Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dilimizdeki "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz" sözünün aslı muhtemelen "Ane gibi yar; Bağdat gibi diyar olmaz." şeklindedir. Çünkü sözün aslındaki Ane kelimesi, Bağdat yakınlarındaki sarp bir uçurumun kuşattığı dik bir geçidin adıdır. Bağdat gibi güzel şehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaralı) yar (uçurum) olmaz, demeye gelir.
Bin uşakla harlasalar ateşi Yine dönüşür ibrahim'e gül Yanmaktadır,yakılmaktadır Kor olmuştur yürekler Yeter ihya için bir selamın Bağdat ile Şam'a gül - Özdemir Asaf/A.Halet Çelebi
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Batı'nın Bağdat Kütüphanesi....
Avrupa kıtası genel olarak Orta Çağ'da Karanlık bir gelişim çizgisin de iken İspanya ve Portekiz aksi bir düzlemde ilerliyordu. Abbasilerin başkaldırısı ile Ortadoğu ve Hicaz havzasında otoritesini kaybeden ve kaçan Emevi hanedan mensupları İspanya topraklarında ( fetihler daha önce başladı Tarık Bin Ziyad komutasında) Endülüs Emevi devletini kurarak Batı Avrupa'da bilimsel anlamda gelişimin temelini attıkları gibi merkezi otoritesi güçlü bir devlet kurdular. Yaklaşık olarak 700 küsür yıl tarih sahnesinde kalan Endülüs Emevi devleti Avrupa için bulunmaz bir hint kumaşı olmuştur. Mağribiler, Afrikalılar ve Araplar önderliğinde oluşturulan yönetim anlayışı genel olarak merkezi otoritenin sultanlar öldükçe sarsıldığı fakat Avrupa'nın içinde bulunduğu kaotik ortam sayesinde dış bir düşman tarafından yıkılmadığı kritik dönemlerde yaşadı. Emeviler, Hıristiyanlara göre daha merhametli olurken Hıristiyanlarda böyle bir şey söz konusu değil. Toplu katliamları ile İsabelle ve Ferdinand tarihte zalim yöneticiler olarak yerini aldı. Endülüs'ün düşmesi ve sonrası da Morisko olacak olan İspanyol Müslümanlar ile diğer etnik unsurların buradan sürülmesi ve yer yer katledilmesi İspanya'nın bugün ki gelişimi de dahil birçok olgusunu çok olumsuz yönde etkileyecektir. Kardinaller ele geçirdikleri Arapça kitapları tıpkı Hülagü'nün Bağdat'a girdiğinde efsanevi Bağdat kütüphanesini yakması gibi yapacak ve İspanyolların çok uzun bir süre karanlığa gömülmelerine neden olacak. Endülüslerle ilgili çok spesifik bilgiler edineceğiniz bu güzel eseri merakı olanlara tavsiye ederim.
Endülüs: Arapların İspanyayı Fethi ve Sonrası
Endülüs: Arapların İspanyayı Fethi ve SonrasıArthur Gilman · Say Yayınları · 015 okunma
Ahmet Haşim – Merdiven Şiiri
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak… Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller, Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… Ahmet Haşim (1887, Bağdat – 4 Haziran 1933, Kadıköy)
sen yenisin galiba; sözcüklerin akşamdan kalma dünyada… kendini yaşayacağın içten bir köşe yok omzunda eskimiş kuşlar, dilinde radikal bir rüzgâr gülcü çocuk, hayallerinde cimrisin, diyor sana sen yenisin galiba, ürkekliğin yabansı ve yabancı cümle kurmakta gecikiyorsun, harflerin serçe sen yenisin galiba; âşığa bağdat soruyorsun sen yenisin
Son iki söz. Önce; alınma ama, çok farklı türde yalan söyleme. Hepsini hatırlayıp rol yapmak zor olur. Bu konunun üstadı olduğunu biliyorum...
Reklam
Dünya politikasına fazla kafa yorduğunu sanmıyorum. Bu da aslında iyi, çünkü Hamlet' in pek akıllıca dediği gibi, ' iyi ya da kötü yoktur, düşüncemiz onları öyle yapar.'
Dilimizdeki "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz." sözünün aslı muhtemelen "Ane gibi yar; Bağdat gibi diyar olmaz." şeklindedir. Çünkü sözün aslındaki Ane kelimesi, Bağdat yakınlarındaki sarp bir uçurumun kuşattığı dik bir geçidin adıdır. Bağdat gibi (güzel) şehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaralı) yar (uçurum) olmaz, demeye gelir. Ancak siz Bağdat'ın Osmanlı Türk'ü için önemine bakınız ki oradaki Ane'yi anne yapıvermiş. Tıpkı "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." sözüyle Bağdat'ın eskiden beri bir ilim merkezi olduğunun altının çizilmesi gibi.
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Müderris kelimesi Arapça "derese" kökünden gelir. "Belirli bir tahsilden sonra icâzet, mülâzemet ve beratla medreselerde ders veren kimselere müderris denir." Müderris, medrese personelinin en önde gelen şahsiyetidir. Özellikle Selçuklu medreselerinde müderris o kadar önemlidir ki medrese; orada müderrislik yapacak olan kişi adına inşa ettirilirdi. Bağdat ve Nîşâbur nizâmiyelerinin aynı düşünce ile müderrisler adına inşa ettirildiği bilinmektedir. Bu durum. dönemin anlayışının gereği olduğu kadar, müderrise ne kadar önem verildiğini göstermesi bakımından da önemlidir.
Reklam
Nizamülmülk'ün Haşhaşiler tarafından öldürülmesi
Melikşah ikinci defa Bağdat'a giderken Nizamülmülk de onu takip etti ve bu yolculuk sırasında Nihavend yakınındaki Suhne mevkiinde bir Batıni fedaisi tarafından katledildi (14 Ekim 1092).
Dünyanın üç yerinde geleceğe çıkan zaman tünelleri varmış ve bu tünellerden her birinin yanında bu mezhebe mensup olanların gizlice ibadet ettikleri tapınakları: Bağdat , İstanbul ve Kudüs…
Sayfa 355Kitabı okudu
Mürekkeple mezara kadar..
Bir âlimi bir halkada öğretici görürsün, öbür halkada öğrenci. Ahmed bin Hanbel Bağdat sokaklarında ilim halkasından bir diğerine koşarmış. Biri sormuş: Ne zamana kadar koşacaksın? Cevaben: Ölüme kadar, demiş.
Efsaneye göre bir gece El Memun rüyasında Aristo'yu gördü. Bu rüya genç halifeyi o kadar etkiledi ki o vakitten sonra şehrinde bilimsel araştırmalara ve daha fazla bilgin ağırlamaya daha çok önem verdi. Böylece 832 yılında Bağdat kütüphanesi bilimsel bilgilerin korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan bir kurum meydana getirdi. İşlevsel açıdan İskenderiye Museion'unu hatırlatan bu kurum Bilgelik Evi anlamında Beytü'l Hikmet adını aldı.
Yalnızca kendi ceplerini doldurmak için ortaya çıkanlar pek zarar veremezler; eninde sonunda açgözlülüğe yenik düşerler. Ancak, bir üstün insan topluluğuna olan inanç "yoldan çıkmış bir dünyayı yönetecek Süpermenler inancı" işte bu bütün inançların en kötüsüdür, Victoria. Çünkü, 'Ben diğerleri gibi değilim,' dediğimiz anda, elde etmeye çalıştığımız en değerli niteliklerden ikisini yitirmiş oluruz: Alçakgönüllülüğü ve kardeşlik duygusunu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.