Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Aşk öyle tatlılıkla yaralayıp merhem sürüyor ki yarama, düşünceyle yakalamam, hele anlatmam imkansız onu.”:::!!!
Sayfa 283Kitabı okudu
Bugün birine hayatımı anlatmam gerekse, kendimi bağımsız, cesur ve mutlu bir kadın gibi gösterebilirim. Dünyada bundan kolayı yok. On bir dakikayı alt edebilecek biricik sözcüğü ağzıma almayayım, yeter.
Reklam
Sizi gerçekten yanımda görmek istiyorsam, benim de size kaybolduğum yerleri anlatmam gerekir. Çünkü biliyorum: Eğer oraya gelemezseniz, asla tam anlamıyla birlikte olamayız.
Sayfa 14 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ne hissettiğimi anlatmam çok zor çünkü tam olarak ben de bilmiyorum. Bir yanım kızgın, bir yanım üzgün, bir yanım gülmek istiyor, bir yanım korkmuş.
Sayfa 99 - Genç Timaş
Sözgelimi mürekkep şişemin içinde bulunduğu karton kutuyu ele alalım. Anlatmam gereken şu: Onu daha önce nasıl görüyordum ve şimdi nasıl¹ Söyleyeyim! Dik açılı, altı yüzlü bir paralel kenar bu; açılıyor - saçmaladım; söylenecek bir şey yok. İşte bundan kaçınmak gerek; olmadığı halde acayiplik bulmaya çalışmamalıyım. Günce tutmanın tehlikeli yanı budur sanırım: İnsan her şeyi büyütmeye, tetikte durmaya, doğruları durmadan zorlamaya kalkar. Öte yandan önceki günkü izlenimi (özellikle şu kutu ve herhangi bir nesneyle ilgili olarak) her an yeniden yakalayabilirim. Gözümü açmalıyım, yoksa yine parmaklarımın arasından kayıp gidebilir. Kaçınmalıyım¹ ama olup bitenlerin hepsini bütün ayrıntılarıyla inceden inceye yazmalıyım.
Sayfa 13
Mesela bana "herbokolog" derler ama ben bilmediğim ya da anlamadığım konuyu anlatmam.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
"Hiç anlatmamıştın bunları anneanne." "Anlatmam, kimse bilmez. İçimde saklarım senelerdir. Bir ben değilim ki, daha ne hikâyeler var. İnsanların içleri böyle yarım kalmış hikâyelerle dolu bu topraklarda."
Sayfa 198Kitabı okudu
Çünkü yaşadıklarıma dair bulabildiğim tüm toplumsal ve psikolojik nedenlerin ötesinde, hepsinden daha fazla emin olduğum bir şey var: Yaşadıklarım, onlarla hesaplaşa bilmem, onları açıklayıp anlatmam için başıma geldi. Ve belki de hayatımın gerçek amacı sadece şudur: Bedenimin, hislerimin ve düşüncelerimin yazıya dönüşmesi, yani kavranabilir ve genel bir şeye dönüşmesi, varlığımın başkalarının zihninde ve hayatlarında tamamen erimesi.
Sayfa 75 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bu olaya dair duyduğum tek suçluluk duygusunu, bunun başımdan geçmiş olması ve buna dair hiçbir şey yapmamış olmanın suçluluğunu sildim. Kabul edilen ve boşa harcanan bir bağış gibi. Çünkü yaşadıklarıma dair bulabildiğim tüm toplumsal ve psikolojik nedenlerin ötesinde, hepsinden daha fazla emin olduğum bir şey var: Yaşadıklarım, onlarla hesaplaşabilmem, onları açıklayıp anlatmam için başıma geldi.
Sayfa 75 - Can Yayınları - 2.BaskıKitabı okudu
"Sana anlatmam için bana bir şans verecek misin? Sana laf yetiştirmek istemiyorum, anlatmak istiyorum."
Reklam
"Sana anlatmam için bana bir şans verecek misin? Sana laf yetiştirmek istemiyorum, anlatmak istiyorum."
Anlatmalıydım birilerine, yoksa içimde biriken seslerde eriyecektim. Muhakkak anlatmam lazımdı, ama kime?
Sayfa 100 - Hep Kitap
Bir zaman sonra kalbimden minik kuşlar havalanmaya başladı. Göğsümde çalan bandolar, tenimde dolanan kıpırtılar aklımı karıştırdı. Önce korktum, kaçmak istedim kendimden. Sonra beceremedim, teslim oldum. Bu teslimiyet hem doludizgin heyecanlara hem de korkunç bir yalnızlığa sürükledi beni. Kimsenin beni anlayamayacağını düşündüğüm yaşlarda, kimsenin anlamak istemediği duygular içindeydim. Neden böyle kabahatli hissetmem lazımdı sanki kendimi, alemin bütün yasak elmalarını ben mi yemiştim? Söyleyemezsin diyordu içimdeki kötücül ses, söylemeyeceksin. Anlamayacaklar seni, sevmeyecekler. En yakınların bile cüzdanlı gibi kaçacaklar yanından, kalbini ısıtan duygulara hastalık muamelesi edecekler. Anneannemin yıllarca yaptığı şeye talim ettim, beceremedim. Ne büyük yalnızlıktı susmak! Anlatmalıydım birilerine, yoksa içimde biriken seslerde eriyecektim. Muhakkak anlatmam lazımdı, ama kime? Arkadaşlarıma mı, anneme mi, babama mı? Beni kim onlardı? Kim beni yadırgamaz, hırpalamazdı?
Sayfa 100 - Hep Kitap
Aşk vs Dostluk
"Aşk dostluk sınırları içinde yani karşılıklı iradelerin uyuşmasıyla ortaya çıktığında önce gevşer sonra da yok olup gider: Zevk biter çünkü bedensel bir amaçtır ve tatmine bağlıdır. Dostluk ilişkisindeyse, aksine, bu dostluk arzu edildikçe, istendikçe zevk de vardır, hatta dostluk ancak ve ancak zevkle birlikte gelişir, onunla beslenir ve onunla artar çünkü manevi bir unsurdur ve ruhu inceltir dostluk. Fani duygular ve sevgiler bende bir zamanlar hep bu mükemmel dostluk sayesinde gelişmiştir. Ben bu dostluğu anlatmam, sadece yazılarımda çok söz ederim. Bu iki duygu birbirini tanıyarak, bilerek birlikte var olmuştur bende ama asla rekabete girmemişlerdir birbirleriyle. Aşk, yolunu kibirle ve ihtişamla sürdürür; dostluğu küçümser, çok altında görür."
Sayfa 196 - Alfa Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.