanladım adeta.
Bugüne kadar tasavvufu(tasavvufçuları), vahdeti vücud öğretilerini pek sevememiş olsam da, yaş ilerledikçe, okudukça, olgunlaştıkça, hiç değilse ilk dönemki zühd hareketi sufileriyle git gide aynı noktaya ruhen ve aklen çekildiğimi hisseder oldum.
-Hakikaten varlık nedir?
-Yokluk nedir?
-Varlık varsa bile gerçekte bizim idrak ettiğimiz şekilde midir?
-Varlığı idrak edebiliyor muyuz ki acaba?
-Yoksa ettiğimizi mi sanıyoruz?
-Sanki çoğumuz sadece zannediyoruz..
Kitapta Raci'ye ait zannettiğiniz bu iç yolculuk ve tefekkür hali, ölümden önce er ya da geç sizleri de bulacaktır. Bu çıkışı olmayan, tatlı olduğu kadar da iç yakıcı bir arayış. Yeterli olgunluğa eriştiğinizi düşünen bir okuyucuysanız, vakit kaybetmeden
A'mak-ı Hayal'i okuyun, sindire sindire ve üzerine kendi iç dünyanızı göz önünde tutarak okuyun.
Özellikle
sorular,niçin,neden ve nasıllar ?
toprağın üstünde,denizin içinde
tefekkür ettiren sayısız bulmacalar
ilk neydi diye sorarsan
yıldızlarda ismini görünce
bir çocuk çıkıp geldi pencereme
şehrin göğüne karanlık çökünce
sonrası var dedi
zamanın durduğu diyarda
ömür kurak bir çöl gözünde büyütme
ölmeyi isteme ama korkma ölümden de
ölmeyi isteme ama korkma ölümden de
a mâk ı hafâ
A‘mak-ı Hayâl için ilk söylemem gereken şey, şumullü bir biçimde anlayabilmek için felsefik anlamda belli bir bilgi alt yapısına sahip olmak gerektiğidir.
Bu kitap, roman tarzında bir üslub ile yazılmış ve edebî anlamda gerçekten üst düzey bir dille kaleme alınmış.
Tam bir içsel yolculuk... Bilgeliğin fevki....
Modernite eleştirisini, hiciv
Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitlerini tasvir eden o şâheser şiirinde şöyle iki mısrâ da yer alıyor:
Hercümerç ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyetler eder istiâb
Birinci mısrâda geçen "Edvar" kelimesinin ne anlama geldiğini sokaktan geçen beş kişiye rast gele sorsak, acaba doğru cevap verebilirler mi? Hiç
"İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar." Hadis-i Şerif'inin hikmeti mucibince kaleme alınmış bir eser olduğunu düşündüğüm bu şaheserle tanışmamı nazarımda gömülü bir hazinenin zuhur edişi olarak görüyorum. Filibeli Ahmet Hilmi tarafından kaleme alınmış olan bu eseri okurken apışıp kalmış ve küçük dilimi yutmuş bulundum. Böylesine
yazmak, bir anlamda buluşmakmış. Aynı sıkıntıları,
aynı endişeleri, aynı umutları paylaşanların buluşması, zaman-
ları farklı olsa dahi...
7
Fakat guguklu saat misali, sunulan her fırsatta konuşmaya kalk-
mak, bu devrin müzmin hastalıklarından biridir.
15
"Dilinizin sınırları, dünyanızın sınırlarıdır ... "
Ludwig