Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlaşılan bu asaletten yoksun, adi dünya sonuç olarak insanın uğruna yaşayacağı şeydi; insan sonsuza kadar gözünü ondan ayırmamalıydı; onu aydınlatmak, dönüştürmek ya da kurtarmak için değil, ondan kendi üstünlüğünün bir kabulünü elde etmek için. Bir yandan aşağılık bir şeydi bu, ama öte yandan bir standart sağlıyordu.
Sayfa 558 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Çanakkale'de kan bağıyla değil iman bağıyla birlik olduk; damardaki asaletten kudret umulsaydı ne Çanakkale olurdu ne zafer ne Şehitlik...
Reklam
Fark edilmişler.
Peki, bu büyük Roma karakterinin kaynağı nedir? Bu, eğitim, hattâ soy sop, yapılan iş, meclis, halk ve dünya hâkimiyetinin merkezindeki bütün halkların insicamı ve nihayet Romalıların içinde bulundukları olumlu ya da olumsuz şartların bizzat kendisi olabilir. Kısaca bu karakter, Roma’nın büyüklüğünde katkısı olan her şeyden bir şey almıştır, sadece asaletten değil, aksine cinsiyet ayrımı yapmadan halkın her kesiminden. Scipio ve Cato’nun kızı, Brutus’un eşi, Gracchus’un annesi ve kızkardeşi soylarına yakışmayan bir davranış içine giremezlerdi. Hattâ Romalı soylu kadınların, akıl ve likayat bakımından erkeklerin önünde olduklarını bile söylemek mümkün. Örneğin Terentia, Cicero’dan daha yiğit ruhlu, Veturia, Coriolanus’tan daha asil, Paulina, Seneca’dan daha güçlüydü vb. Hiçbir Doğu hareminde, hiçbir Yunan jinekonitinde Romalıların aile ve toplum hayatındaki kadar kadınlara has erdemler temayüz etmemiştir; çürüme ve bozulma zamanlarında ise kadına has tutkular, insanlığı ürküten boyutlarda olmuştur. Latinlerin etkisizleştirilmesinden sonra yüz yetmiş Romalı kadının kocalarını katletme konusunda anlaştıklarını ve fark edildiklerinde ise hazırladıkları zehri içtiklerini biliyoruz.
Sayfa 501Kitabı okudu
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Prenslikler soylu kesimler insanlar insan sandiklarimiz ve hepsinden öte adalet duygusunun varolmadığını gösteren bir kurgu kitaplardandir.Toplumda soyutlasmis yozlaşmış bürokrasi enkazından kurtulamayarak içinde ezilen bakanlar başbakanlar gibi siralanabilecek kamu görevlilerin haksiz yere alikonulmasinin aktarıldığı bir klasik benim okuduğum en
Michael Kohlhaas
Michael KohlhaasHeinrich Von Kleist · Palet Yayınları · 2014824 okunma
Medeniyet Yansımaları - Levhalar
Eskiden mi güzeldik, eskiler mi güzeldi, diye beyin yakan soruyu zihnimizin bir köşesinde tutarak devam edelim. Ahşap konakların cumbalı odalarında evin her karesine sinen bir ruh vardı. O ruh, aynı zamanda eşyaya ve hayatın bizatihi kendisine de sirayet ederdi. Şüphesiz bunun en güzide unsuru da duvarlarda kanlı canlı asılı duran levhalardı. Anakronik hataya düşüp bugünden bakarsanız eğer; bunların mimari birtakam dekoratif çalışmalar olduğunu veya basit birer süs eşyası olduğunu söyleyebilirsiniz. Fakat öyle değil. Hiç değil. Her tabloda uhrevi bir ağırlık; asaletten süzülen bir incelik vardır. Derin manalar taşıyan tablolar, ev sakinlerine verdiği mesajla, onların hayat yolundaki rehberidir adeta.
Sayfa 59
Süheyil Aydın
Süheyil Aydın
Bu toplumun özüne dönmeye ihtiyacı var. Saygıyı hak edene, sevgiyi insan olana göstermeye, umudu hayattayken arayıp, sahip olduğunun kıymetini bilmeye, emeğin ekmek olduğunu bilip, bir dirhemin tonlarca altından pahalı olduğunu anlamaya, konuşmanın yalakalık olsun diye değil, yalakalığı aşağılayan doğru olduğunu bilmeye, susmanın cehaletten değil asaletten olduğunu görmeye, bugünü yarın bilip, geleceği aydınlık etmeye ve kim ki özgürlüğüne karşılık önüne inançları, vatanı, kişiliğini, sefaleti...koyar bunları bilip tarihten ders almaya ve olacakların sorumluluğunu almaya ihtiyacı var yine bu tuplumun. Hepimizin
Reklam
Hesiodos ölümlü insanların beş nesli ya da çağından bahseder. En erkeni, bozkırda ya da dağlarda bir yerlerde yaşayan çobanıl göçebeler, altın bir ırktılar... Ve yüreklerinde keder taşımayan tanrılar gibi, çalışmaktan yorulmayı ve derdi bilmeden yaşadılar... Topraklarında güzellikler içinde, sürülerle, zengin ve tanrılar tarafından kutsanmış
Sayfa 97 - + sayfa 98-99 pdfKitabı okudu
80 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar. Kolay, sakin, huzurlu geçen bir gün ve hafta olmasını dilerim. Bugün tarihimizin en kutsal günlerinden, milletçe kutsal direnişimizi tüm dünyaya kanıtladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferimizin de yıl dönümü. Bir avuç Türk’ün dünyaya meydan okuduğu gündür. Hepsinin ruhları şad olsun. Not: dün sözde nevroz adı
Oyun
OyunJack London · Yordam Edebiyat · 20191,248 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
#Okudum #LEOPAR #GiuseppeTomasiDiLampedusa #ÇevirmenSeminSayıt #CanYayınları #278sayfa Merhaba arkadaşlar.
Leopar
LeoparTomasi Di Lampedusa · Can Yayınları · 201889 okunma
Ama anlaşılan bu asaletten yoksun, adi dünya sonuç olarak insanın uğruna yaşayacağı şeydi; insan sonsuza kadar gözünü ondan ayırmamalıydı; onu aydınlatmak, dönüştürmek ya da kurtarmak için değil, ondan kendi üstünlüğünün bir kabulünü elde etmek için.
Sayfa 558 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendini Tanrı’ya adayan ruh, ödül umudundan değil, doğal bir asaletten kaynaklanan erdemden beslenir.
Sayfa 105Kitabı okudu
İkdam gazetesi, tartışmaları haber yapar ve görüşlerini sorarak Yakup Kad­ri'yi de tartışmaların içine çeker. Yakup Kadri önceki tartışmaların da acısıyla ve özellikle Peyami Safa'dan hıncını almak maksadıyla ağır sözler sarf eder. Nazım Hikmet de Yakup Kadri'nin bu saldırısı üzerine Yakup Kadri'yi hedef ala­rak Resimli Ay'da Cevap adlı şiirini
…taşrada devlet memurlarına gösterilen itibar, İsmet Özel tarafından şüpheyle karşılanır. Bu türden bir ilgiyi yapmacık ve sahte bulur. “Ben çocukluğum boyunca bu sahteliğin acısını tattım” diyen şair, onun doğurduğu huzursuzluğu ben’inde tüm olumsuzluğuyla hisseder fakat “insanın kendini aristokrat saymasının ruhuna ne büyük genişlik getirdiğini tadabilmenin imkanı”nı da kullanmaya çalışır. İsmet Özel kendisi ile yapmış olduğumuz söyleşide “kadirşinas itaatsizlik” ve tevarüs edilmemiş asalet” üzerine sorduğumuz soruyu şöyle cevaplandırmaktadır: “tevarüs edilmemiş asaleti şu manada kullanıyorum. Hani aristokraside gerçekten lordun oğlu lord oluyor. Bu şekilde değil. Ama şüphesiz ki insan ilişkileri bakımından, daha sonra da çevremde gördüğüm insanların da pek azında olan aile içi bir ilişkimiz vardı. Ben bunu her zaman söylerim. Benim annem ve iki tane de ablam vardı. Ama ben evimizde Allahın bir günü olsun onlara ait özel eşyaya rastlamadım. Bunlar ne zaman yıkanırdı, ne zaman kurutulurdu ben hiç bilmedim. Böyle biraz asalet. Tevarüs edilmemiş diyorum ama pekala bal gibi de var aslında. Ama tevarüs edilmemiş kısmı şu: Bunun bir çizgi temin ettiğini, aşama olduğunu anlamak bana mahsus bir şey. Bu tevarüs edilmemiş. Bunun kadrini bilmek, benim başarabildiğim bir şeydi. Belki benden daha asil ortamlarda yaşayanlar vardı ama bu asaletten bihaber olarak yaşayıp geçtiler. Hatta belki bundan şikayet bile ettiler. Kadirşinas itaatsizlik ise otorite aleyhtarlığımla alakalı bir şey. “Ben toplumun bana verdiği şeyin kadrini biliyorum, fakat bu bana verildi diye boyun eğmeye hiç niyetim yok” diye düşünüyordum.
Sayfa 38 - DergahKitabı okudu
Durulduğu zamanları olur insanın,Yorulduğu zamanları olduğu gibi.Ama ömründen ömür götüren,Kırıldığı zamanlarıdır. Bazen suskunluk asaletten değil.. Söylenecek söz kalmadığındandır...
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Çok ince, çok duygulu bir insan olan Yakup Kadri, kızgın bir anında, olmadık bir gaf yapmış ve bu gaf da ona hayli pahalıya mal olmuştu. 1930'larda devrin genç edipleri ile giriştiği bir polemikte üstat, onları kısırlık, zayıflık, bücürlük ve soluksuzlukla suçlarken bütün bunlara neden olarak da, bu kuşağın "saman ekmeği" ile beslendiğini ileri sürmüştür. "Saman ekmeği" kuşağı bunu cevapsız bırakır mı? Ailesi bakımından francala kuşağına mensup ama gönlü bakımından saman ekmeği yiyenlerden yana olan Nazım Hikmet, hemen döşemişti: Behey! Kara boynuz gibi kaşlı Mukaddes Apis başlı adam; Behey! Karamaça bey! Sen şiirin kamusuyla konuşuyorsun ben asaletten anlamam Şapka çıkarmam konuştuğun dile, düşmanıyım asaletin kelimelerde bile
Sayfa 165 - Yapı Kredi Yayınları
64 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.