Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gönül Haresi
Deniz uzakta değildi. Belki de odanın içindeydi. Puhu kuşu dünyayı uykulara boyamıştı. Perçem Çayı, sarmaşık köprülerle iki yakasını seviyordu. Ay ışığı, göğsünde bir bir murat mahyasıydı. Yıldızlar tanrıyla konuşuyordu. Saçların ormanların uğuldusu, topuklarında Hafız’ın bahçesi, kırmızı bir zaman oluyordu ağzın. Şarabın Samanyolu, içimdeki arzuyu kekeme bir merhamete çeviriyordu. Ayrılık bir kuyu suyuydu henüz. Üstündeki tüllerden çıplak bir sesle döndün: ”Hayatın gecesi, lambasını da beraberinde getirir.” Kirpiklerinden, dudaklarına, uzak ıssız yollar düşüyordu. Bunu çok erken biliyordum ben. Sevgisiz kadınlardan, soğumuş erkeklerden, evler ölüsü çocuklardan biliyordum. Gülümseyen bir acıyla tutundum soluğuna. Ey gönül haresi keder, insan kendinden ne kadar uzağa gider.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Bağbozumu Şarkıları
Bağbozumu Şarkıları
Ey kıyâmet gönlüme sorma hesâbın cevrinin Elli bin yıldan uzundur bir şeb-i hicrân âna Ey sevgili, acılarının hesabını gönlüme sorma, Elli bin yıldan uzundur, bir ayrılık gecesi ona. Ahmed Paşa
Reklam
Bir şey söylemeden gidenler Bir şey söyleyip de unutanlar Sokak köpeklerinin ıslık çalan gecesi Ağaçların sabah rüyası yollar boyunca Yoksulluğun çarşılarda döktüğü yaprak Ayrılık dedim, kavuşma dedim "İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi" dedim.
zaman olmuştur ki belki sonbahar belki akşam tepeden tırnağa yıldız belki haziran gecesi sanki bir hayal oturmuş o tenha piyanoya
Sayfa 38 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yüzünde bulurum ilham ışığı, sen ki bir sabah rüzgarı,sonsuz günlerimin doğan güneşisi,şu ölümlü dünyanın çöl gülü o çöl'e bir yağmursun hür bir bahçe bülbülü son ağlayan gözümsün ağlayan gözüme merhemsin ruhuma esen sonbahar rüzgarı sonbahar mevsimin de bahar mevsimini yaşatanımsın ey gönlümün çılgın aşığı bu ölümlü sana düşkün,ayrılık gecesi bırakma uyanır ızdırabım gönül çekici yüzüne,kalbe ferah veren sesine,hasret tahlihsizim Cemre Erkara.
Kalk gidelim kadınlar balladı
sabit dudak ruju epeyce telefon kirpikleri devirip göğüs geçirmeler burnu rendelenmiş memeleri silikon ağızlıkla çakmağın alevini içmeler yarı ömrü meyhane yarısı berber aşk faslını unuttuk hay Allah pardon yuvası aşk yuvası görkemli salon kapısı vızır vızır spor mercedes’ler zar saydamı bluz bluejean pantolon kadın erkek farketmez asıl olan çekler lafı hiç uzatmaz sevişmeye geçer az buz kazanmıyor gecesi üç milyon kalk gidelim kadınları bu ne ilk ne son
Reklam
Bir eski okurumuzu görünce aklıma bu şiir geldi
HOŞ GELDİN Hoş geldin! Kesilmiş bir kol gibi omuz başımızdaydı boşluğun... Hoş geldin! Ayrılık uzun sürdü. Özledik. Gözledik... Hoş geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan ayırmakta... Hoş geldin. Yerin hazır. Hoş geldin. Dinleyip diyecek çok. Fakat uzun söze vaktimiz yok. YÜRÜYELİM..... N.Hikmet 1932 Birinciteşrin 5, Çarşamba gecesi
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
Kış gecesi ıssız sokakta üşürken Yüreğinde çöl ateşini hissetmektir ayrılık Bir gayeye yönelip doğru yolda yürürken Nereye gittiğini bilememektir ayrılık
Ayrılık gecesi kanlara garkolan göz, gene sabah yüzü gördü.
Sayfa 370 - 2. defter, b.: 3094
Reklam
Ve parlak yıldızlar olacağız. Özgür bırakıldı sevgi, Ve ayrılık da yok bundan böyle. Yaşam, tüm gücüyle, Dalgalanmakta sonsuz bir deniz gibi. Hazzın yalnızca tek bir gecesi- Sonsuz bir şiir-
Aşk mı sevgi mi?
Yıllarca hep tartışıldı,aşk geçici, sevgi kalıcı diye.Bu hikayeyi çok değerli bir dostumla ele aldık.Aşktan darbe aldığı için aşkın geçici olduğunu dile getirdi.Bende Şair olarak her ne kadar sevgi kalıcı olsa da aşktan yana tavır takındım. Sevgi de aşkın bir alt dalı. Bir zaman sonra Sevgi aşka der ki :Ey beni uçuruma iten illet,senden ayrılıp gönüllere el sallamak istiyorum.Aşk, bu söz üzerine Sevgiyi alt dal olmaktan çıkarır. İki düşman gibi yaşarlar. Neyse aşk halk dilinde 3 harfliler gibi kılık değiştiren tuhaf bir şey. Sevgi artık insanların gönlünü feth eder. Aşk ise uzaktan bakar sevginin bu hallerine. Hak verir sevgiye. Sevgi,aşka der ki;Gel vazgeç bu inadından. Aşk,gurur yapar kendini karamsarlığa iter. Sevgi bu duruma bayağı üzülür. Elinden de pek bir şey gelmez. Yolları ayrılmak üzere iken Sevgi aşka der :Biz ayrılmaz ikiliyiz. Sen yoksan benim var olmamın bir anlamı yok. Tamam, belki sen insanları uçuruma sürüklüyorsun ama senin suçun değil ki bu. Seni böyle bildi insanlar ve sen değişmek istemedin. Aşk ise sevgiye :Benim var olmam da senin payın büyük belki ben arada gidip geliyorum ama sen hep olacaksın. Son olarak insanlar düştükleri durumdan aşkı hedef alırlar ve ayrılık,karamsarlık,melankolik üzerine şiirler yazılır. Ve bu da demek oluyor ki sevgi her ne kadar kalıcı olsa da şiirlerde hep aşk konusu işleniyor. Bu yüzden Aşk şiirlerin hem derdi hem dermanı,hem yarası hem sargısı,hem umudu hem sonu,hem gecesi hem gündüzü,hem varlığı hem yokluğu...🍁🍁
Emin Yalçın
Emin Yalçın
636 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.