İnsan bilincinin köklü bir dönüşümden geçebilmesi mümkündür. Hindu ve bazı Budizm öğretilende, bu dönüşüme aydınlanma adı verilir. İsa'nın öğretilerinde, buna kurtuluş, Budizm de ise ıstırabın sonu denir. Bu dönüşümü tanımlamak için özgürleşme ve uyanış gibi terimler de terimler de kullanılmaktadır.
İnsan deliliğini fark edip kabul etmesi, doğal olarak bu deliliğin kendisini belli ettiğini ve dolayısıyla da iyileşmenin ve sınırları aşmanın bağladığını göstermektedir.
Ekoller veya hareketler, işte bu insanların sayesinde gelişmiştir. Erken dönem ve Orta çağ Hıristiyanlık dünyasındaki gnostik ve mistik akımlar, İslamiyet'teki Sufizm, Musevilikte Hasidizm ve Kabala, Hinduizm'deki Advaita Vedanta, Budizm de Dzogchen büyük Tamlık öğretisi ve zen felsefesi de böyle doğmuştur.
Bu öğretilerin büyük çoğunluğu yerleşmiş geleneklere karşı çıkan, put kırıcı öğretilerdi bunlar başka seslere kulak tıkayan kavram katmanlarını ve inanç yapılarını sıyırıp attıkları için, kök salmış dinsel hiyerarşiler tarafından şüpheyle ve genellikle düşmanca karşılanmışlardır. Örgün dinlerin tersine, bu öğretiler daha çok sorgulamayı ve içsel dönüşümü vurguluyorlardı.
Var Olmanın Gücü
Eckhart Tolle