Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aynı dili konuşmak için onlarca alfabe öğrenmenin hiç gereği yoktu aslında. Sonuçta dünyanın alfabesi tek, konuşulan dilse aynıydı! Onun adı, insancaydı...
Reklam
Cinsiyet farklılığı dili belirler ve dil tarafından da belirlenir. Bu farklılık yalnızca zamir ve iyelik sıfatları sistemini belirlemekle kalmaz, aynı zamanda sözcüklerin cinsiyetlerini ve dilbilgisel sınıflamalardaki dağılımını da belirler: Canlı/cansız, somut/soyut, eril/dişil gibi. Doğa ve kültürün kavşak noktasında konumlanır. Ancak ataerkil uygarlıklar dişil olanı öylesine değersizleştirdiler ki bu uygarlıkların yaptığı gerçeklik ve dünya betimi doğruluktan uzaklaştı. Bu yüzden dişil olan, dilimizde farklı bir olarak varlığını sürdürmek yerine, eril olmayan, bir başka deyişle var olmayan soyut bir gerçeklik haline geldi. Bir kadının kendini kelimenin tam anlamında cinsel alana hapsedilmiş bulunmasına benzer şekilde, dişil gramer türü de öznel bir ifade olarak yok edildi ve kadınlara ilişkin sözcük dağarcığı, kadını eril özneye bağlı bir nesne olarak tanımlayan değersizleştirici ve küçümseyici sözcüklerden oluşturuldu. Bu yüzden kadın olarak konuşma ve işitilmede kadınlar bu denli zorluk çekmektedir. Kadınlar ataerkil düzen tarafından dışlandı ve yok sayıldı. Bu yüzden hem kadın olup hem de tutarlı ve akılcı tarzda konuşmak mümkün değildir
Sayfa 18 - İmge Kitabevi, Kasım 2006, Çevirenler: Sabri Büyükdüvenci ve Nilgün TukalKitabı okudu
"Kimse beni anlamıyor oysa birçok dil biliyorum... Ama bazen aynı dili konuşmak yetmiyor."
Nazlı Alaca KarabeyKitabı okudu
Reklam
Neoliberalizm dogması klasik siyaseti kadük kıldı. Milletvekilleri güçsüzleşti; tek yapabildikleri konuşmak. Medya da aynı boş, anlamsız dili benimsedi.
Sayfa 94
''Cinsiyet farklılığı dili belirler ve dil tarafından da belirlenir. Bu farklılık yalnızca zamir ve iyelik sıfatları sistemini belirlemekle kalmaz, aynı zamanda sözcüklerin cinsiyetlerini ve dilbilgisel sınıflamalardaki dağılımını da belirler: Canlı/cansız, somut/soyut, eril/dişil gibi. Doğa ve kültürün kavşak noktasında konumlanır. Ancak ataerkil uygarlıklar dişil olanı öylesine değersizleştirdiler ki bu uygarlıkların yaptığı gerçeklik ve dünya betimi doğruluktan uzaklaştı. Bu yüzden dişil olan, dilimizde farklı bir olarak varlığını sürdürmek yerine, eril olmayan, bir başka deyişle var olmayan soyut bir gerçeklik haline geldi. Bir kadının kendini kelimenin tam anlamında cinsel alana hapsedilmiş bulunmasına benzer şekilde, dişil gramer türü de öznel bir ifade olarak yok edildi ve kadınlara ilişkin sözcük dağarcığı, kadını eril özneye bağlı bir nesne olarak tanımlayan değersizleştirici ve küçümseyici sözcüklerden oluşturuldu. Bu yüzden kadın olarak konuşma ve işitilmede kadınlar bu denli zorluk çekmektedir. Kadınlar ataerkil düzen tarafından dışlandı ve yok sayıldı. Bu yüzden hem kadın olup hem de tutarlı ve akılcı tarzda konuşmak mümkün değildir.''
Aynı kelimelerle aynı dili konuşmak aynı fikirlerle aynı şeyleri düşünmeye delalettir ki bu da azımsanacak bir durum değildir.
DİLSİZ YÜREK I
Yorulma yüreğim! Aynı dili konuşmak yetmez, birbirini anlamak için; yürek dilini anlayamadıktan sonra! DİLSİZ YÜREK I SERAP AKAY AĞIRMAN
Sayfa 152 - SERAP AKAY AĞIRMANKitabı okudu
Reklam
....... Dil bilgisi ile ne yapacaklardı ? Zaten hepsi aynı dili konuşuyordu ve konuşmak anlaşılır olmak dışında hiçbir kaygının ürünü değildi. ........
Aynı Dili Konuşmak
Aradın, ama ben doğru dürüst konuşamadım - "etrafında biriler mi var?" diye sordun, doğru bildin... Çünkü konuşma biçimim, senin ile benim yanyana, başbaşa olduğumuzdaki biçim değildi.
Bu ne gibi biliyor musun; aynı dili konuşan insanların sayısı gittikçe azalır ya, bir gün konuşmak istesen bile o dili bilen insan kalmaz ya dünyada…
Aynı Dili Konuşmak
Şehzade, çingenenin kızına âşık olmuş, padişah babasını da ikna etmiş, gitmişler derme çatma eve. Dışarıda yeniçeriler, kapıkulu askerleri, vezirler, ihtişam. Padişah: "Allah'ın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz" demiş. Çingene sinirle kalkmış ayağa: – Benim size verecek kızım yok, yürüyün gidin lan! Herkes şokta, padişah kıpkırmızı, şehzade, "Ne olur baba, seviyorum, boynunu vurdurma lütfen." Padişah oğlunun hatırına yürümüş çıkmış. Sarayda konuşmuşlar "Ne yapalım, ne yapalım?" Biri demiş ki: – Bizim başmabeyinci çingendir. O gitsin, birbirlerini anlarlar. Başmabeyinci gitmiş eve, yanında şehzade. – Lan şerefsiz, dümbük, padişah kızı istemiş, niye vermedin dürzü, senin taa... Çingene babanın yüzüne bir gülümseme gelmiş: – Böyle adam gibi isteseydi verirdik, tamamdır şimdi evlensinler. Hayırlı olsun!
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.