YouTube kitap kanalımdaki Azerbaycan edebiyatı videosunda bu muhteşem kitabı önerdim: ytbe.one/FM7RoOXGSok
Azerbaycan edebiyatında savaşın vahşetini anlatan bir kitap buldum! İşte o kitap
Hikâye içinde hikâye içinde hikâye...
İsmail Abi'nin deyişiyle "Olaylar olaylar!"
***
Aşina olduğum bu kalemi okumanın sevinci, tekrarının ne zaman olacağına dair bekleyiş ve belirsizliğin hüznü. Kendisi de diyor ya, "Beni umutsuzluktan ziyade belirsizlik çürütüyor. (Sf. 379)"
***
Butimar, Uzakların Şarkısı ve Dünyasızlar.
1990 Senesinin Ocak ayında 19'u 20'ye bağlayan gecede Sovyet tankları, Bakü sokaklarında azadlık yürüyüşü yapan kalabalığın üzerine acımasızca ateş açtı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 137 Azerbaycan Türkü katledildi. 700 den fazla kişi de yaralandı.
Tek suçları TÜRK olmaktı. 🥀
Azerbaycan’ın eski ikinci Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey’in, bir İngiliz gazeteci ile gerçekleştirdiği röportaj sırasında, ‘Bozkurt neden Türklerin simgesi’ şeklindeki soruya, bütün Türk dünyasının takdirini toplayan bir cevap veriyor:
Konuşma sırasında İngiliz televizyoncunun dikkatini duvardaki Hilâl ve Bozkurt çeker.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey’e bunun ne olduğunu sorar:
”O Bozkurt’tur.” der Elçibey ve ekler.
”O gördüğünüz Türk Milleti’nin sembolüdür, totemidir.”
İngiliz televizyoncu biraz düşündükten sonra özür dileyerek tekrar sorar;
”Ne için kendinize vahşi ve yırtıcı bir hayvanı sembol olarak seçtiniz?
Elçibey’in cevabı:
”İngilizler’in sembolü olan aslan, hayvanların kralıdır değil mi?
Ancak bu kral dediğiniz hayvana sirklerde 3 kg sosis verip yanan halkaların içinden sağa sola zıplatırsınız.
Vahşi ve yırtıcı dediğiniz Bozkurt’a bunu yaptıramazsınız.
O, özgürlüğünü ve onurunu hiçbir şeye değişmez.
Bozkurt’u zincire vurup kafese atsanız bile ya üzüntüden ölür ya da zincir ve kafesi parçalayıp gider.
Onu yok edebilirsiniz.
Onu öldürebilirsiniz ama sindirip esir edemezsiniz.
Bozkurt'u kendinize tâbi kılamazsınız.
İşte bu nedenle Türkler kendilerine mücadele sembolü olarak Bozkurt’u seçmiştir.”
🐺🇹🇷👏🏻
Kaynak: yazar
Merhaba. Türkiye türkçesinde yazacağım, çünkü kütüphaneciler tarafından da anlaşılır olmak istiyorum. Burada olduğum 2 buçuk yılda bir çok kitabı kütüphaneye ekleme isteğinde bulundum. Ve teşekkür ederim, İSBN kodu verdiğim gibi çözüme ulaştı. Ve zaman zaman yazarlar kısmında takılıp durduğum oldu. Benim bildiğim hani uygulama Türk uygulaması ya, hani Türkiye türkçesinde yazar isimleri orijinaline sadık kalınarak kaydediliyor ya, buna okuduğum bir çok kitapta da rasladım. Peki anlamadığım, neden Azerbaycan yazarlarının büyük çoğunluğunun ismi çevirilmiş hatta evrilmiş olarak eklenmiş? Bunun hatası yazarı uygulamaya ekleten kişilerde de olabilir, ekleyen kütüphanecilerde de. Neden iletide buna değiniyorum? Çünkü bir çok kütüphaneciye bu konuda istekte bulundum, cevap olarak moderatörlerin bu konudaki tutumu: "Açıklama kısmında tam adı var." Benim anlamadığım, bir insanın kaç ismi olur? Heleki bu, bir ülkenin yazarına aitse? Dikkatinizi çekmek isterim ki, alıntıları paylaştığımızda, okuma kayıtlarında tam adı değil, kayda geçirilen ismiyle görünüyor okurlara. Ve çok az okur açıklamaları okuyor. Lütfen, Azerbaycan yazarları isimleri konusunda daha dikkatli olalım. Ve yanlış eklenen yazar isimleri düzeltilsin.
Bir ülkenin değeri onun söz ve sanatıyla, yazarıyla da bilinir. Saygı ve sevgi rica ediyorum.
Çingiz Abdullayev #Edit: Çözümlendi✅Umarım diğerleri de çözüme ulaşır en kısa zamanda.
Hocalı Katliamı, insanlık tarihinin en acı dolu olaylarından biridir. Binlerce sivil, Azerbaycan'ın Hocalı şehrinde gerçekleşen bu katliamda hayatını kaybetmiştir. Zori Balayan'ın küçük çocuklara yaptığı işkenceler, bu katliamın sadece bir örneğidir. İnsanlık dışı davranışlar ve işkenceler kabul edilemez ve hatırlanmaları, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için önemlidir. Bu olayların hatırlanması, insanların bilgilendirilmesi ve adaletin sağlanması için mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur❗️
#Hocalıkatliamı #insanlıkdışı #Hocalıanısına
Değerli 1k okurları.
Bir açıklama yazmak mecburiyeti hissettim de. Ben Azerbaycanlıyım ve Azerbaycanda yaşıyorum. Yani Türkiyeyle tek bağım kardeş ülke olması ve 1k. Ben TDK dersleri almadım. Yani Türkçeyi kendimi eğiterek çözdüm. Konuşmasıyla, yazım ve imla hatalarıyla. Doğal olarak bazen imla hatalarım olmuş olabilir.
NEDEN TÜRKÇE YAZIYORUM?
Çünkü 1k bana ilham oldu. Burada bir çok Türkiyeli arkadaşlarım, sevdiklerim var. Ve genel okurlar Türk diliyle birbiriyle anlaşıyorlar. Azerbaycan dilinde de yazıyorum bazen. Okuduğum kitaplar da oluyor. İlk başlarda Rus dilinden de paylaşımlarım oldu ama, büyük tepkiler aldım. O ayrı bi konu da. İşte imla hatalarımı yoruma doğru düzgün yazanlara minnettarım. Bazen klavye hataları da oluyordur. Klavyelerle başım dertte.
Şuan büyük bir çabayla: y-ğ harflerinin imlası üzerine çalışıyorum. Yıldızımız bir türlü barışmadı da. Arkadaşım sağ olsun, ışık tuttu yoluma. Onu da çözeceğim yakında.
Not geçmeden edemeyeceğim;
Bana imla hatalarımda önyargıyla yaklaşanlar: Siz Azerbaycan dilinde tek bir kitap okudunuz mu? Tek bir ileti attınız mı? Benden beklediğiniz hassasiyeti siz gösterdiniz mi? Ha derseniz ki, senden Türkçe yazmanı isteyen mi var? Hayır! Bu benim isteğim. Lütfen, saygı duyun. Varsa imla hatam, usulca söylersiniz, düzeltirim.
Dikkatiniz için teşekkür ederim.😇