Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
148 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
İki arkadaş, iki Brahman oğlu Siddartha ve Govinda’nın bilgeliği öğrenmek, ona ulaşmak ve hayatın anlamını bulmak adına yollara düştüğü bir hikaye. (Brahman, Hint felsefesi geleneğinde, hem içkin hem de aşkın olan, hem evrende ve hem de kendisinde var olan en yüksek varlığa kendisiyle birleşmenin nihai ve en yüksek hedef olarak addedildiği dünya ruhudur. Ayrıca; Hindistan’daki dört kastın ilki olan kast, din adamları kastı.) Gençken başladıkları bu arayış, kitapta yaşlanıncaya kadar işlenmiş ve bu yolda Budizm, Samanalar, Çileciler gibi bir çok farklı felsefe ve arayış ile tanışıyorlar. Yazarın Doğu edebiyatı ve mistisizmine düşkünlüğü ve Doğu felsefesine merakı, ayrıca daha önceki tecrübe ve maraklarından sonra zenginleştiği söylenen şiirsel iç dünyası, kitabın her cümlesine ve her kelimesine de sirayet etmiş. Kitabın şiirsel yazım anlayışı, alışkın olmayanlar için başlarda biraz tuaf ya da sıkıcı gelebilir ama okudukça farkında olmadan alışıyorsunuz. Zaman zaman durağanlaşsa da keyifli bir kitaptı. Yaklaşık son 20 sayfası ve özellikle yine bu bölümde geçen Nirvana üzerine yazılan kısımlar bana göre en keyifli iki bölümdü. İmrendiğimden mi yoksa onun gibi olabilme hayalinden mi bilmem, ben en çok Vasudeva karakterini sevdim. En beğendiğim alıntı ise; “Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez.” oldu.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
Geleneksel Metafizik Nihai Gerçeklikten ya mutlak olan Aşkın ya da mutlak olan İçkin olarak sözeder. (-ki bunlar aynıdır, çünkü Brahman Atman ile aynıdır-) Ancak Hint metafiziği daha çok içkin dilini kullanırken, İslam metafiziği aşkın dilini kullanır, fakat biri diğerini dışlamaz. Dipnot14
Sayfa 58 - insan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşkın Brahman, maya olarak adlandırılan incelenemez kudretiyle, İçkin Brahman haline gelir. O, her an iyiliğini, felakete uğradıklarında ona dua eden kimselere bağışlar, Kişisel Tanrı olur. O, değişik dinlerde Gökteki Baba, Yehova, Allah ya da İşvara olarak adlandırılan İçkin Brahman'dır. Evreni yaratmış olan, onun devamını sağlayan ve sonunda onun içine karışan O'dur. Yaratma, koruma ve yok etme İçkin Brahman'ın ya da Kişisel Tanrı'nın etkinlikleridir.
Dolayısıyla aşkın bir bakış açısından bakıldığında/ Brahman'dan daha başka bir evren yoktur. Brahman, nedensellikten bağımsız olduğundan burada yaratılış sorgulanmaz. Hiçbir şey hiçbir zaman yaratılmamıştır.
Bana kalırsa, Tanrı'nın insanları değil, insanların Tanrı'yı yarattığı yönünde ilginç bulgular vardır. Örneğin ABD'de 20.yüzyılda doğmuş olmanız halinde, Yahve'nin evreni yarattığına, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen bir varlık olduğuna ve Nasıra'lı İsa aracılığıyla insan bedenine büründüğüne inanan bir Hıristiyan olma ihtimaliniz çok yüksektir. Hindistan'da 20.yüzyilda doğmuş olmanız halinde, Brahman'nın bütün madde, enerji, zaman ve mekanın değişmez, sonsuz ve aşkın yaratıcısı olduğuna ve Hindistan'da en çok tapınılan mavi fil tanrı Ganeşa aracılığıyla insan bedenine büründüğüne inanan bir Hindu olma ihtimaliniz çok yüksektir. Mars'tan gelen bir antropolog için, bu analiz düzeyinde bütün dünya dinleri arasında hiçbir ayrım yoktur.
Sayfa 193 - AlfaKitabı okudu
"Din, İnsanın Mutlak Sonu'na ilişkin bilinçli ve zekice meşgalesi, içkin Tao ya da Logos'un, aşkın Tanrı ya da Brahman'ın birleştirici bilgisi olurdu, der.
Sayfa 266 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Amak-ı Hayal, Filibeli Ahmed Hilmi tarafından 1910 yılında yazılmış olan, Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanıdır. Bu özelliklerinin yanı sıra eser bilhassa tasavvufi içerikler muhteva etmektedir ve temelde sufi metafiziğinin başlıca düşüncelerinden "vahdet-i vücud" düşüncesini ele almaktadır. Vahdet-i vücud inancına göre
A’mak-ı Hayal
A’mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Ketebe Yayınları · 202116,8bin okunma
Son söz
1946 tarihli önsözde Huxley, romanı yeniden yazacak olsa Vahşi'ye üçüncü bir seçenek; ekonominin merkezsiz, politikanm anarşist, bilim ve teknolojinin insanlığı baskı altına almak yerine, ona hizmet etmek için kullanılacağı bir toplulukta yaşama seçeneği sunacağını açıklar. "Din, Insanın Mutlak Sonuna ilişkin bilinçli ve zekice meşgalesi, içkin Tao ya da Logos'un, aşkın Tanrı ya da Brahman'ın birleştirici bilgisi olurdu," der. Okuyucular olarak romanda bu satırlanı gözden geçirip değiştirmediği için Huxley'e müteşekkir olmalıyız, çünkü eğer öyle yapsaydı, Cesur Yeni Dünya, kuşkusuz, uzun süreli cazibesini yitirirdi. Paradoksal biçimde, Cesur Yeni Dünya'nın bir yirminci yüzyil klasiği olma özelliğini güvenceleyen şey, 1931'de Britanya'yla Huxley'yi kuşatan ve romanının derin çift yönlülüğünü doğuran kaygı ile belirsizliklerdir.
Sayfa 266Kitabı okudu
272 syf.
·
Puan vermedi
sonsöz (veya cesur yeni dünya üzerine) david bradshaw (syf: 371-282) ilk olarak 1932'de yayınlanan cesur yeni dünya "F.S. 632'de, bu istikrar yılında" geçmektedir -yani amerikan araba kodamanı henry Ford (1863-1947)'un gelişinden 632 yıl sonra; henry ford ki onun çok başarılı olan T Modeli (1908-1927) taşıma bandı ve
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,3bin okunma
148 syf.
·
Puan vermedi
Kitap tüm dünyada Buddha olarak tanınan Siddhartha Gautama’nın hayatını ve Budizm’in ilk yıllarını konu edinmiştir. Bu yönüyle, Budizmle ilgili önemli bilgiler vermesinin yanı sıra kanımca genel anlamda mesajlar çıkarmak da mümkün. Kitapta mükemmel bir Brahman olan Siddhartha’nın kendi Atman’ına ulaşmak için çıktığı yolculukta çeşitli durumlar
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
Reklam
148 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7755 günde okudu
Kendini Bulmak...
Siddhartha, daha çocukken hayatın anne-baba sevgisinden, saraylı olmaktan çok daha fazlası olduğunu idrak etmiş ve içindeki "ben"i arayışa koyulmuş bir prens. Sürüye ait koyun olmayı reddedip, tüm sahip olduklarını elinin tersiyle iterek, hatta babasına bile karşı koyarak çileci gezginlerin arasına katılır Brahman'ın oğlu
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
1946 tarihli önsözde Huxley, romanı yeniden yazacak olsa Vahşi'ye üçüncü bir seçenek; ekonominin merkezsiz, politikanın anarşist, bilim ve teknolojinin insanlığı baskı altına almak yerine, ona hizmet etmek için kullanılacağı bir toplulukta yaşama seçeneği sunacak idiğini açıklar. "Din, insanın Mutlak Sonu'na ilişkin bilinçli ve zekice meşgalesi, içkin Tao ya da Logos'un, aşkın Tanrı ya da Brahman'ın birleştirici bilgisi olurdu," der. Okuyucular olarak romanda bu satırları gözden geçirip değiştirmediği için Huxley'e müteşekkir olmalıyız, çünkü eğer öyle yapsaydı, Cesur Yeni Dünya, kuşkusuz, uzun süreli cazibesini yitirirdi. Paradoksal biçimde, Cesur Yeni Dünya'nın bir yirminci yüzyıl klasiği olma özelliğini güvenceleyen şey, 1931'de Britanya'yla Huxley'i kuşatan ve romanının derin çift yönlülüğünü doğuran kaygı ile belirsizliklerdir.
1946 tarihli önsözde Huxley, romanı yeniden yazacak olsa Vahşi'ye üçüncü bir seçenek; ekonominin merkezsiz, politikanın anarşist, bilim ve teknolojinin insanlığı baskı altına almak yerine, ona hizmet etmek için kullanılacağı bir toplulukta yaşama seçeneği sunacak idiğini açıklar. "Din, insanın Mutlak Sonu'na ilişkin bilinçli ve zekice meşgalesi, içkin Tao ya da Logos'un, aşkın Tanrı ya da Brahman'ın birleştirici bilgisi olurdu," der. Okuyucular olarak romanda bu satırları gözden geçirip değiştirmediği için Huxley'e müteşekkir olmalıyız, çünkü eğer öyle yapsaydı, Cesur Yeni Dünya, kuşkusuz, uzun süreli cazibesini yitirirdi. Paradoksal biçimde, Cesur Yeni Dünya'nın bir yirminci yüzyıl klasiği olma özelliğini güvenceleyen şey, 1931'de Britanya'yla Huxley'i kuşatan ve romanının derin çift yönlülüğünü doğuran kaygı ile belirsizliklerdir.
Yoni Mudra: Sessizliğin Sesi Tuzun suda erimesi ve kafurun ateş alması gibi, böylece benlik Ebedi'de çözülür. - Hindu Atasözü -=- Yoganın ebedi, asırlık yolu, kişinin bunu yapmamasına izin veren tekniklere sahiptir. . 'illüzyondan kaçmalıyız (Maya)Biz buna yaşam diyoruz, ama kendi içinde, aşkın bilincin yanan lambasının bulunabileceği gerçek bir iç gerçekliğe kaçmak için. Yoga'yı kendi zihinlerimizin mağaralarını daha derinlemesine araştırmak için kullanırken, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak öz-yeniden bütünleşmeyi deneyimleyene kadar kendi varlığımızın özüne yaklaşırız. İçine dönme tekniklerinden biri de Yoni Mudra'dır. "Yoni" anlamına gelir - 'rahim veya kaynak. "Bu referans, kaynak olarak Mutlak'a veya Brahman'adır. ::>ftüm varoluş. Bu durumda "Mudra" kelimesi, "zihin üzerinde etkisi olan" fiziksel bir uygulamayı ifade eder. Yoni Mudra da çağrıldıSanmukhi - San" "altı" anlamına gelir ve "mukhi" "delik veya ağız" anlamına gelir) LXvücut açıklıkları (yani gözler, kulaklar, burun, ağız, anüs ve genital açıklık) ile kapalı. Bir diğer klasik isim ise Parang Mukhi'dir. "Parang" bir dönüş öneriyor i1gdış dünyadan uzaklaşma ve duyuların kapanmasıyla sonuçlanan ?ratyahara (geri çekilme hissi).
Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.