Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hapı sevmeden de yutturursun. Ama severek yutturmak başka. Aşk bir tuzak. Sen ölünce âdını kimi okullara koyacaklar.
Kapı kapı dolaşmamışsan iş dilenerek İşsizliğe düşmemişsen hakkım dedikçe Ve bayraklı pankartlı yürüyüşlere Halaylı horonlu grev şenliklerine Katılmayı aşk gibi duymamışsan şuranda Ağrın ağrım Acın acım Dememişsen insan kardeşlerine Ve dilinin en görkemli Ve dilinin bando-davul sövgülerini Sıralayıp sallamamışsan deyyuslar saltanatına Hangi yaşta olursan ol Kardeşim Kaptırıp gönlünü sevda fırtınasına Evin yolunu şaşırmamışsan Sende iş yok be kardeşim Sen artık hapı yutmuşsun Borçlusun sen ağaçlara kuşlara Borçlusun sen trenlere otobüslere Yağan kara esen yele borçlusun Borçlusun sen herşeye
Reklam
Doğum kontrol hapı, ilk kez 1960 yılında piyasaya sürülmüş­tü ve yeni yeni etkisini göstermeye başlıyordu. Yasayı tanımayan doktorlar olmasına karşın, Kanada,da 1969 yılına dek doğum kontrol bilgisinin yayılması, Ceza Kanunu'na aykırıydı. Pek çok genç kadın, kendini altmışların ortasındaki cinsel baskının tutucu normları ile baş döndürücü "özgür aşk,, atmosferi arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordu. Yeni bir söz dağarcığı oluşmuştu: "Tek gecelik aşk" ve "rasgele ilişki aramak.Önceleri "evet” dediği için kendini suçlu hisseden kızlar, şimdi "hayır" dedikleri için suçluluk duyuyorlardı.
Otel odaları aşk, intihar, ölüm gibi çağrışımları içeriyor. Âşığıyla buluşabilir, intihar edebilir. İntihar düşüncesi kendi elleriyle hayatlarına son vermiş yazarları anımsatıyor Arat'a: "Kişisel özgürlüğü en değerli varlık saymış" Stefan Zweig. Ouse Nehri'ne atlayan Virginia Woolf. "Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım," diyen ve Torino'da bir otel odasında uyku hapı alarak intihar eden Cesare Pevase. Anayurt Oteli romanının karakteri; âşık olduğu kadının otele gelmesini bekleyen, o gelmeyince başka müşteri almayan, kendisini öldüren, kendini asarak hayatına son veren Zebercet.
Şu Marcello numarasını da yuttum sanma. Ben senin ne kadar amcansam, bu kerata da senin o kadar yeğenin.” Laide'nin gözleri şaşkınlık ve öfkeyle irileşti: “Evet, böyle sanıyorsun, değil mi? Sence hepimiz orospuyuz zaten. Yatag ̆a girmeden kimse kimseyi sevemez, değil mi? Oysa bana beslediği saygıyı yitirirse, bir daha onun
Sayfa 72
“Bir kitap, bir de uyku hapı alıyorum, sakin sakin”
Sayfa 35 - Metis Yayınları 5.BasımKitabı okudu
Reklam
doğum kontrol hapları
Doğum kontrol ha­pı kullanan her bir milyon kadına karşılık, hapla ilgili bir milyon deneyim ya da fikir vardır. En yaygın şikayetler cinsel istek­le bir değişiklik, vajina kuruluğu, kötü ruh hali ve şişkinliktir. Bazıları depresyondan yakınırken, bazıları çok daha mutlu ol­dukların iddia ederler. Bazı kadınların memeleri acır, bazı kadınların memeleri büyür ve ürperme yaşarlar. Bazı kadınlar bu­lantı duyar, bazıları acıkır.
Geceleri uyuyamıyor, gündüzlere katlanamıyordum. Bakar kör, duyar sağır, düşünür aptaldım; acı çekmekten başka işe yaramıyordum. Yıllarca iyi niyetlerinden şüphe duymadan dinlediğim şarkıların hepsi birlik olmuş bana onu hatırlatmaya çalışıyordu; radyoyu kapatıyordum. Üzerime bir kazak geçirecek olsam, daha evvel onun yanında da giydiğimi
Bazen karşı tarafa bir şeyler anlatmak oldukça zordur. Kişisel tecrübe eksikliği belki de anlatılmak istenilen konunun önem veya zorluk derecesine göre insanların algılamasında, idrak etmesinde problem doğurabilir. İdrak denilen olgu, bir lütuftur. Çok kitap okumakla, eğitimle ilgili olduğu gibi, bazen hiç ilgisi de olmayabilir. Tasavvufi bir bakış açısıyla değerlendirmek gerekirse; kişilere, nesnelere ve Allah'a duyulan AŞK, idrak konusunda kişinin çok fazla yol almasına vesile olabilir. O nedenledir ki tasavvufta " AŞK; yetmiş iki bin perdeyi delen bir oktur," denilerek aşkın ne kadar önemli bir güç olduğuna vurgu yapılmaktadır. Ama bu idrak denen olayın bir hapı, ilacı veya kitabı yoktur. İçmekle, tedavi edilmekle ve kitap okumakla bulaşmaz kişiye.
Devrim hapı veya karınca duasıyla her meseleyi halletmeye kalkanların şamataları içindeyiz
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
...eğer sevgiliye değil de kendi kendine aşıksan o zaman hapı yuttun işte. İntihar ettin demektir. Aşk seni vurur.
Devrim hapı veya karınca duasiyle her meseleyi halletmeğe kalkanların şamataları içindeyiz.
Sayfa 222 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hayatımda iyice ümitsizliğe kapıldığım bir dönem olmuştu. Çok kitap okuduğum bir dönemdi. Tasavvuf kitapları. Okuduklarım kalbimi etkiliyordu, Mevlâna, Şems. Yunus ve diğer büyük Sufiler... Ama çoğu yedi yüz, sekiz yüz yıl önce yaşamışlardı. Bildiğim en yakını 300-350 yıl önce. Onların eserleriyle ama en önemlisi yaşam öyküleriyle- içimde iyice alevlenen aşk arzusu zamanla azalmaya, sönmeye başlamıştı. Çünkü yardıma ihtiyacım vardı. Onlar gibi olamıyordum. Ve bunu başaramayınca, hayal kırıklığına uğruyordum. Her gün. Her gün okuduklarımı yaşamaya çalışıyor, ama her gün mağlup oluyordum. Onların sözleri. hasta kalbim için aldığım bir hap gibiydi. Hapı yutuyordum ve kendimi iyi hissediyordum. Ama hapın etkisi kısa bir süre sonra geçiyordu. Onlardan aldığım aşk ilhamları, aşk kokuları ilk benlik rüzgârıyla uçup gidiyor, kayboluyordu. Sonra şöyle demeye başladım kendi kendime. Kalbimi etkileyen bu büyük Sufilerin hepsi asırlar önce yaşamışlar. Belki de böyle bir aşk sadece geçmiş yüzyıllara ait bir şey ve bu zamanda yaşanabilmesine imkân yok. Onlar, farklı bir devirde yaşamış, çok özel, çok farklı kişilerdi. Ama zaman değişti ve artık bu devirde ne onların bulduğunu bulmak mümkün ne de öyle büyük Sufileri.
Sayfa 189Kitabı okudu
Erkekler saç uzatıyor ve kızlar pantolon giyiyor... Romans kaybolacak, aslında neredeyse yok olmuş sayılır... Güvenceli yıllık gelir ve doğum kontrol hapı da olduktan sonra, kadınlar evlenmeyi seçecek mi? Neden seçsinler ki?” gibi gerçeklerle yüzleşiyor.29
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.