Suzan Defter.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek ve Kırmızı Azap’tan sonra okuduğum 11. kitap...
Suzan Defter, 127 sayfalık ince bir roman…
Ayfer Tunç’un çok özgün bir çizgisi var. Bunun sadece
YouTube kitap kanalımda Bülbülü Öldürmek kitabını çizimlerimle yorumladım: ytbe.one/q93UBZZMgYM
"Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır." Malcolm X
Bülbülü öldürmek günahtır. Çünkü bülbül yaratılışından ötürü bülbüldür, kendisini bülbül olarak seçemez. Onun ızdırari kaderinde zaten bülbül olmak
Okuduğum üçüncü Aytmatov eseri... Ben daha Beyaz Gemi'nin boğazımda düğümlediği yumruyu oradan çıkartmaya uğraşırken, nereden bilebilirdim ki asıl öldürücü darbenin bu kitap ile geleceğini?.. Evet kabul ediyorum, baya bir hazırlıksız yakalandım, ağır nakavt oldum bu sefer. Hakemin saymasına da gerek yok, direkt havluyu atabilirsiniz ringe...
Her
Bir kitapla yaşamaya alışmak!
Gittiğin her yere onunla gitmek!
Onunla aynı yağmurda ıslanmak!
O kahramanlarla uyuyup yine onlarla uyanmak!
Ve eser bittiğinde oluşan o derin boşluk!
22 gün olmuş
Anna Karenina serüveni başlayalı. Kitaplarına gözü gibi bakan biri olarak yıllar sonra ilk kez bir kitabı eskittim! Ve şimdi o eskilik bana o kadar huzur ve
Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama rahat
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine
İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
Arkadaşlar öncelikle kitabı inceleme yapmaya kesinlikle yaş sınırı muhabbeti ile başlamak istiyorum.(+18) veya (+21) yaş sınırı arasında gittim geldim.Yani (+18) olduğu kitabın garanti ama (+21) de olabilir.İncelememi de bu yaş altındaki arkadaşlar okumasın.Biliyorum bu tarz uyarılar o yaşlarda daha bir çekici geliyor ama bunu söylemem lazım.Çünkü
‘’Kıyıya vuran her dalga ardındaki dalgaya onun son olmadığını söyler,
Ve her kumarbaz bilir, kaybetmektir orada olmalarının asıl sebebi.’’ — U2 - Every Breaking Wave
Kemerlerinizi bağlayın, istikamet Roulettenbourg!
Bu kitap hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki… Ezel dizisine bile konuk olmuş bir kitap
"Ay Işığında Hikâyeler" çıktı...
Mustafa Çifci AşkYazarı çok teşekkür ederim 😇 arka kapak yazısı için. Emeğinize sağlık
🙏 🙏 🙏
“Yaşamın en büyük hüzünlü yanı insanın kendisini anlayabilecek, olduğu gibi kabul edebilecek, karşılıksız sevebilecek insanları bulabilmesidir. Bu her zaman kolay olmaz. Çünkü hiç birimiz sevdiğimiz kadar